En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

Suriye nelere gebe?



Düne kadar, "Beşşar Esed ne zaman gidecek?" sorusuna cevap aranıyordu. Bugün ise Esed sonrası Suriye'nin ne olacağına... Acaba Suriye bir Kürt devletine mi gebe? Sınırın öte yakasından gelen haberler pek iç açıcı değil.

Esed güçlerinin çekildiği bölgelere Barzani ve PKK destekli Kürtler yerleşti. Bazı şehirlere Abdullah Öcalan posterleri, bölücü terör örgütünün bayrakları asıldı. Bu görüntüler Türkiye'yi tedirgin etmeye yetti. Esed rejiminin PKK'ya ilgisi yeni değil. Yıllarca terörü besledi. Öcalan'ın Şam'da ikamet etmesine imkân sağladı. Türkiye'ye dönük terör tehdidinin coğrafyasıydı Suriye. Örgütün içinde azımsanmayacak oranda Suriye uyruklu terörist var. Kanlı eylemlerde ayak izine rastlanan Fehman Hüseyin bunlardan biri sözgelimi. 'Kürt devleti' projesini gerçekleştirmek için faaliyet gösteren KCK'nın hedef sahasında sadece Türkiye ve Irak yok, aynı zamanda Suriye de bulunuyor. Suriye, Kürt devletine mi gebe sorusu boşuna değil.

Artık belli oldu ki, Beşşar Esed rejiminin sonu geldi. Pek uzak olmayan zamanda BAAS rejimi son kalesini de kaybedecek. Ve tarihe karışacak. Geçen hafta Şam'da 'güvenlik zirvesinde' patlayan bomba dönüm noktası oldu. Esed en yakınlarını kaybetmekle kalmadı, çöküşün başlangıcını gördü. Esed rejimi için psikolojik eşik oldu. Esed gerilerken, muhalifler sürekli mevzi kazanıyor. Zaman Esed'in aleyhine, muhaliflerin lehine işliyor. Bazı gümrük kapıları muhaliflerin eline geçti. Birçok şehir muhaliflerin kontrolünde. Esed, Şam'da da rahat değil. Esed rejiminin en büyük destekçisi Rusya bile yumuşak geçiş için yeni formüller peşinde.

Sürpriz mi? Değil. Olacağı buydu. Değişim rüzgârını belki 'Arap baharı' tetikledi ama ülkenin 'iç dinamikleri' besledi. Halka yaslanmayan bir rejimin ayakta durma şansı yok. Yönetimlerin kan akıtarak, kendi halkına silah doğrultarak ömrünü uzatamayacağı acı örnekleriyle görüldü. Beşşar Esed'i bekleyen son da farklı değil.

Türkiye, başından beri Suriye politikasını Beşşar Esed'in gitmesi üzerine oturttu. Muhaliflere destek verdi. Arap Ligi'ni harekete geçirdi. Sorunu uluslararası camiaya taşıdı. Doğrusu Esed'in bu kadar dayanacağı öngörülmüyordu. Bunda Rusya ve Çin faktörünün yanı sıra uluslararası camianın isteksizliği önemli rol oynadı.

Biraz gecikerek de olsa Türkiye'nin istediği olacak: Beşşar Esed gidecek... Ya sonra? Nasıl bir Suriye kurulacak? Ülke bütünlüğünü koruyabilecek mi? Yoksa üçe mi bölünecek? Nusayri ve Kürt devleti gibi senaryolar gerçek mi olacak? Irak'tan sonra parçalı bir Suriye, Türkiye için risk olmaz mı? Terör tehdidinden sonra devlet tehdidi mi? Sınırın öte yakasından gelen haber ve görüntüler geçici mi yoksa kalıcı bir duruma mı işaret ediyor? Muhalifler Esed'den sonra Şam'a hâkim olabilecek mi?

Muhalif komutanlar 'hayır' diyor. Tuğgeneral Abdülkerim'in söyledikleri dün Zaman'ın manşetiydi. Muhalif general, Lazkiye merkezli Nusayri devletinin Suriye gerçekleriyle uyuşmadığını anlatırken PKK'nın da Kürtler arasında tabanı bulunmadığını belirtti. Geçiş sürecinin sancılı olacağı bugünden belli... Libya ve Mısır örneklerinde olduğu gibi yönetimlerin el değiştirmesi akşamdan sabaha kolayca gerçekleşmiyor. Yeni inşa süreci beraberinde ciddi sıkıntılar da doğuruyor. Suriye'nin yeni döneme sancısız gireceğini kimse beklemiyor zaten. Suriye, Ortadoğu denkleminin tam merkezinde yer alan bir ülke. Şam gerek tarihin akışı içinde gerekse günümüz dünyasında, büyük devletlerin çıkarlarının kesişme noktası. Suriye'nin geleceğini sadece iç dinamikleri belirleyemez, dış etkenler de az çok rol oynar. Bu ülkelerden biri de hiç şüphesiz Türkiye... Başkaları da var tabii. Onların stratejileri, onların hesapları da çok önemli.

Belli ki Esed sonrasının Suriyesi çok şeylere gebe...

zaman

Bu yazı 1,392 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,482 µs