Yasin Doğan
0 0 0000
Suriye Kürtlerinin PKK sorunu...
Esad yönetiminin gidip-kalması etrafında dönen Suriye meselesi gün geçtikçe Kürtlerin ana aktöre haline geldiği daha farklı bir soruna dönüşüyor. Barzani'nin yönlendirdiği peşmergeler ile PYD'li silahlı unsurların belli bölgelerde hakimiyet kurmaya başlaması, Türkiye'yi alarme eden bir durum üretiyor. Suriye konusuna hakları gaspedilen bir halkın demokrasi mücadelesi olarak bakmak, Türkiye için ilkesel ve insani bir perspektiftir. Temelinde etnik-mezhebi hesapların yattığı bir ayrışma ise başka bir mücadeleyi ifade eder. PKK gibi bir terör örgütünün silahlı grupları vasıtasıyla kendisine özerk alanlar inşa etmeye çalışması Türkiye açısından daha farklı bir hassasiyeti, daha öncelikli bir güvenlik sorununu ortaya koyar.
Bilindiği gibi Esad yönetimi 'denize düşen yılana sarılır' misali PKK ile farklı düzeylerde işbirliğine gidiyor; hem PKK'nın Türkiye'yi rahatsız etmesinden medet umuyor, hem de Suriye içinde yeni cephe açmama veya belli bölgelerin muhaliflere katılmasını engelleme amacı güdüyor. Düne kadar Suriye en fazla zulmü gören bazı Kürt grupları bugün Esad'la menfaat paylaşımına gitmekten kaçınmıyor.
Başbakan Erdoğan, Esad'ı reformlara teşvik ettiği iyi ilişkiler döneminde demokratik haklarından mahrum bırakılan tüm kesimlerin haklarını savunmuş, vatandaşlık statüsü bile verilmeyen Kürtlerin insani meselelerini gündeme taşımıştı. PKK türü istismarcı yapılar ise Kürtlerin meselelerini değil, Esad'ın kendilerine yönelik himaye ve korumasını tercih etmişlerdi. Baba Esad zamanında en büyük katliamlar Kürtlere yapılmış ama Öcalan ve yandaşları Esad rejiminin koruması altında palazlanmaya çalışmıştı. Hiçbir hak-hukuk verilmeyen bir kısım Kürt yapıları ise, Suriye'deki olaylar patlak verince Esad'a karşı konum almak yerine 'bekle gör' türü fırsatçı bir yaklaşım izlemiş veya işbirlikçi olmak ile mücadeleci olmak arasında ikircikli davranışlar sergilemiştir.
Suriye Ulusal Konseyi en ateşli mücadeleleri verdikleri anlarda başta PYD olmak üzere bazı Kürt gruplarının desteğini alamamıştır. Son dönemde Suriye Kürt Ulusal Konseyi ile Suriye Ulusal Konseyi arasındaki işbirliğinin arttığı, SKUK ile Demokratik Değişim Partisi (PYD) arasında da farklı ilişkiler geliştiği anlaşılmaktadır. Bunda SUK'un başına gelen kişinin Kürt kökenli olmasının ve Barzani'nin Kürt gruplar üzerindeki yönlendirmelerinin de etkisi olduğu düşünülebilir.
SUK ile SKUK arasındaki yakınlaşmada ana tema Suriye'nin ulusal birliği ve bütünlüğü iken, SKUK ile PYD arasındaki ilişkide ortak tema, Kürtlerin en yüksek faydayı elde edebilecekleri ortak bir senaryoda buluşmaktır. Mesut Barzani'nin Erbil'de yaptığı Kürtleri buluşturma toplantısının ardından Suriye Kürtlerinin daha organize ve eşgüdüm halinde hareket ettiği, iç çekişmeleri sonraya tehir ederek belli bölgelerde alan hakimiyeti kurmaya yöneldikleri görülmektedir.
Barzani'nin etkisi altındaki SKUK Esad'ın acilen gitmesi tezini savunurken, PKK'nın etkisi altındaki PYD daha oportünist ve pragmatik bir politika izliyor, Esad'la flört halinde elini güçlendirmeye çalışıyor. PYD, Suriye'ye bir dış müdahalenin veya Türkiye'nin artan etkisinin kendi oyun planlarını bozacağını ve nüfuzunu azaltacağını düşünüyor.
Barzani'nin inisiyatifiyle yapılan Erbil toplantısında kurulmasına karar verilen Yüksek Kürt Konseyi şuan için PYD ile SKUK'u ortak amaçta buluşturmuş görünüyor. Silahlı unsurlarıyla bölgede denetim kurmaya çalışan PYD'nin taktik amaçlı olan bu işbirliğiyle cephe daralttığı ve zaman kazandığı anlaşılıyor. Barzani'nin ise bu arada etkisi altındaki Kürt grupların askeri kabiliyetini arttırmaya çalıştığı görülüyor.
Dün yapılan KCK açıklaması, bu 'geçici uzlaşma'yı ve menfaat birlikteliğini desteklediklerini gösteriyor. 'Bundan böyle yaşanacak tüm gelişmelerin bütün Kürt kesimlerini temsil eden yüksek heyetin inisiyatifinde yürütülmesi ve sürecin yönlendirilmesi çözümleyici olacaktır' denilen açıklama PKK'nın açıkça süreçte aktif rol oynayacağını ve hedeflerde bir mutabakata varıldığını ortaya koyuyor.
Türkiye doğal olarak öncelikle kendi güvenliğini ve bölgesel konumunu ilgilendiren bu gelişmeleri çok yakından takip etmek durumundadır.
yenişafak
Bu yazı 1,318 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
8 Ağustos 2012
İran'a bir haller oluyor...
-
25 Temmuz 2012
Suriye Kürtlerinin PKK sorunu...
-
9 Şubat 2012
Muhalefet çok sevindi!
-
3 Şubat 2012
''Ya PKK ya Ergenekon'' kandırmacası...
-
1 Şubat 2012
Suriyeli Kürtler ve Barzani, PKK'yı kızdırdı
-
1 Aralık 2011
Lider olmak da zor, çok sevilmek de...
-
10 Kasım 2011
Barzani ve PKK
-
7 Ekim 2011
KCK sadece halka değil BDP'ye de tahakküm ediyor
-
12 Mayıs 2011
PKK, BDP'nin varlığını anlamsızlaştırıyor
-
16 Şubat 2011
Perver'e hain diyen hainler!
-
9 Eylül 2010
Yargı, hayır kampanyası yapabilir mi?
-
4 Ocak 2007
AB din işlerine karışır mı?
Yorumlar
+ Yorum Ekle