En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

Çin 'derin aklı' füzeler konusunda ne düşünüyor?



26 Eylül günü Başbakan Erdoğan başkanlığındaki Savunma Sanayi İcra Komitesi, Türkiye’nin "Uzun Menzilli Füze Savunma Sistemi" ihalesini Çin’e (CPMIEC firmasına) verdiğini açıkladığı an dahi, konunun orada kapanmayacağı belliydi.

Yaklaşık 3,5 milyar dolar vadeden ihale sonunda; ABD, Rusya ve Fransa-İtalya ortaklığı yarışı tamamen kaybetmeseler de, ilk ve en uzun raunt sonunda Çin karşısında yenilgiye uğradılar. Elbette temsil ettikleri jeo-politik pozisyonlar da!

Hesapla(ş)ma!..

Ankara’nın bu kararı duyulduğundan itibaren geçen sürede, "neyin hesaplaşması/pazarlığı" yapıldığı ve "eksen kayması" fikirleri de hep akıllardaydı.

Bu iki sorudan hareketle-Batı istihbarat aklının izleyeceği-başka ilginç gelişmeler de oldu; örneğin, 24 Ekim’de Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Avrasya Ekonomik Konseyi toplantısında Türkiye’nin Rusya, Kazakistan ve Beyaz Rusya arasındaki Gümrük Birliği’ne girebileceğini söyledi.

Nazarbayev, "Bu talep Türkiye’den geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne katılma isteğiyle ilgili benimle görüştü. Türkiye büyük bir ülkedir ve bizim ortak sınırlarımız var. Hem bu şekilde konuşulan konuları da kapatmış oluruz" cümlelerini kurdu. Üstelik Suriye’nin de bu birliğe ilgisi vardı!

Nazarbayev’in, "konuşulan konular" dediği, Batı’nın "Sovyetler Birliği"ni yeniden mi kurmak istiyorsunuz” sorusuydu.

Panik ve atak...

Batı’nın hafızasında Türkiye/İran/Brezilya liderlerinin el-ele verdikleri poz ile içinde Çin’in de bulunduğu Şanghay Beşlisi sürecinde yaşanan Türkiye-Rusya ilişkisi o kadar çabuk canlandı ki, Ankara ve Astana bu yeni hali daha yalanlayamadan, hatta Batı reaksiyon bile göstermeden, sadece ama sadece 24 saat içinde Moskova’dan "düzeltme" geldi.

Lavrov; "Nazarbayev’in söyledikleri tam olarak gerçekleri yansıtmıyor. Türkiye Gümrük Birliği’yle işbirliği yaparak daha geniş serbest ticaret bölgesi oluşturulmasını istiyor. Ama bu ilgiyi Gümrük Birliğine katılma arzusu şeklinde değerlendirmek tam doğru olmaz.”

Kremlin’in "yarım doğru" kabul ettiği bu hamle, Türk dışişleri tarafından "büyük sürpriz" olarak karşılandı. Ama şaşkınlık halini Batı yaşıyordu.

Şanghay Beşlisi içindeki Rusya’nın bu tutumu Çin tarafından nasıl karşılandı bilinmez ama aynı akşam, Türkiye’nin resmi televizyon kanalı TRT-1’in ana haberlerinde spiker şu cümleleri okuyordu...

"Çin, tarihinde ilk defa bir Türk yazıtı ile ilgili bir uluslararası sempozyum düzenledi. 795 yılına tarihlenen yazıtta Gök-Türkçe ve Çince birlikte kullanılmış. Yazıt, Çin ile Türk devletlerinin ilişkilerinin sanıldığının aksine hep düşmanca olmadığını ortaya koyuyor…"

Çok planlı hareketler bunlar

Ankara, Batı’dan gelen ağır itirazlara işin hep teknik boyutlarıyla yanıt verdi. Çin füzesinin seçilmesinde kullanılan parametreler; maliyet, teknoloji paylaşımı, ortak üretim, süre gibi itiraz edilemez üstünlüklerdi ve Türkiye ne istediğini işin başında "katılımcılar"a söylemişti. Açıkçası, Patriotları önceden Türkiye’ye yerleştiren Avrupa ve ABD bunları önemsememişti!

Türkiye, bu tercihin politik bir dil barındırdığını, reaksiyonların olacağını da biliyordu. Ankara bir akıl kuruyordu ve ipuçları-görenler-için kamuoyuna yansımıştı.

23 Eylül 2013, Yeni Şafak; "Yerli füzeye yerli yakıt! “TÜBİTAK, ithal edilen füze yakıtını yerli imkânlarla üretmeyi başardı. Sanayi Bakanı Nihat Ergün, geliştirilen füze yakıtının dünyada üretilen en iyi füze yakıtlarından birisi olduğunu ve dünyada birkaç gelişmiş ülke tarafından üretildiğini açıklayan Ergün, 'Stratejik bir ürün olan füze yakıtı kolay temin edilemiyor. Satan ülkeler bazı şartlar ve kısıtlar koyabiliyor. Bu nedenle füze yakıtını üretmemiz çok önemli' dedi.

Ankara’nın istikametini gösteren başka haberler de “sessizce” basında yerini aldı: 9 Ekim 2013-Hürriyet, “Çin füzeleri uzay için yerli adım olacak” başlıklı haberin son paragrafında füzeleri Türkiye’ye “kimin” taşıyacağını söylüyordu; “Edinilen bilgiye göre Çin’den alınacak füze sisteminin nakliyesi de yine Türkiye’nin üretim ortağı olduğu Airbus A400M askeri nakliye uçağı ile yapılacak. Türk Hava Kuvvetleri’nde Koca Yusuf adıyla hizmete girecek uçak, füze sistemini Çin’den alarak Türkiye’ye getirecek.” Hesap bu kadar önceden ve detaylı yapılmıştı!

Çin istihbarat ve ulusal güvenliği ne diyor?

Bir ayı aşan çok ülkeli füze tartışmalarının en sessiz başrol oyuncusu Beijing’di. Çin, bu dönemde "araya hiç girmedi" ve tartışmaların "başında ve sonunda"  iki kısa açıklama yaptı.

28 Eylül’de yani Ankara’nın tercihinden hemen sonra; "Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcülerinden Hong Lei, ülkesinin askeri ihracatının ilgili bölgelerdeki barış, güvenlik ve istikrara zarar vermediğini söyledi; ‘Çin hükümeti, dikkatli ve sorumlu bir şekilde savunma ticari işbirliği yürütmektedir. Çin ve Türkiye arasındaki savunma ticari işbirliği normal şartlar altında gerçekleşiyor".

25 Ekim’de ise; "Çin, NATO üyesi Türkiye'nin Çinli bir şirketten füze alımının siyasileştirilmemesi gerektiğini açıkladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying, füze alımının 'normal bir silah ticareti işbirliği' teşkil ettiğini söyledi; “Konu tarafsız ve akılcı biçimde değerlendirilmeli. Bu tür ticari rekabetin siyasileştirilmemesi önemlidir."

Görüldüğü gibi her iki açıklama da aradan geçen bol spekülasyonlu zamana rağmen paralel ve sakin bir duruşu hem barındırıyor hem vazediyor. İki açıklamaya özellikle yerleştirilmiş bulunan bir de kelime var: "normal"!

Tek fark, ikinci açıklamanın ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin gazetecilere, "Türkiye ile ABD'deki yasal düzenlemelere göre yaptırım altında bulunan Çinli bir firma arasında varılması muhtemel anlaşma konusunda büyük endişe duyduğumuz sır değil" demesinin hemen ertesine denk gelmesi!

‘Normal’ ne demek?

Türkiye’nin füze savunma sisteminde Çin’i seçmesi, bu ülkenin gelişmiş teknolojili modern silahlarda söz sahibi olmaya başladığını gösteren bir tür noter onayı! Çin ulusal güvenlik aklının en önemsediği ve üzerine düştüğü konulardan biri buydu. Ankara’daki karar alıcıların Batı’ya söylediği, "adamlar bizim için füzelerle test bile yaptı" sözü de tam olarak bu. (Burada özel bir bilgiyi paylaşmak da gerekiyor; Başbakan Erdoğan’ın Çin tercihi noktasında zikrettiği bu vaka, "dokuz turluk" bir test gösterisini işaret etmektedir. Batı umursamazlığının aksine.)

Çin açıklamalarında normal, Batı’ya "siz ne yapıyorsanız biz de onu yapıyoruz" şeklinde meal bulurken, anormal; Türkiye’nin tek başına, Batı’nın hatta Kuzey’in silahlarından başka bir noktaya küresel ilgiyi, üstelik kefil de olarak çekmesi oluyor!

Batı basınında sık tekrarlanan bir kalıp var; "Çin, toplam silah satışlarında dünyanın 5. ülkesi". Evet Çin, silahlarının kalitesini yükseltiyor ve fiyat kırıyor. Böylece küresel pazardan daha fazla pay alıyor. Bu; ulusal güvenlik, istihbarat pratiğinin bir parçası olduğu denli, dişli bir rakip olarak Batı’nın karşısına bir daha çıktığı "para" rekabetini de oluşturuyor...

İkinci bölüm: 10+3 maddede Çin füzelerinin politik ve istihbari ‘başlık’ları

http://twitter.com/NedretErsanel 



Bu yazı 4,302 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,838 µs