Tel Aviv’in Gazze’ye saldırısının nedenini bir türlü anlayamayan, Ocak ayında yapılacak İsrail seçimlerinden ötesine bağlayamayan, Obama’nın Kahire ve Ankara’da Filistin için 4 yıl önce söylediklerini nasıl olup da tüm dünyanın karşısında yuttuğunu çözemeyen; yazar/çizer/uzman/stratejist/siyasetçi ordusuyla nasıl bir dünya savaşı kazanılabilir ki?
İsrail’in neden Gazze’yi bombaladı?. Buradan varılmak istenen ne, siyasi tercümesi ne bu saldırının?. Daha yeni seçilmiş, arkasında hem halkoyu hem de geleceğe yönelik oy kaygısı bulunmayan bir ABD Başkanı neden, nasıl susuyor?
"İsrail saldırısı kimin işine yaradı" sorusu tatmin edici yanıtlar üretmiyorsa, soruyu ters-yüz etmek gerekir...
İsrail’in saldırısı-siyaseten-kime zarar verdi?. Bu iyi bir sorudur ve ABD Başkanı'ndan öte bir yanıtı yok. Öyle ki, her gün lanet yağdırılan Tel Aviv’in imajı dahi bu kadar çizilmedi, aynı berbat yerinde kaldı.
Obama ise Ankara-Kahire konuşmalarında zikrettiği ve vaad ettiği Filistin çözümünü tüm İslam ülkelerinin şaşkın bakışları altında yutmak, yutkunmak zorunda kaldı.
ABD değil, Obama’nın inandırıcılığı yaralandı. Ortadoğu’nun gözünde zaten güvenirliği olmayan ABD’nin ardından Obama da sakatlandı. Bu kişisel bir saldırıydı ve Obama vuruldu. Obama’nın Filistin için Türkiye ve Mısır’dan yardım istemesi budur.
Sadece bu olsa gene iyi.. ABD Suriye konusunda Rusya’nın durumuna düştü...
Dramatik olduğu kadar gülünesi bir hal bu; "Suriye’de despot bir rejim ve halkını öldüren bir yönetim var. Bunlara destek olanlar da aynı derecede suçlu" diyerek, parmağıyla Rusya ve Çin’i işaret ederken, şimdi aynı itham edici parmak bölgedeki müttefiki Türkiye tarafından dahi kendisine uzatılıyor.
Ve Amerika hâlâ, kan içindeki bebekler üzerinden "İsrail’in kendini savunma hakkı" diyor...
Neden?..
ABD seçimleri öncesi bir gün dahi ağzından düşürmediği İran’ın vurulması gerektiği iddiası/baskısı artık Tel Aviv’in ağzından duyulmuyor. Sanki bir günde İran nükleer dosyası tozlu raflarda kaybolup gitmiş gibi.
Oysa İran meselesi şu anda da İsrail’in için "tüm korkuların toplamı" demek!
Ve sır Obama’nın seçim sonrası düzenlediği ilk basın toplantısındaki konuşmasında yatıyor...
"Gazeteci - İran nükleer meselesini çözmek için son bir diplomatik çabaya hazırlanıyor musunuz? Birebir görüşmelere doğru ilerliyor muyuz?
Obama - Bu meseleyi diplomatik olarak çözmek için hâla zaman penceresinin olduğunu düşünüyorum. İran’ın uluslararası yükümlülüklerini yerine getirerek ve uluslararası topluma nükleer silah peşinde olmadıklarına dair açık güvenceler vererek barışçıl nükleer güç olabilmesinin yolu olmalı.
Gazeteci - Efendim, birebir görüşmeler?..
Obama - Evet, önümüzdeki aylarda İran ile sadece bizim değil, uluslararası toplum arasında bir diyalog başlatabilir miyiz, bu meseleyi çözebilir miyiz diye bir gayret ortaya koymaya çalışacağım."
İşte Gazze’ye düşen bombaların pimini çeken budur.
Obama’yı zaten sevmeyen, seçimleri kaybetmesi için ABD iç siyasetinde alenen propaganda yapan Tel Aviv yönetiminin, Obama’nın ikinci döneminde başına geleceklerden duyduğu kaygının paniğe dönüştüğü an budur. (Aslında bu konuda en gerçekçi okumalar Tahran’da yazıldı, çizildi. İran, Obama’nın söylediklerini gerçekleştirmek için siyasi gücünün zayıf olduğunu analiz ediyordu.)
Şimdi ikinci bir sorumuz var; Obama neden susuyor?
ABD seçimlerini kim kazandı?. Emin misiniz? (*) Üstelik konu İran ve İsrail olduğunda Demokratlar'a da çok güvenemezsiniz.
ABD Başkanları’nın ikinci dönemleri oy kaygısından muaf olduğundan tarihe geçmek için köklü adımlar atabilirler.. Fakat Obama boğazına kadar iç sorunlara ve "dengelere" batmış durumda.
Attığı her adımda kongreye ve basına muhtaç. Ve bu İsrail demek.
Özetle, adamı yönetemez hale getirirler!
Peki bundan sonra ne olacak?
Dört yıllık bir ABD-İsrail çekişmesi izleyebiliriz ve Beyaz Saray’ın İsrail’e ilk cevabı Ocak öncesi gelecek!
http://twitter.com/NedretErsanel
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle