Mustafa Ünal
0 0 0000
'Balyoz' yok sayılamaz
Balyoz davası sonuçlandı. Yargı hızlı işledi. 365 sanıklı davayı 21 ayda bitirdi. Aralarında üst rütbeli generallerin de bulunduğu 325 sanık ceza aldı.
En ağırı Çetin Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına'ya... 20'şer yıl. MHP listesinden milletvekili seçilen Engin Alan'ın cezası 18 yıl. Diğerleri de 10 yılın üzerinde. Süreç henüz tamamlanmadı, önce gerekçeli karar yazılacak sonra dosya Yargıtay'a gidecek. Son sözü yüksek yargı söyleyecek.
Başbakan Erdoğan yorum yapmak için 'Yargıtay sürecini ve gerekçeyi görmeliyiz.' dedi. Kararlara AK Parti ihtiyatlı yaklaştı. CHP eski ezberini aynen tekrar etti. Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adnan Menderes'in kabrini ziyareti özde değil, sözdeymiş. Menderes'in huzurundan Silivri'ye bu kadar kısa sürede, bu kadar keskin dönüş olmamalıydı. CHP darbelerle ilişkisi sorunlu bir siyasi parti. O mahalden uzaklaşamıyor, kan çekiyor. MHP ise kararları daha çok Engin Alan'ın üzerinden yorumladı. Tepkisel tavır takındı.
Balyoz kararları sadece iç kamuoyunda değil, dünyada da geniş yankı buldu. Konuşulması, tartışılması doğal. Türk demokrasi tarihinde bir ilk çünkü... Darbe teşebbüsüne ilk kez ceza verildi. Düne kadar hayaldi gerçek oldu. Darbecilerden hesap soruldu. Bu bir dönüm noktası. 10 yılda bir, darbelerle örselenmiş, demokrasisi yaralı bir ülke için bu kararların anlamı çok büyük.
Türkiye, darbecisini devlet başkanı yaptığı ülkeden, darbe teşebbüslerini yargılayan bir ülkeye evrildi. Artık geriye dönüş yok, bu yolda ilerleyecek. Balyoz iki yıldır gündemde. Ne olduğu az çok biliniyor. Bir bavula zor sığan milyonlarca sayfalık doküman ortalığa saçıldı. İddialar ağırdı. Eski Genelkurmay Başkanı Koşaner bir ses kaydında 'Balyoz'un günahı vebali 1. Ordu'ya ait. Karargahtan böyle planlar nasıl dışarı çıkar izahı yok, kim verdi, biz verdik. Hiç kimseyi suçlayamayız.' dedi. Balyoz belgeleri kozmik odadan dışarı çıkanlardan...
Balyoz, bugüne kadar Türkiye'nin aşinası olmadığı bir dava. İlk darbe davası olduğu için her safhası tartışıldı. Destek verenler ve karşı çıkanlar oldu. Belgeleri sulandırmak, dokümanları anlamsızlaştırmak, ses kayıtlarını bile yok saymak için yoğun çaba sarf edenlere rastlandı. Hemen her akşam ekranlarda boy gösteren avukatlarını kastetmiyorum. Müvekkillerini sonuna kadar savunmak onların görevi. Yadırganamaz. Ancak dava süreci, avukatların bakışıyla değerlendirilemez.
Büyük bir dava. Yalnızca sanık sayısı değil, milyonlarca sayfa doküman, binlerce sayfa ifade... Soruşturma ve dava sürecinde eleştirilecek, itiraz edilecek gelişmeler yaşanmadı değil. Bunlar daha çok hukukun konusu... Hukukçuların değerlendireceği hususlar. Hukukçular arasında da farklı yaklaşımlar söz konusu. 'Hilmi Özkök'ün, Aytaç Yalman'ın niye ifadesi alınmadı? Onlar da konuşmalıydı.' diyenler oldu. Avukatlar bazı belgelerin tartışmalı olduğunu iddia etti. Buna bazı hukukçular destek verdi. Bazıları ise davanın özünü etkilemediğini söyledi. Bunlar sadece Balyoz'da değil diğer hemen her davada sıkça karşımıza çıkan hususlar.
İddiaların, darbe senaryolarının, milyonlarca sayfalık dokümanın, ses kayıtlarının anlamsız olduğunu düşünmüyorum. AK Parti'nin ilk iktidar yıllarında Çetin Doğan İstanbul'daydı. Birinci Ordu komutanıydı. Cunta faaliyetleri ayyuka çıkmıştı. '1. Ordu darbeye hazırlanıyor' istihbaratı devletin resmi raporlarına girdi.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz denir ya... O dumanlar Ankara'yı puslar içinde bıraktı. Kapalı kapılar arkasında nelerin döndüğünün siyasetçisi de gazetecisi de farkındaydı. En çok da darbenin hedefindeki siyasi kadrolar. AK Parti'ydi yani. Puslu hava şûra toplantılarına kadar yansıdı. Kaç kişiydiler, 325'in tamamı o faaliyetlerin içinde miydi? Yargının kararına göre 'evet'... Eleştirilebilir, itiraz edilebilir ama yok sayılamaz.
zaman
Bu yazı 1,195 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Eylül 2012
Balyoz duruşu
-
23 Eylül 2012
'Balyoz' yok sayılamaz
-
19 Eylül 2012
Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
-
5 Eylül 2012
İki görüşme...
-
29 Ağustos 2012
Çiçek'in çıkışı
-
1 Ağustos 2012
Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
-
29 Temmuz 2012
Rüya gibi
-
25 Temmuz 2012
Suriye nelere gebe?
-
18 Temmuz 2012
CHP değişir mi?
-
1 Temmuz 2012
Davutoğlu ile Suriye...
-
27 Haziran 2012
Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
-
20 Haziran 2012
Dağlıca yine dağladı
-
17 Haziran 2012
7+5 senaryoları
-
13 Haziran 2012
Kürtçe derste tarihî adım
-
8 Haziran 2012
İyimser hava
-
30 Mayıs 2012
'Hassas ve gerilimli iş'
-
23 Mayıs 2012
Meclis'te Erdoğan barışı
-
18 Mayıs 2012
Rota başkanlık sistemi
-
16 Mayıs 2012
Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
-
9 Mayıs 2012
28 Şubat'ın dalga boyu
Yorumlar
+ Yorum Ekle