En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

ABD'nin İran'ı yükseltişi dershaneleri düşürür mü?



Ortadoğu’da kendisinin problem olduğunun görülmesini kim istemiyorsa, İran ile barışa ‘sızlanan’ odur...

ABD’nin İran’la yakınlaşmasının ve ona güç devretmesinin asal sebebi nükleer rahatsızlık olabilir mi hiç? Yoksa o sebep, ‘Ortadoğu Müslümanlığı’nın rahatsız edici mutasyonları mı? Eğer yanıtınız ikinci şık doğrultusunda ise, neden Batı basınında yer alan "İran-ABD anlaşmasının olası etkileri" minvalli makale ve analizlerde Türkiye isminin pek sık geçmediğini anlarsınız.

24 Kasım'da Cenevre'de varılan uzlaşma, Körfez ülkeleri, İsrail, Mısır, Suriye, Lübnan, Bahreyn ve Ürdün’ü huzursuz ettiği denli Ankara’yı rahatsız etti mi?

Adı geçen ülkeler açısından bu yeni "düzen"-kimi Batılı kaynaklarda örnek verildiği üzere-1979 İran İslam Devrimi ve Camp David anlaşması gücünde ve Ortadoğu’yu da öyle dönüştürecek. Bunu, İran’ın oyuna dönüşünün-veya ABD’nin Tahran’a dönüşünün- ilk ‘hoş geldin’inden, İran'ın Beyrut Büyükelçiliği'ne yapılan ve 23 insanın hayatını yitirdiği saldırıdan anlayabiliriz. (Yine bu etkilerin ‘tepkileri’ açısından Türkiye kaçıncı sırada? Öznenin İran olduğu durumlarda Türkiye’nin oyuna daha dâhil olduğu jeo-politik, Ortadoğu kadar “daha daha” kuzey değil mi?)

Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkelerinin duyduğu korkunun, İran’la baş edebilmek için yeni yollar üreteceğine ilişkin-silahlanma, yeni müttefikler bulma vs.-sayısız haber ve analiz yayınlanıyor. Oysa hem Körfez ülkelerinin hem de İsrail’in hesaplanmış tüm çıkış kapıları ABD tarafından tutulmuş durumda.

Hemen herkes İsrail ve S.Arabistan için sürekli "acil çıkış" kapıları üretip, açıyor ama kimse ikisinin kuşatılması için de tasarlanmış böylesi bir planda, ABD tarafından o kapıların kilitlenmemiş olabileceği fikrinin komikliğini görmüyor!

İsrail lobilerinin ABD yönetimine baskısı üzerine kurulmuş güç "piramidinin" de eski ağırlığında olmadığını düşünebilir miyiz? Keza, Amerikan medyasında düzenekli lobi faaliyetleri devam etse de, Beyaz Saray üzerindeki gölgeleri kısalmış durumda.

Aynı durum Suudi Arabistan için geçerli. Washington’un en has adamı, Irak saldırısını ABD başkanından sonra öğrenen ikinci adam, Riyad’ın yıllar boyu Washington büyükelçisi, hanedanın istihbarat şefi olarak şimdi-o dahi-“onlara” karşı mücadele ediyor. Prens Bandar ve İsrail lobisinin paylaştığı sütre bile, her geçen gün daha fazla taraftar bulan ABD’nin Riyad ve Tel Aviv’i 'artık' adam etme planının delili sayılamaz mı?

Nasıl önümüzdeki hafta İsrail’i ziyaret edecek ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Ramallah’ı da ziyaret ajandasına katarak, İsrail’le İran konuşmanın o kadar önemli olmadığı mesajını veriyorsa, büyük resimde S.Arabistan, körfez komşuları ve İsrail’in çılgınlık yapmasının hesabı da "daha büyük korkular" gösterilerek-hanedanın geleceği gibi-rehabilite ediliyor!

İsrail açısından ise durum daha da vahim; a) Özel bilgi olarak paylaşayım. Tel Aviv’in "hassas güvenlik" meselelerinde Washington’a ulaşabilmesi gittikçe azalıyor/zorlaşıyor! b) Tel Aviv’in İran’a ve bölgeye yönelik "güvenlik mekanizmaları"ndan Başbakan Netanyahu’ya “baskı” ve “sızlanma” artıyor! Ve gerçek şu ki, bu iki çark birbirini besliyor! (İsrail eski Başbakanı Ehud Olmert, geçtiğimiz Pazar günü Netanyahu’nun “Birleşik Devletler Hükümeti”ne savaş açtığını söyledi. Tercümesi Obama’ya demek. Güç dediğini ifa edebilme iradesidir. Netanyahu “güç ve irade”ye sahip mi?)

Riyad’a döndüğümüzde görüyoruz ki, söylenen ve yazılanların tersine İran’la bir an önce yakınlaşmanın 'mütenasip' yollarını arıyor. (Ruhani’nin hacca davet edilmesinden daha güzel yol olur mu?) Eğer S.Arabistan bu yola önümüzdeki birkaç ay-belki daha kısa bir zaman aralığında-girmez ise “hayattaki en büyük gücü” enerjisini ve pazarını kaybetme riskiyle de karşı karşıya kalabilir. İşte bu da ABD/İngiltere’nin elinde. (Türkiye’nin “enerji yolları” konusundaki “yemek seçmez” tavrı, İran ve Riyad arasında bambaşka ilişki biçimleri üretebilir de, yok edebilir de!)

İran bittiğinde geri kalan: Arap sorunu!

Hızla kabul etmek ve görmek gerekiyor ki, İran kaynaklı problemler Ortadoğu’da kangren olmuş “tüm korkuları, sorunları, hepsinin toplamını” halının altına süpürüyordu. Bu jeo-politik kamuflaj şimdi siliniyor ve iç kanamalı dertler 'görünür' hale geliyor. Arapların bütün komplikasyonları da İsrail’in tüm kompleksleri de bu listededir. Ve ABD/Batı onları Acem işi bir ayna ile yüzleştiriyor! Türkiye bu aynanın önünde değil ama çerçevesinde vardır. (Ankara-Washington ilişkisinin soğuk görüntüsü real-politik üzerinden yürüme kararından geliyor. Türkiye, İran yolunda ABD ile beraber yürüyecek. Herkes hızlı alışsa iyi olur.)

"Kendisinin problem olduğunun görülmesini kim istemiyorsa" İran ile barışa "sızlanan" da odur. (Ankara sızlanıyor mu?) Ve Türkiye içinde İran’la uzlaşıya kim sızlanıyorsa, içeride de Batı açısından problem odur. Keskin görmek gerekiyor!

Washington, Körfez ülkeleri açısından da İsrail açısından da bu ‘sıkışmışlık’ halinin farkında ve bir ‘düdükle tencere’ trajedisine neden olmadan ‘basıncı’ tahliye etmesi de gerekiyor. Plana Tahran’ın dâhil olduğu boyut da bu ve İran, bu avantajlı gelişmelere rağmen “huzur bulmak için” Körfez ülkeleri ile iyi geçinmeye mahkûm olduğunu biliyor. Şimdi Tahran Dışişleri’nin tartıştığı budur. (Dikkat edilirse tüm tartışma boyunca dosyanın ilk maddesinde duran nükleer tartışmaları artık iyice diptedir. En azından Beyaz Saray danışmanları İran’ın nükleer tehlike olmadığına inanıyor. Bu açık.)

Geriye ‘nasıl olacak’ sorusunun apaçık şimdiden görülmediği iki yanıtı kalıyor: İran’ın dönüşümü Batı’nın temenni ettiği “ideal”e varabilecek mi? ABD, pardon Beyaz Saray’ın gücü İsrail’i dizginlemeye ne kadar daha yetecek?

İran konusunda yalın beklenti, küresel sisteme entegrasyonun bir tür iktidar “küflenmesi” yaratarak rejimi "up-grade" etmesi. İsrail içinse sadece şu söylenebiliyor; seçimlere kadar artık kıpırdayamaz ve Obama’ya yönelik-Riyad lojistik verse dahi-haddini aşan bir girişimde bulunamaz!

Peki ya Türkiye? Sorun yok. Beraber yürünecek bu yollarda!

twitter.com/nedretersanel



Bu yazı 4,212 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,731 µs