Abdülkadir Selvi
0 0 0000
İstihbarat var, operasyon yok
PKK ile 30 yıllık mücadele tarihimizde kritik bir süreçten geçiyoruz. Bizler günlük hayatın koşturmacası içindeyken Türkiye'nin bir bölgesinde, Hakkari- Şırnak hattında çok önemli gelişmeler yaşanıyor.
PKK bir süredir hem kırsal hem şehirleri içine alan, çift taraflı bir strateji izliyor.
90'lı yılların kalabalık gruplar halinde karakollara, şehirlere saldırısını andıran bir konsept uyguluyor. Ama birebir aynısı değil.
1-Türkiye 90'lı yılların OHAL ile yönetilen, faili meçhul cinayetler ülkesi olan Türkiye değil.
2-Türkiye'yi derme çatma koalisyon hükümetleri yönetmiyor. Güçlü bir siyasi iktidar var.
3-AK Parti iktidarı çözümü güvenlikçi politikalarda arayan değil, demokratik çözümü esas alan sivil politikaları tercih ediyor. DGM'lere dayalı bir anlayış değil, DGM'leri kaldıran sivil çözüm esaslı bir yaklaşım söz konusu.
4-Kürt sorununun çözümü ile PKK ile mücadele birbirinden ayrılıyor. 'Siyasetle müzakere, terörle mücadele' esas alınıyor.
5-AK Parti, bölgede BDP'den daha fazla temsil oranına sahip olması nedeniyle bir temsil sorunu yaşanmıyor.
Türkiye'nin şartları aynı değil. Kürt sorununun çözümü için öne sürülen 31 maddeden 27'sini hayata geçirmiş, önerilenlerin önünde bir Türkiye var. Ama bölgemiz de aynı bölge değil.
1- Örgüt, Suriye'deki savaş koşulları nedeniyle, Suriye-Irak ve İran'dan oluşan yeni hamiler buldu.
2-Türkiye'nin Suriye hamlesinden rahatsız olan güçler, PKK kozunu sahaya sürdü.
Hakkari kırsalında 500-750 civarında terörist bulunuyor. Örgüt yeni konsept gereği vur-kaç yerine kalıp savaşmayı tercih ediyor.
Burada sorun, örgütün bu stratejisine karşı bizim mücadele konseptimizin ne olduğu?
Bir terör eylemi meydana geldiğinde ilk akla gelen istihbarat zafiyeti. Ama gerçek tam tersine. İstihbarat var. Şemdinli saldırısı 29 Temmuz günü meydana geldi. İstihbaratı 2 Temmuz günü alındı. Şu karakol basılacak, silahlar şu camide saklanıyor, PKK'lı grup şu mezrada gibi günde ortalama 15 istihbarat alınıyor.
24 Ağustos günü Şemdinli'de güvenlik kameralarına takılan PKK'lı bir tim vardı. Aslında terör örgütü Şemdinli'ye 5 ayrı koldan saldırdı. Görüntülerdeki tim, suikast timiydi. Önceden istihbarat alındığı için özel harekat timleri geri püskürttü.
Ancak istihbaratın alınması yeterli olmuyor. Koordinasyon eksikliği ve operasyonel zafiyet yaşanıyor.
Örneğin Gaziantep saldırısı başta olmak üzere PKK'nın metropollere yönelik bombalı eylemlerinin önemli bir bölümü Diyarbakır-Lice kırsalında hazırlanıyor.
Örgütün Diyarbakır bölge sorumlusu ise, 'Dr. Aydın' kod adlı Hacı Turan. Görese operasyonunun yapıldığı gün İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'le birlikteydim. Bir yandan operasyona ilişkin bilgiler alırken, bana hissettirmeden, 'Dr. Aydın' kod adlı teröristin öldürülenler arasında olup olmadığını teyit etmeye çalışıyordu.
O günlerde henüz Uludere faciası yaşanmamış, özel timler Kazan vadisinde örgüte büyük darbe vurmuştu. Moraller yüksekti, TSK ve özel timler operasyonel vaziyetteydi. Şimdi Dr. Aydın'ın bulunduğu koordinatların tespit edildiği anlar oluyor, güvenilir kaynaklardan istihbarat alınıyor ama harekete geçilmiyor. Zaaf burada.
Son bir nokta.
Yeni konjonktür nedeniyle Suriye ile PKK nikah tazeledi. Zaten örgüt; Suriye Muhaberatı'nın kucağında büyümüş, Bekaa'da açılan kamplarda ve Öcalan'a Şam merkezinde tahsis edilen villadan yönetilmişti. İstihbarat birimleri Suriye ordusunun depolarından PKK'ya silah kaydırılmaya başlandığını tespit etti. Diyarbakır'da yakalanan 'roketatar'lar Suriye ordusunun envanterine kayıtlı çıktı.
PKK'da İran'ın kolu olarak bilinen Cemil Bayık ön plana çıktı. İran, kışın terk ettiği Türkiye sınırındaki askeri karakolları PKK'ya tahsis etmişti. İlk kez bu yaz, İran karakolları PKK tarafından kullanılıyor.
İran bir süredir kapattığı Şehidan kampını açtı. Şu anda 400 PKK'lının bu kampı kullandığı tespit edildi. Yeni bir bilgi; 1 hafta önce İran'dan 100 terörist Türkiye'ye sızdı.
Nuri El Maliki'nin yönettiği Irak ise yeni üçgenin en önemli köşesini oluşturuyor. Türkiye düşmanlığının gözünü bürüdüğü ve İran'ın ikinci kolu gibi hareket eden Maliki yönetimi, PKK'ya helikopterlere ve insansız hava araçlarına karşı etkili olan güdümlü füzeler verdi.
Örgütün bu füzeleri Şemdinli ve Çukurca bölgesine yerleştirdiği tahmin ediliyor.
Bu füzeler kimin? Dostumuz, müttefikimiz, PKK'ya karşı üçlü mekanizma içinde yer aldığımız ABD tarafından, Irak ordusuna devredilen hava savunma sistemi ve füze bataryaları. Türkiye eski Türkiye değil ama Ortadoğu'nun tarihinin yeniden yazıldığı bir süreçte konjonktür tehlikeli.
yenişafak
Bu yazı 1,032 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
27 Eylül 2012
Başbakan'ın açılımı ne olacak?
-
25 Eylül 2012
Karakolda teknoloji var
-
24 Eylül 2012
21 Eylül demokrasi bayramı
-
19 Eylül 2012
Yetmez ama evet
-
17 Eylül 2012
Suriye, Bosna mı?
-
13 Eylül 2012
Yazamayacağım takvim...
-
12 Eylül 2012
Kılıçdaroğlu adına açılan sayfada ne yazıyor?
-
10 Eylül 2012
Kuruculara 3 dönem muafiyeti
-
5 Eylül 2012
Numan Bey neye şaşırdı
-
4 Eylül 2012
Beytüşşebap göstere göstere geldi
-
30 Ağustos 2012
İstihbarat var, operasyon yok
-
27 Ağustos 2012
Cumhurbaşkanı'nın sağlığı
-
22 Ağustos 2012
Melisa'nın katili Esed
-
16 Ağustos 2012
Suriye şoklaması
-
15 Ağustos 2012
Bedel
-
6 Ağustos 2012
Gül, görüşmeyi hangi hareketle anlattı?
-
5 Ağustos 2012
Şura'nın sürprizleri
-
2 Ağustos 2012
Sever'in açıklamaları nasıl karşılandı
-
1 Ağustos 2012
Komutanın durumu
-
31 Temmuz 2012
Yeni parola
Yorumlar
+ Yorum Ekle