En Sıcak Konular

Ahmet Taşgetiren


Ahmet Taşgetiren
0 0 0000

''Daha büyük harita''



Başlıktaki ifade Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na ait. O bunu, Suriye'de bir "Kürt devleti" bölünmesini değerlendirirken söylüyor.

O sözlerinin bütünü, Davutoğlu'nun coğrafyamızdaki genel akışa yönelik değerlendirmesini ihtiva ediyor. Bu yüzden bütününü görmemiz lazım.
 
Davutoğlu, "Yüzyılın en büyük değişimini yaşıyoruz. Bu değişimi hep beraber anlamaya çalışalım" diyerek giriyor söze. Sonra "özgüvene sahip olmak gerektiği"nin altını çiziyor. Ona göre "Suriye'deki gelişmelerin Türkiye'nin kaderini değiştireceğini düşünenler, Türkiye'ye güvenmiyor." Sonra Ortadoğu vizyonunu anlatıyor:
 "Kürtler bu coğrafyaya gökten zembille inmedi. Asırlardır buradalar. Bizim işimiz duvar örmek, mayın döşemek değil. Kürtler birbirinden ayrı yaşasın değil. O harita parçalayıcı haritadır. O haritayı engellemek istiyorsak, daha büyük haritaları gerçekleştirmemiz lazım. O Ortadoğu haritasına karşı pasif olmak, onun gerçekleşmesini sağlar. Aktif olmak lazım o Ortadoğu haritasının oluşumunu önlemek için. Suriye bağlamındaki reel haritadan kimse korku üretmesin.
 
Ben daha büyük bir puzzle söyleyeyim: Ortadoğu puzzle'ı. Bunu öyle bir çizelim ki, daha küçük ölçeklere bölünmek değil de daha büyük ölçeklerde bir araya gelelim.
 
Sınırları propaganda filmine benzetiyorum. Yanlış örülmüş duvarlar o sınırları belirlemiş. Saygı duyalım. Ama Avrupa'daki sınırlar gibi önemsiz kılalım. Ekonomik ve kültürel sınırlar doğallaşmalı.
 Türkiye ya bütün bu halklarla birlikte yürüyecek ya da kaos olacak."
 
-Parçalı harita değil daha büyük harita.
 -Sınırlar olsun ama önemsiz hale gelsin.
 -Küçük ölçeklerde bölünmek değil, daha büyük ölçeklerde bir araya gelelim.
 
-Aramıza aileleri birbirinden koparan mayınlar, duvarlar girmesin. Ekonomik ve kültürel sınırlar doğallaşsın.
 Davutoğlu'nun sözleri, ciddi bir paradigma değişikliğini ortaya koyuyor.
 
Yüz yıl öncenin hakim güçlerinin dayattığı harita yerine, bu coğrafyanın kadim halklarının kültürel-ekonomik gerçekleri üzerine oturmuş, yeni özgün bir harita.
 
Benim, "Daha çok bölünme değil, daha çok entegrasyon" diyerek ifade ettiğim şey.
 "Osmanlı'nın yıkılışı devam mı ediyor" sorusunu getirmiştim birkaç gün önceki yazımda, Türkiye'yi de rahatsız eden yeni parçalanmalar o demekti çünkü...
 
Ve o, tıpkı Osmanlı'nın yıkılışından sonra olduğu gibi, hiç kimseye hayır getirmeyecekti. Coğrafyamız hâlâ o yıkılışın getirdiği acılarla boğuşuyor çünkü.
 
Davutoğlu'nun vizyonu hayal mi?
 Eminim ki Davutoğlu, danışmanlığı sırasında da, Dışişleri'ni bilfiil deruhte ettiği süre içinde de, bu coğrafyadaki bütün temaslarında, bütün platformlarda, bu yeni paradigmayı anlatmaya ve onun nasıl reel hale geleceğini izah etmeye çalışmıştır.
 
Bu paradigmanın yeniden içselleştirilmesi, onun olumlu sonuçlarından yararlanacak olan halklar için bile kolay değildir çünkü.
 
Türkiye'de bile bir çevre, Davutoğlu isminden "Küçük Enver" üretecek kadar sığ alanlarda dolaşmaktadır.
 Davutoğlu'nun bu vizyonunun, bölgede çıkarı bulunan küresel odakları rahatsız etmesi de beklenebilir. Ama muhtemeldir ki Davutoğlu, küresel güç merkezlerinde de, bölge için en makul yapının, olabilecek en reel barış zemininin büyük ölçeklerde entegrasyonlar olduğunu anlatmıştır.
 
Davutoğlu yeni bir bilinç inşa etmeye uğraşıyor. Başarılı olması için, zihinlerin, "Küçük olsun benim olsun virüsü"nden arınması lazım. Türkler'in, Kürtler'in, Araplar'ın, Sünniler'in, Şiiler'in hatta bu coğrafyayı paylaşan gayrimüslim halkların, elhasıl hepimizin bir zihniyet arınmasını yaşamamız lazım. Tercih barış coğrafyası ile savaş coğrafyası arasındaki tercihtir.

bugün


Bu yazı 1,440 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Vesayet tortusunu silmek...
    • 20 Eylül 2012 Ana gündem: Terörü yok etmek
    • 12 Eylül 2012 Gültan Kışanak kaçırılsa...
    • 11 Eylül 2012 AK Parti formatının önemi
    • 9 Eylül 2012 Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
    • 7 Eylül 2012 ''Akil adam'' enstrümanı
    • 28 Ağustos 2012 MGK ne yapacak?
    • 26 Ağustos 2012 Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
    • 19 Ağustos 2012 Bayram nostaljisi
    • 14 Ağustos 2012 Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
    • 12 Ağustos 2012 115 asker ölseydi...
    • 9 Ağustos 2012 ''Güvenlikçi politika''
    • 7 Ağustos 2012 Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
    • 2 Ağustos 2012 ''Daha büyük harita''
    • 27 Temmuz 2012 Ortak mutluluğu planlamak
    • 26 Temmuz 2012 Ortadoğu'da ne oluyor?
    • 24 Temmuz 2012 Bölgesel Kürt yapılanması
    • 19 Temmuz 2012 Erdoğan'ın kurgusu ne?
    • 18 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu için son raunt
    • 27 Haziran 2012 Türkiye sınanıyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,026 µs