En Sıcak Konular

Serdar Turgut


Serdar Turgut
0 0 0000

Türkiye milletvekilliği



Seçim tartışılıyor ya; bazı cin akıllılar yine ortaya dökülüp ‘barajı şuraya çeksek bize şöyle yarar’ diye yüksek sesle düşünmeye başladılar. Sokaktaki insanın üçkağıda pek yatkın yaratıcı zekâsı bu seçim barajı tartışmalarında net olarak ortaya çıkıyor. Gayet tabii ki Türk halkının özelliklerini iyice yansıtan AKP’de de yaratıcı zekâların sayısı hayli fazla. Onlar da barajın kaçta kalması gerektiği konusunda çeşitli sayılar ortaya atıyor... Muhalefette de sayılarla ve baraj sistemiyle yeterince oynadığı takdirde sanki iktidar olabilecekmiş gibi davrananlar var. İktidar ve muhalefetteki bu cin akıllıların sayılarının fazlalığını görünce Türkiye’de siyasetin kalitesinin hiçbir zaman yükselmeyeceğini düşünüyoruz. Ancak bütün bu tartışmalar arasında, aslında içi hayli dolu olan ve kolaylıkla kenara itilmemesi gereken ‘Türkiye milletvekilliği’ türünden öneriler de var. Ancak bu da seçim sistemi üçkağıdının bir parçası olarak sunulduğu için, toz duman içinde kaybolup gidiyor.

Böyle güzel olabilecek önerilerin daha kapsamlı ve yaygın bir şekilde tartışılması gerekiyor. Yanlış hatırlamıyorsam, bu Türkiye milletvekilliği Turgut Özal döneminde ortaya atılarak üzerinde fikir cimnastiği yapılmıştı. Bazı kişiler ‘tüm milletvekilleri Türkiye’nindir. O nedenle ayrıca Türkiye milletvekili kategorisi oluşturmak gereksizdir’ diyerek kaba milliyetçi duyguları harekete geçirip, öneriyi anında öldürmüşlerdi. Ancak bunların anlamadığı nokta şu: Her milletvekilliği gayet tabii ki son derece lokal olan bir durumdur. Yani milletvekillerinin haklı olarak seçim bölgelerinin sorunlarından kafalarını kaldırıp da genel resmi görmeye vakitleri, enerjileri kalmaz. Bazen lokal sorun Türkiye genelinin de sorunu haline gelebilir-bugünlerde fındık meselesi böyledir-. Ancak bu nadir gerçekleşen bir çakışmadır- genelde milletvekilleri dünya meselelerini, ulusal politikaları fazla düşünemezler-. ‘Köylü milletin efendisidir’ lafı gerçekten doğrudur. Çünkü milletvekilleri genelde köylü problemleriyle uğraşırlar- dünyadan soyutlanmışlardır-. O yüzden Türkiye milletvekilliği işi, ulusal politikaları, dünya meselelerini ve Türkiye’nin değişen dünyadaki yerini düşünmekten ibaret olan ayrı bir sınıf yaratacaktır TBMM içinde. Bu açıdan Türkiye milletvekilliği eskiden var olan senatörlük sistemine benzerlikler gösterir. Kaliteli eğitimli, bilgili, görgülü, lokal sorunlardan koparılmış insanların, global meseleleri düşünmek için TBMM bünyesine gelmeleri son derece hayırlı bir iştir. Bu, Türkiye’de siyasetin kalitesini yükseltecek bir öneridir ve o nedenle seçim barajı cinliklerine alet edilerek tekrar gayrı-ciddi olarak ele alınması yazık olur. Mesele hakkında derin bir tartışma açılması gerekir.



Bu yazı 925 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2009 Cemaat ile TSK diyaloğa girmeli
    • 22 Aralık 2008 Erdoğan’ın kızının resmini görünce utandım
    • 11 Aralık 2008 Modernizmin ölümü ve anlamsızlık
    • 11 Kasım 2008 Fehmi Koru’nun yazısının şifreleri
    • 3 Kasım 2008 Acımasız düzen
    • 31 Ekim 2008 Medya Faşizmi nedir?
    • 28 Ekim 2008 THY’nin devrimci kararı
    • 24 Ekim 2008 Krizi fırsata çevirmek
    • 22 Ekim 2008 Kriz komplo olabilir mi?
    • 2 Ekim 2008 New York şehrinin kapanması
    • 16 Eylül 2008 Doğan’ın büyük kötülüğü
    • 17 Ağustos 2008 Medya da temizlenecek
    • 7 Ağustos 2008 Taşlar yerine böyle oturur
    • 27 Temmuz 2008 Faili meçhul hayatım
    • 17 Haziran 2008 Derin devlet gurusu
    • 23 Mayıs 2008 S-muhtıra
    • 1 Mart 2008 ABD’ye nanik yapılmaz
    • 29 Şubat 2008 Bölgenin ‘Büyük Abi’si
    • 9 Şubat 2008 Fakirlik ebedi oldu
    • 15 Ocak 2008 Enerji güvenliğinde stratejik ortaklık

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,034 µs