Kimsenin elindeki kartlar artık yeterli değil.. Kartlarınızı doğru oynasanız da işe yaramayabilir.. Kartların yeniden dağıtılması da değil, "doğru dağıtılması" gerekiyor.. Türkiye için durum budur...
Oyun düzeni şöyle…
Türkiye-K.Irak (Barzani) bir tarafta, Suriye/Irak/İran ve "o Kürtler" bir tarafta...
Barzani Şubat ayında Moskova’ya gittiğinde, konuşma yaptığı bir Think Tank’da kendisine yöneltilen, "Türkiye ile PKK arasında arabulucu olur musunuz" sorusuna, "evet" yanıtını vermişti...
İşte kartlar doğru dağıtılmazsa, Barzaniler aynı soruyu Rusya’ya sormak zorunda kalabilir!..
"Bizimle, İran/Irak/Suriye/o Kürtler arasında arabuluculuk yapabilir misiniz?"
Kürtlerin ve bölgenin istikrarını bozacak gelişmelerden biri Celal Talabani’nin hastalığı. Sadece K.Irak’ta değil Irak’ın tamamında tehlikeli gelecek olasılığını yükseltiyor.. Yerine kimin geleceği, o yeri doldurup dolduramayacağı, şu sıralar bölgenin en popüler konularından.
Kuzey Irak’ın varoluşunda, gel-gitli bölgede bir politik ve ekonomik refah vahası olarak ayakta duruşunda yanında bulunan ülkeler de artık yok...
ABD bu cepheleşmeden zaten rahatsız ve "iç savaş" lafını da hem kamuya açık olarak hem de bölgedeki "müttefiklerine" zikretmiş durumda.. K.Irak’a yetişmesi zor.
Kaldı ki, Suriye’ye operasyondan kaçınmasının bir nedeni de işte bu "iç cerahati patlatma korkusu".
İsrail de yok!.. Tel Aviv, Irak/Suriye/Mısır’ın şu anki halinden memnun. Böyle kalmayacağını biliyor.. Bu yüzden, "oyuna davet edilirse" seve seve katılabilir!
Çağrılır ve katılırsa hangi cephede yer alacağı belli olduğundan, konu da "Kuzey Irak/Kürtler" olacağından, surları güçlendireceği açık.
Diğer taraftan, İsrail bir kere Kürtlere dokunduğunda, “hangisine, nasıl” dokunacağı kestirilemeyeceğinden, önceki tecrübelerinden akıllanmış Ankara oyuna giriş izni vermeyebilir.
İsrail’in cephesi belli olsa da, Rusya ile kurduğu özel ilişkiler ve ABD’nin, daha doğrusu Obama’nın barış süreci için üzerine abanacak olması bu ülkeyi de rüzgârlı yapıyor.
Kısaca; "Kritik ortama dengesiz element sokulmaz"...
Talabani’nin olası kaybı, devasa enerji çekişmeleri, İran-Türkiye rekabeti (!), Esad ve Maliki’nin istikrarsız hareketleri, Erbil’in kendi hesapları ve iç dinamikleri, Kerkük sorunu, Suriye/Irak/İran ve Türkiye’deki Kürtlerin hem birbirini kollayan hem de ayrı yönlere giden gelecekleri, tüm değişkenleri birleştiren tek ulaşım yolunun "Sırat Köprüsü" olduğunu gösteriyor.
Dikkat edilirse buraya kadar ismi metinde geçen (Türkiye hariç) bölgedeki tüm ülkeler istikrarsız.. Sadece istikrarsız da değil, etraf için tehlike üretiyor.
Bu kontrolsüz ülkelerin her birinin içinde, kaynayan Kürt toplulukları var. Üstelik 'seferiler'.. "Sınırsız" geziyorlar.
İşte bu ortamda Türkiye, kendi Kürtleri ile helalleşmenin yolunu arıyor..
Kısa vadede Kuzey Irak veya Suriye’den alevlenecek, "Türkiye ile İran’ın Kürtleri"ni karşı karşı getirecek bir "Kürt iç savaşı”ndan ödümüz kopmalı.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle