En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...



Problem sadece ABD’nin Ortadoğu’daki politik ve fiili ağırlığını/varlığını azaltması değil. Büyüğü bu ama küçüğü; geri kalan ülkelerin de bu topraklarda bir ağırlığının olmaması!

Türkiye ve Mısır’ın kendi dertlerine düş(ürül)müş olması da ‘boşluğun’ kanla doldurulmasına vesile oluyor. Geriye kalan iki oyuncu İran ve S.Arabistan, taşeronları eliyle Irak, Suriye ve Lübnan’ı savuruyor. Ardından Afganistan da aynı kontenjandan listeye eklenecek ve ABD’nin başka bir fiyaskosu olarak parçalanma riskiyle yüz yüze gelecek.

Amerika’nın izlenebilen politik pratiği, İran'la anlaşarak nükleer stresi düşürmek ve Filistin-İsrail konusunda ilerleme sağladığı iddiası. (Özel bir bilgi olarak; Washington’un Tel Aviv iç dengelerini baştan kuran bir takım anlaşma ve örtülü operasyonlara da giriştiği hissediliyor. Avigdor Lieberman’ın bakanlık koltuğundan düşüp mahkeme/hapis korkusuyla geçirdiği günlerde aldığı dersleri ne kadar ezber ettiği; Netanyahu’nun ayağının kayma hızından anlaşılacak. Tabii, Tzipi Livni’nin muhtemelen yükselecek kaderi de!)

Bir New York Times makalesinde yapılan iki ardışık alıntının ilkinde Beyaz Saray'daki ulusal güvenlik danışmanlarından Benjamin J. Rhodes, "Ortadoğu'daki çatışma bölgelerinde ABD askerleri konuşlandırmak veya bitmeyen gerilimlerin ortasında yer almak çıkarlarımıza uygun değil" diyor.
Başkan Obama'nın bir başka ulusal güvenlik danışmanı ise (Anthony Blinken-Mart 2012), “ABD güçlerinin çekilmesinden sonra Irak daha barışçıl, daha demokratik ve daha zengin olacak”. (‘Power Vacuum in Middle East Lifts Militants’, 04/01)

Bu iki alıntıdan çıkarılabilecek nihai analiz ancak şu olabilir: bütün bölgeyi perişan ettikten sonra tüyüyorlar. Ama haklarını da yememek gerekir; arkalarına bakarak.

İlk bakış, boşalan alanın/mirasın İran ve Suudi Arabistan arasındaki “proxy” savaşa terk edildiğini gösteriyor olsa da; Riyad oyun dışına hızla iteklenir, ‘rıza gösterene’ değin siyasi gücü sorgulanır hale getirilirken, İran oyuna alınıyor ve ‘rıza gösterdiği’ kadar siyasi güç ekleniyor. Örneğin...

İran’la ilgili iki aktüel konu var: bir, BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere ve Almanya ile yaptığı nükleer müzakereler. İki, Suriye’nin masaya yatırılacağı önümüzdeki Cenevre toplantısına dahil edilip edilmeyeceği. Bu iki başlık birbirinden bağımsız olarak haberleştirilip, değerlendirilse de aslında aynı. Zamanlaması da öyle ve daha bu pazar (13/01) varılan nükleer uzlaşının Cenevre’de Tahran’a koltuk çekip çekmeyeceğini göreceğiz.

Trajik olan Arap liderliklerin oluşan boşluğu kendi akıllarına göre doldurmaya çalışmaları. Oysa hem o boşluğun sahipleri var hem de bu anafor Ortadoğu bataklığına hayli lider gömecek güçte.

Volgograd’da patlayan bombaların ardından Vladimir Putin’in zikrettiği, "Katillere fırsat vermeyeceğim. Yakında bizim cevabımız Ortadoğu haritasını değiştirecek. Bu benim Rusya çocuklarına vaadimdir" sözleri herkesin tüylerini diken diken etmeli.

İran’ın herkesin nefesini kesen dönüşü, 2013 yılının büyük sürprizi ve 2014 yılının da parlayan yıldızı olacağı beklentisini yükseltebilir. Öyle değil. 2013 Rusya’nın yılıydı. 2014 daha da Rusya yılı olacak. ABD’nin Tahran’ın zincirlerini boşaltması bu yüzünden! Ankara’nın oyunu kurması gereken ‘aralık’ da işte burası. Bu dar aralığa beton dökmeye çalışan hızlı adımları da, işte Türk iç politikasının koşuşturmalarında görebilirsiniz. (Konu Tahran olduğunda İngiltere’den bahsetmek zorundayız. Londra’nın İran’daki girişimleri bizden çok Moskova’dan takip ediliyor. Londra-Moskova arasında bir terslik çıktı çıkacak. ‘Somut’ gerilimler var. Şimdilik ilk yazmış olalım, dursun, hatırlatırız.)

Enerji Bakanı’nın İran ve Kuzey Irak’ta çatmaya didindiği enerji çadırı adına sorduğu, “Bir ABD bankasından bahsediliyor. Ama kim istiyor bunu? Bize resmi olarak gelen bir şey yok. Kim istiyorsa bunu bize söylemesi lazım. Niçin olması gerektiğini söylemesi lazım. Niçin ABD bankası da Türk bankası değil bunu bize söylemesi lazım” türünden basit sorular da budur. Bakanın yanıtları bilmediği düşünülebilir mi? (Milliyet, 13/01)

İki çetrefilli soru vardır elimizde; I. Amerika ve Rusya, Ortadoğu’daki her problem kaleminde uzlaşmış durumdalar mı? Suriye konusunda tamamen mutabık oldukları gibi Moskova’nın Beyaz Saray’ı kurtardığına ilişkin kanaat de dünyada hâkimdir. Üstelik bu yardım eli, ABD iç politikasında tehlikeli ‘patlamaların’ yaşandığı bir dönemde uzanmıştı Obama’ya. Peki, Volgograd patlamalarında ve dünyanın en büyük güvenlik yatırımlarının yapıldığı Soçi olimpiyatlarındaki risk için ABD ne yapıyor?..

Yaptığı, aslında tüm ülkeler için huzursuz edecek, kendi vatandaşlarına yönelik “terör riski var” uyarısıdır. ABD ve Rusya, İran da anlaştı mı? Irak’ta anlaştı mı? İsrail ve S.Arabistan’da anlaştı mı? Kısa bahsetmek zorundayım (!); ABD, Akdeniz’de Rus donanmasına askeri açıdan boyun eğerken (!) enerji konusunda uzlaştı mı? Ama en önemlisi, “Türkiye” konusunda uzlaştı mı?

II. Tahran ve Riyad uzlaşabilir mi? Şu an örtülü olarak fiilen savaşan bu iki ülke kısa, orta vadede uzlaşabilir mi? İran’ın ABD ile anlaşmasından hemen sonra Suudi Arabistan’a yönelik diplomatik açılımları krallıktan ‘çelimsiz’, hatta zoraki iyi niyet beyanlarıyla karşılandı ve şu anda da bir yakınlaşma görülmüyor. Belli ki bu yakınlaşma için ‘büyüklerin’ razı olması gerekiyor. Bu da şimdilik gözükmüyor. Eğer bu ‘mümkün gözükmeyen’ yakınlaşma sağlanırsa, bölge ve enerji destesinin yine baştan karılması gerekecek. Her zaman akılda tutulması gereken olasılık olarak izlenmesi gerekiyor.

Peki Türkiye? Tamamen iç savrulmalara kapıldığı söylenemese de seçim süreçlerinden ve ‘getirdiklerinden’ başını kaldırmakta zorlanıyor. Buna rağmen ‘ilginç’ ve yaratıcı adımlar atıyor. Kuşkusuz Kuzey Irak ve enerji haritasına yoğun çalışıyor ama dünyanın öbür ucundan ve ‘bir başka büyük savaş’ın tam göbeğinden, Çin ile Amerika’nın koridorundan, Uzakdoğu-“Pasifik”ten bayrak kaldırabiliyor!

‘Model ülke’ olarak Japonya’da “bölgesel güç hedefim yok” diyebiliyor ama uydu teslim alıp nükleer güç anlaşmaları imzalıyor! Büyükelçi olarak Washington’a MGK Genel Sekreteri, Londra’ya MİT Müsteşar Yardımcısı atıyor...

twitter.com/nedretersanel 



Bu yazı 4,271 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,492 µs