Mümtaz'er Türköne
0 0 0000
Bu sefer çözülecek mi?
Bugün AK Parti kongresinde Başbakan'ın yapacağı tarihî konuşmayı dinlerken, hepimiz öncelikli olarak bu soruya cevap arayacağız. Erdoğan aslında söyleyeceğini söyledi. Kongre konuşmasına bir "sürpriz" bırakmadı. Başbakan ilk defa çok açık ve net bir şekilde doğrudan kendi ağzından çıkan cümlelerle hem İmralı hem de PKK ile müzakere kapılarını sonuna kadar açtı. Muhtemeldir ki, ayak üzeri söylenmiş bu sözleri bugün vurgulu ve detaylı bir şekilde kayda geçirecek. Kendisini, partisini ve dolaylı olarak devleti bağlamış olacak.
Başbakan Erdoğan, üzerine çok büyük bir risk alıyor. Siyasî olarak kaldırılması çok zor bir risk. AK Parti'nin ve kendisinin en amansız ve acımasız rakibinin eline büyük bir koz veriyor. PKK'nın bu kozu kullanırken insaflı davranma ihtimali var mı? Süreç hepimize çok şey öğretti. Özellikle PKK'nın taktik ile stratejiyi birbirinden nasıl ayırdığını. PKK'nın varlık sebebini oluşturan bir stratejisi var. Bu adamlar ellerine silah alıp dağa, sonunda devletle pazarlık masasına oturabilmek için çıkmadılar. Oslo'da sıkı pazarlıklar zaten yapıldı. İmralı ile düzenli görüşmeler zaten sürdürülmüştü. İmralı'dan çıkan sonucu PKK reddetti. Oslo'da masayı yine onlar devirdi. Demek ki Oslo süreci de, İmralı görüşmeleri de PKK için taktik adımlardı. Öyleyse yeni yapılacak müzakereler de PKK için taktik değer taşıyacak. PKK taktik kazançlar peşinde koşacak ve ana stratejisini hiç değiştirmeyecek.
PKK o masaya elindeki silahla oturuyor. Devleti bir şekilde dize getirmiş oluyor. Kendisine o kadar güç veren silahı neden bıraksın? Silahtan vazgeçmesi için mantıklı bir neden var mı? Varsayalım ki PKK'nın istediği ateşkes sağlandı. Ateşkes, yani silahların susması bile silahın mevcudiyetine bağlı değil mi? Devlet kanadı PKK'nın taleplerini tek tek karşılasa bile, silahların bir daha kullanılmamasının garantisi var mı? İmralı ile anlaşma sağlandıktan sonra, Oslo'da görüşmeler sürerken olanlar, PKK'nın güvenilmez olduğunu göstermiyor mu? Silvan saldırısının bir açıklaması var mı?
Başbakan bu durumu bilmiyor mu?
Bütün detaylara vâkıf olduğuna göre bilmemesi mümkün değil. Peki neden müzakere kapılarını sonuna kadar açıyor? Bu durumun bir tek açıklaması var: Müzakere talebinin PKK'dan gelmesi. Başbakan'ın bu süreci başlatmadığı kesin gibi görünüyor. PKK kanadından hemen gelen olumlu karşılıklar bu durumu gösteriyor. Çünkü zamanlama Başbakan'ın hesaplarına değil, PKK'nın çıkarlarına uyuyor. Kış faktörü PKK için önemli. Üstelik bu sene PKK, yaralarını sarmak için kış kampına erken çekilecek. İkinci olarak PKK, başlattığı savaşı kazanamayacağını anlayacak kadar hasar aldı. Alan hakimiyeti ve mevzi savaşında PKK ilan ettiği hedeflerden hiçbirini gerçekleştiremedi. Devrimci Halk Savaşı tezi çökmüş durumda.
Peki Başbakan neyi hesaplıyor?
PKK şiddeti tırmandırdıkça marjinalleşiyor. Kimin gözünde? Doğrudan Kürtlerin gözünde. Şemdinli saldırısı, Devrimci Halk Savaşı'nın halksız yapıldığını ispatladı. Gaziantep saldırısı PKK'ya, sempatizanları nezdinde büyük itibar kaybına yol açtı. İnsanlar barış istiyor. Barışı ise PKK imkânsız hale getiriyor. Son beş sene içinde AK Parti hükümetinin attığı adımlar, Kürtleri devlete yaklaştırıp PKK'dan uzaklaştırdı. Bu adımlar içinde en önemlisi, devletin çözümden yana samimi bir tavır içinde olduğunu göstermekti. Öcalan'ın muhatap alınması ve Oslo süreci, çözüm adına hükümetin risk aldığını ispatladı. Bugün aynı riski alenen üstlenen Erdoğan, çözüm isteyenlerin yanına birkaç adım daha yaklaştığını göstermiş oluyor. Ayrıca bu adımları atan kişi, darbe teşebbüsünde bulunanları yargılayıp mahkûm etmiş bir ülkenin başbakanı.
Peki çözüm? Bu mesele bir davayı tamamlayıp, dosyayı kapatıp rafa kaldırmak şeklinde çözülmeyecek. Bu sorun yönetilecek. Başbakan'ın konuşmasındaki ayrıntılar nasıl yönetildiğini gösterecek.
zaman
Bu yazı 4,282 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
30 Eylül 2012
Bu sefer çözülecek mi?
-
16 Eylül 2012
Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
-
14 Eylül 2012
Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
-
13 Eylül 2012
CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
-
9 Eylül 2012
Merkez Sağ'ın son noktası
-
7 Eylül 2012
Başbakan sertleşmekte haklı mı?
-
28 Ağustos 2012
Hükümet haklı çıktı
-
26 Ağustos 2012
Kawa ve Ergenekon
-
24 Ağustos 2012
Terör sorunu ayrışıyor
-
17 Ağustos 2012
Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
-
16 Ağustos 2012
'Paralel devlet'in iflası
-
12 Ağustos 2012
Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
-
10 Ağustos 2012
Yangını kim söndürecek?
-
5 Ağustos 2012
Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
-
22 Temmuz 2012
Davutoğlu haklı çıkarsa?
-
17 Temmuz 2012
'Hücre yenilenmesi'
-
29 Haziran 2012
ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
-
24 Haziran 2012
Türkiye savaşa girer mi?
-
21 Haziran 2012
Teröre teslim olmak
-
19 Haziran 2012
Çözüme yakın mıyız?
Yorumlar
+ Yorum Ekle