Bilal Kemikli
0 0 0000
Asya'nın kalbinde bir güneş
Türkistan, Asya'nın kalbidir. Burada yetişen alim ve arifleri düşünerek bu nitelemeyi yapıyorum... Türkistan, bütün bir Maveraü'n-nehir havzası, ilim ve irfan iklimidir. Bu yüzden olsa gerek, "Türkistan Asya'nın ruhânî âstânesidir" diyenler olmuştur.
Ruhânî âstâne... Ruhânî başkent!
Evet, Türkistan'ın pîri, Kul Hoca Ahmed Yesevî'nin sırlandığı bu toprak, bu nitelemeyi hak ediyor. Çünkü burası, hikmetlerin doğup bütün Türk ilrinde neşredildiği şehirdir. Adı bazen derviş, bazen eren, yahut baba veya ata... Elinde âsâsı, sırtında hırkası, aklında hikmetler, gönlünde Muhammedi sevgi, yola revan olmuş hal adamları. Asya'yı değiştirip dönüştüren iksir, burada, şu Türkistan toprağında mayalanıyor.
Kazak şair Cumabayev'in dediği gibi, Türk'ün beşiği...
"Türkistan, iki dünya eşiğidir.
Türkistan, her Türk'ün beşiğidir."
Bu iki dünya eşiğinde, Türkistan hala Türkün beşiğidir... Bu cümleyi söylememe sebep, bir kaç gündür, misafir öğretim üyesi olarak derslere girdiğim ve konferanslara katıldığım Uluslararası Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi'ndeki gözlemlerimdir. Elbette kısa bir süre; ama pek çok bölüme uğradım, görüşmeler yaptım, bir kısım eksikliklere rağmen bu kanaate vardım.
Türkistan'ı ruhani başkent yapan iksir, eğitimdir... Tarihte olduğu gibi, bugünde buranın Türk illerini adeta topladığını gördüm. Türk ve akraba toplulukladan öğrenciler, ilim yolunda ilerliyorlar. Doğrusu on altı ülke ve otuz iki topluluktan öğrenciyi birlikte görmek bendenizi heyecanlandırdı.
Uzaktan eğitim sistemiyle, Türkiye Türkçesin yaygınlaştırıldığını öğrenmek daha da heyecan verici... Ortak dil, ortak kültür ve ortak tarih misyonuyla hareket eden üniversite, sekiz fakülteyle binlerce öğrenciye hizmet veriyor. Dolayısıyla Yesevi Üniversitesi, adeta Asya'nın kalbinde doğan bir güneştir. Bu güneş, Türk illerini aydınlatacaktır.
Elbette eğitim bir sistem işidir. Buradaki sistemi bihakkın öğrenemedim... Lakin şu var ki, Türk-Kazak işbirliğinin ve stratejik ortaklığının burada yapılacak güzel çalışmalarla Asya'ya örnek olacağı aşikardır. Çalışmalarını yakından tanıdığım, her zaman heyecanlı ve gayretli ilim adamı ve burada büyük sorumluluk yüklenmiş olan Prof. Dr. Musa Yıldız ve arkadaşlarının projeleri bu ortaklığı daha ileriye taşıyacaktır. "Köklü geçmişten, güçlü geleceği" idealiyle kurulan Üniversite'nin, yeniden Türk illerini, zamanın ruhuna uygun bilim ve sanatla aydınlatacağını söylemek mümkündür.
Eksiklikler var... Her zaman da olacak. Ama kendini yenileyen, kararlı ve gayretli kadrolar görmek bendenize şu cümleyi yeniden söyletti: Bu güneş doğmaya devam edecek ve Türkistan yeniden Asya'nın kalbi olacaktır!
Bu yazı 3,142 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Nisan 2016
Öğrencime Mektup
-
5 Şubat 2016
Sahici Büyük Kimdir?
-
24 Ocak 2016
Aşkın Yolcuğu'na Dair
-
1 Ocak 2016
Kar taneleri: Semada raks eden dervişler
-
21 Aralık 2015
Eksik Gören Eksiktir
-
10 Ağustos 2015
Çeşm-i Cihân'a Ağıt
-
9 Temmuz 2015
Tevazu: İnsan toprağını işlemek
-
28 Haziran 2015
Ses vermek?
-
24 Haziran 2015
Bu kitap neden yazıldı?
-
4 Haziran 2015
Muhalefeti mi seçeceğiz?
-
10 Mayıs 2015
Ruhuma Sükünet Veren Şehir
-
20 Nisan 2015
Sevgili kızım, beklemeyi bilmeliyiz
-
5 Nisan 2015
Bedhah tuzaklara karşı
-
9 Mart 2015
Bu iyi bir zamandır
-
12 Şubat 2015
Oğluma birkaç not
-
27 Ocak 2015
Öğüt Almak: Nasihatname geleneğimize dair
-
19 Ocak 2015
Son hadiselere ve tartışmalara dair
-
29 Ekim 2014
Dostun Bahçesinde Teferrüç Etmek
-
14 Ekim 2014
Camide buluşalım
-
9 Eylül 2014
Bir Gönül Köprüsü
Yorumlar
+ Yorum Ekle