Bilal Kemikli
0 0 0000
Tatil ve yenilenme fikri
Son yılarda kültür gezilerine önem vermeye başladık. Eskiden tatili sadece deniz ve kum sananların da kültür gezilerine programlarında yer verdikleri görülüyor.
Bu iyiye alamettir.
Neden?
Şundan ki, kültür gezileri tarih bilinci veriyor ve tatil mefhumu manasını genişletiyor. Şunu demek istiyorum: Gezilen görülen yerlerdeki tarihi yapılar, türbeler, incelenen mezar taşları, uğranan konaklar, kervansarayları, çeşmeler, çıkılan kaleler vs bir yandan, sanat tasrihi ve mimariye olan alakayı artırdığı gibi, öbür yandan da o mekânlara hayat veren insanların kişisel tarihi ve dönemin sosyal ve kültürel tarihine karşı merak uyandırıyor.
İnsan merakıyla gelişir… Merak öğrenmeyi, araştırmayı ve incelemeyi teşvik eder.
Bu illa kitap okumak şeklinde anlaşılmasın; oradan birisine sorulan soru, bir kahvede ansızın karşılaştığınız bir halk bilgesinden duyduğunuz bir söz, okuduğunuz bir kitabe, yediğiniz yemek, dinlediğiniz bir türkü vs de sizin bilginizi artırır, sizi yeniler.
Tatil insanın bilgisini artırma vasıtası oluyorsa, onu yeniliyorsa manası genişliyor demektir… Sadece dinlenmek, yan gelip yatmak, yemek içmek ve eğlenmekten ibaret sanılan tatil, kültür seyahatine dönüştükçe insanı yeniliyor.
Yenilenmeye, meselelere yeni açılardan bakmaya ihtiyacımız var.
Bu farklı olanları görmekle mümkün oluyor. Yenilenmek farklı olana dokunmak, duymak, görmekle oluyor. Bunun için illa seyahate çıkmak gerekmez; ama seyahat işi kolay kılar…
Eskiden “selmana çıkmak” diye bir tabir vardı…
Unutulan bir tabir… Ama pek önemli!
Nedir bu tabir?
Tekkede derviş feyz alamaz, adeta tıkanır, sıkılır, daralır, durgunlaşır ve en önemlisi kendini tekrara başlar. Buna biz kabz hali diyoruz; darlık… Mürşid-i kâmil dervişin bu halini görünce, ona seyahat emri verir; kalk şu şehre git, şurayı ziyaret et, şu görevleri yap, der. Bu emirle derviş tekkeden çıkar yola koyulur.
Selmana çıkmak işte bu yolcuğun adıdır.
Derviş yola çıkınca, mekân değişiyor, rutin haline gelen işler yerini yeni işlere tebdil ediyor… Yeni yerler görüyor, yeni insanlarla tanış oluyor, farklı sohbetlerde bulunuyor. Böylece o darlık hali genişliyor. Kabz hali bast haline, genişlik ve coşkunluğa evriliyor.
İnsan içi genişledikçe gelişiyor…
İnsan coşkunlukla kendini buluyor…
Seyahat ve yenilenme fikri bendenize hep bu selmana çıkma deyimini hatırlatır.
Selmana çıkan, yenilenir.
Kültür gezileri böyledir. İnsanı genişletir, coşkun hale getirir. Hele hele bir de yetkin rehber olursa… İşte o vakit tadına doyum olmaz.
Ülkemizde son yıllarda kültür gezilerine ağırlık verilmesi, bu alanda bir merakın artması hayra alamettir… İnsan gezdikçe kendine gelecek, yenilenecek ve etrafını yenileyecektir.
Bu yazı 1,692 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Nisan 2016
Öğrencime Mektup
-
5 Şubat 2016
Sahici Büyük Kimdir?
-
24 Ocak 2016
Aşkın Yolcuğu'na Dair
-
1 Ocak 2016
Kar taneleri: Semada raks eden dervişler
-
21 Aralık 2015
Eksik Gören Eksiktir
-
10 Ağustos 2015
Çeşm-i Cihân'a Ağıt
-
9 Temmuz 2015
Tevazu: İnsan toprağını işlemek
-
28 Haziran 2015
Ses vermek?
-
24 Haziran 2015
Bu kitap neden yazıldı?
-
4 Haziran 2015
Muhalefeti mi seçeceğiz?
-
10 Mayıs 2015
Ruhuma Sükünet Veren Şehir
-
20 Nisan 2015
Sevgili kızım, beklemeyi bilmeliyiz
-
5 Nisan 2015
Bedhah tuzaklara karşı
-
9 Mart 2015
Bu iyi bir zamandır
-
12 Şubat 2015
Oğluma birkaç not
-
27 Ocak 2015
Öğüt Almak: Nasihatname geleneğimize dair
-
19 Ocak 2015
Son hadiselere ve tartışmalara dair
-
29 Ekim 2014
Dostun Bahçesinde Teferrüç Etmek
-
14 Ekim 2014
Camide buluşalım
-
9 Eylül 2014
Bir Gönül Köprüsü
Yorumlar
+ Yorum Ekle