Abdülkadir Selvi
0 0 0000
21 Eylül demokrasi bayramı
'Balyoz'u demokrasinin tepesine indirmek isteyenlere inat, demokrasinin 'Balyoz'u darbecilerin kafasına indi.
21 Eylül o açıdan tarihi bir dönüm noktası.
27 Mayıs'ın resmi bayram olarak kutlandığı, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan'ın demokrasiye sürülmüş kara bir leke olduğu ülkemizde, bu karar demokrasinin şeref levhası oldu.
Türk demokrasisinde yeni bir sayfa açıldı.
21 Eylül demokrasi bayramınız kutlu olsun.
Darbelere çok ağır bedeller ödedi bu millet.
Memlekete hizmetten başka bir suçu olmayan Başbakan'ı astı darbeler.
Solcu dediler gençlerimizi darağaçlarına yolladılar. Sağcı dediler evlatlarımızı sehpalarda sallandırdılar.
Bir milletin geleceğini çaldılar.
O açıdan 21 Eylül, darbelerden hesap sorulduğu tarihi bir dönüm noktasıdır.
Bu ülkenin tarihinde maalesef ki, 27 Mayıs var. 12 Mart'ımız da oldu, 12 Eylül'ü de yaşadık. Onlardan güç alıp, 28 Şubat'ı da, 27 Nisan'ı da gerçekleştirdiler.
Darbecilerden hesap sorulmadığı için, bir önceki müdahale bir sonrakinin staj yeri oldu. Ta ki, 28 Nisan'a kadar.
28 Nisan Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktasının adıdır.
Ergenekon operasyonları ve Anayasa referandumu ile demokrasimiz önemli mevziler kazandı.
Askeri vesayeti gerileterek ilerlediğimiz yolda, darbecilerden hesap soran Türkiye'ye ulaştık.
Bırakın sulandırma gayretlerini. Balyoz bal gibi bir darbe planıydı.
Hem de Genelkurmay'ın iç tehdit bölümü icra edilmesin talimatına rağmen gerçekleştirilmiş bir darbe plan semineriydi.
Darbecilik stajını Yassıada'da yapan, 28 Şubat'ta Batı Çalışma Grubu'nu kuran Çetin Doğan'ın liderliğinde AK Parti iktidarını devirmek için yapılmış bir darbe planının adıydı.
Geçmiş darbelerde başarısı test edilip onaylanmış planlardı bunlar.
Ne diyordu bu planda? Fatih ve Bayazıt Camii'nde en kalabalık olduğu Cuma namazı vaktinde bombalar patlatılacak, içerideki elemanlar aracılığıyla halk kışkırtılacaktı?
80 öncesine gidin. Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta bu yapılmadı mı? Camiler basıldı diye halk galeyana getirilip, Alevilere karşı kışkırtılmadı mı?
Azınlıklar hedef alınacakmış? Kimmiş bunlar? Etyen Mahçupyan, Sevan Nişanyan ve Hrant Dink...
Efendim neymiş? Benim kulaklarım pek duymuyor da, Hrant Dink mi dediniz? Ne oldu Hrant'a...
Darbe karşıtı sağcı aydınlar ya da liberaller hedef alınacakmış. 80'den önce Abdi İpekçi, Doğan Öz, Gün Sazak öldürülmedi mi?
28 Şubat'tan önce laik aydınların katledilmesi gibi. Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı suikastleri, 28 Şubat'ın, 'Dinci tehlike' propagandası için kullanılmadı mı?
Darbe zemini oluşturmak için gereken her türlü plan uygulandı bu topraklarda. Öldük, öldürdük. Kimimiz asıldık, kimimiz işkenceler gördük. Peki darbeciler? 'Kanlar Evren'i Çankaya'ya taşımak için aktı' dedi, Demirel.
12 Mart'ı Deniz Gezmişlerin omuzlarına basarak gerçekleştirdiler. İlk işleri, 'Üç Fidan'ı asmak oldu.
21 Eylül o açıdan çok önemli.
Bizim gibi darbe geçmişi olan ülkeler sordu bu hesabı. Bizde ilk kez hesap veriyorlar.
İspanya- 36 yıllık Franco diktatörlüğünden hesap, 'Tarihsel Hafızayı Yeniden Kazanma' adlı yurttaş girişiminin kurulmasıyla sorulabildi. Diktatörlüğün sembollerinin tasfiyesi kararı alınıp, Franco heykelleri yıkıldı.
Şili- Diktatör Pinochet'ten ölüm döşeğindeyken hesap sordu. Pinochet daha işbaşındayken af çıkarıp, OHAL dönemindeki cezai takibatları engelledi.12 Eylülcülerin Anayasa'ya geçici 15. Maddeyi koymaları gibi. Kendisini kongreye daimi senatör atayıp, dokunulmazlık zırhına büründü. 27 Mayısçıların tabi senatör olması gibi. Ama halk yılmadı. 'Hakikat ve Uzlaşma Ulusal Komisyonu'nu kurdu. Diktatör 1998 yılında Londra'da gözaltına alındı. Dokunulmazlığı kaldırıldı, ama yargılanamadan, onların GATA'sında öldü.
Arjantin-Bizde Evren, onlarda Videla. Ama her ikisinde de 5 general... Videla cuntası, Falkhland savaşı kaybedilince çöktü. Seçimle gelen Alfonsin'in ilk işi 5 generali yargılamak oldu. Ağır cezalara çarptırılan darbeciler, Menem, tarafından salıverilse dahi, Mahkemenin, 'İnsanlık suçlarına af olmaz' kararı üzerine cezaevine konuldu. Halen cezalarını çekmeye devam ediyorlar.
Yunanistan- Kıbrıs müdahalemiz, Yunanistan'daki Albaylar cuntasının çökmesine neden oldu. Yunanistan yargıladı, cuntanın 19 üyesi 1975 yılında idam cezasına çarptırıldı. Cezaları müebbet hapse çevrildi. Ölümleri cezaevinde oldu.
Portekiz-Salazar'ı ölümünden sonra yargıladı.
Yıl 2012.
Bizde ilk adım 21 Eylül günü atıldı.
yenişafak
Bu yazı 1,428 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
27 Eylül 2012
Başbakan'ın açılımı ne olacak?
-
25 Eylül 2012
Karakolda teknoloji var
-
24 Eylül 2012
21 Eylül demokrasi bayramı
-
19 Eylül 2012
Yetmez ama evet
-
17 Eylül 2012
Suriye, Bosna mı?
-
13 Eylül 2012
Yazamayacağım takvim...
-
12 Eylül 2012
Kılıçdaroğlu adına açılan sayfada ne yazıyor?
-
10 Eylül 2012
Kuruculara 3 dönem muafiyeti
-
5 Eylül 2012
Numan Bey neye şaşırdı
-
4 Eylül 2012
Beytüşşebap göstere göstere geldi
-
30 Ağustos 2012
İstihbarat var, operasyon yok
-
27 Ağustos 2012
Cumhurbaşkanı'nın sağlığı
-
22 Ağustos 2012
Melisa'nın katili Esed
-
16 Ağustos 2012
Suriye şoklaması
-
15 Ağustos 2012
Bedel
-
6 Ağustos 2012
Gül, görüşmeyi hangi hareketle anlattı?
-
5 Ağustos 2012
Şura'nın sürprizleri
-
2 Ağustos 2012
Sever'in açıklamaları nasıl karşılandı
-
1 Ağustos 2012
Komutanın durumu
-
31 Temmuz 2012
Yeni parola
Yorumlar
+ Yorum Ekle