Mustafa Ünal
0 0 0000
Çiçek'in çıkışı
'Vatandaş Cemil Çiçek olarak konuşuyorum' dedi ama sözlerinin böyle okunmayacağını kendisi de biliyordu. Çiçek, yılların siyasetçisi. Meclis'in en tecrübeli ismi. O bir Meclis Başkanı. Toplantıyı da Meclis'in çatısı altında yaptı. Söyledikleri 'vatandaş Cemil Çiçek'in değil Meclis Başkanı'nın sözü.
Meclis Başkanlığı mevcut sistem içinde hayati bir makam. Siyaset kurumunu temsil ediyor. Ayrıca makamın devlete bakan yüzü de vardır. O koltuğa oturan kişinin siyaset ile devlet arasında köprü görevi gördüğü de olmuştur. Vesayet sisteminin politikaya ayarı bu makam üzerinden yaptığını gösteren sayısız örnek bulmak mümkün.
Yanlış anlaşılmasın bunu Cemil Çiçek'in şahsıyla ilgili söylemiyorum. Meclis Başkanlığı makamının tarihî süreç içinde Türk siyasetindeki yerini ve işlevini hatırlatıyorum sadece.
Çiçek önceki gün önemli bir çıkış yaptı. 11 maddelik 'Teröre karşı ulusal mutabakat' metni açıkladı. 'Bu da nereden çıktı?' diye soranlar olabilir. Herkes için sürpriz oldu çünkü. Beklenmiyordu. Metni okuyunca biraz aceleye getirilmiş gibi geldi bana. İki sayfalık metinde bolca yazım hataları vardı. Altyapısı hazırlanmamış. En azından partilerle temas kurulabilirdi.
Siyaset alanında bir süredir teröre karşı arayış var. Terör ülkenin en yakıcı gerçeği. En son Gaziantep'te kendini gösterdi.
CHP inisiyatif aldı. Bir metin ortaya koydu. Somut önerilerde bulundu. AK Parti hemen cevap verdi. İki parti liderleri bir araya geldi. Henüz somut sonuç doğurmasa da iktidar ve anamuhalefet partisinin bir masa etrafında buluşması olumlu gelişmeydi.
Gaziantep eylemi sonrasında MHP, milletvekili dokunulmazlığına terör kısıtlaması öngören öneride bulundu. Anayasa değişikliği gerektirdiği için MHP'nin tek başına teklife dönüştürme imkanı yok, diğer partilerin desteğine ihtiyacı var. Teklifi AK Parti ve CHP'ye gönderdi. Netice kolay görünmüyor.
Hiç şüphesiz terör siyasetin konusu. Meclis Başkanı Çiçek'in sonbahara girerken bir ulusal mutabakat metniyle kamuoyunun önüne çıkmasını ben önemsiyorum. Zamanlama ilginç. Sonbahar sıradan mevsim değil, siyasette yeni dönemin başlangıcı. Anladığım kadarıyla Çiçek, Gaziantep tablosunu siyasete taşımak istedi.
Siyasi parti liderleri cenaze töreninde aynı safta yer alarak birlik beraberlik görüntüsü sergiledi. Cumhurbaşkanı Gül bunu 'Gaziantep ruhu' olarak tanımladı. Bu tablonun siyasi alana taşınması vatandaşın da isteği. Çiçek'i harekete geçiren bu Gaziantep ruhu olabilir. 11 maddede somut öneri yok. Genel çerçeve çiziliyor. Herkesin altına imza atabileceği bir metin. İspanya örneğinden esinlendiğini açıkça söyledi.
'Mutabakat' Türk siyasetinde çok kullanılan sihirli bir kelime olmasına rağmen maalesef bugüne kadar temmeniden öteye geçmedi. Bütün partileri bir metin etrafında toplamak imkânsız gibi. Çiçek'in çağrısı öncelikle siyasi partilere... Başka türlü eyleme dönüşmesi mümkün değil. Kamuoyuna mesaj veya tarihe not düşme niyeti de olabilir.
Metni siyasi partilere çağrı diye değerlendirmek daha sağlıklı. Sonuç verir mi? Şunu açıkça söylemek gerekirse hiçbir partiyi heceyanlandırmadı. BDP çok ayrı telden çalıyor. Onların teröre, teröriste yüklediği anlam çok farklı. Şu ana kadar terör örgütüyle ilişkilerini tanımlayabilmiş değil. Mutabakat metnine en sıcak bakan parti MHP... AK Parti mesafeli durdu. Bakanlar Kurulu sonrası Bülent Arınç 'Bu bildirinin muhatabı hükümet değildir.' dedi. Parti yönetiminden bir değerlendirme gelmedi.
CHP de soğuk baktı. Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, 'Metnin hükümet atölyelerinde hazırlandığını' ileri sürdü. Doğrudan AK Parti ile ilişkilendirdi. Henüz erken ama mutabakat metninin siyasette gerekli yankıyı bulduğunu söylemek zor. Ne AK Parti ne CHP üzerine aldı. Mutabakat metni 27 Nisan bildirisi gibi ortada kaldı. Yine de bir çözüm arayışını ifade etmesi açısından önemli.
zaman
Bu yazı 1,211 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Eylül 2012
Balyoz duruşu
-
23 Eylül 2012
'Balyoz' yok sayılamaz
-
19 Eylül 2012
Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
-
5 Eylül 2012
İki görüşme...
-
29 Ağustos 2012
Çiçek'in çıkışı
-
1 Ağustos 2012
Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
-
29 Temmuz 2012
Rüya gibi
-
25 Temmuz 2012
Suriye nelere gebe?
-
18 Temmuz 2012
CHP değişir mi?
-
1 Temmuz 2012
Davutoğlu ile Suriye...
-
27 Haziran 2012
Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
-
20 Haziran 2012
Dağlıca yine dağladı
-
17 Haziran 2012
7+5 senaryoları
-
13 Haziran 2012
Kürtçe derste tarihî adım
-
8 Haziran 2012
İyimser hava
-
30 Mayıs 2012
'Hassas ve gerilimli iş'
-
23 Mayıs 2012
Meclis'te Erdoğan barışı
-
18 Mayıs 2012
Rota başkanlık sistemi
-
16 Mayıs 2012
Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
-
9 Mayıs 2012
28 Şubat'ın dalga boyu
Yorumlar
+ Yorum Ekle