En Sıcak Konular

Bilal Kemikli



Bilal Kemikli
0 0 0000

Dilin, sanatın ve bilimin peşinde



Son yıllarda dış politika meselesinin sadece siyasi diplomasiyle sınırlı olmadığının ayrımına daha iyi vardık. Ayrımına daha iyi vardık diyorum, zira doksanlı yılların başında, yurt dışındaki kültür merkezlerinde deniz, kum ve güneşten ibaret bir Türkiye’nin tanıtıldığını gördüğümde şaşırmıştım. Daha önceki dönemleri bilemem; lakin doksanların başından farklı olduğunu da sanmam.

Şaşkınlığım, zengin kültürüyle tanıtılması gereken ülkemin sadece sahil turizmine kapı açmasıydı.

Evet, ülkemizin kumsalları güzeldi… Lakin Türkiye bunlardan ibaret değildi. Dili, kültürü, sanatı ve bilimiyle de tanıtılmalıydı. Ne var ki,  kumsaldan ibaret tanıtımlar, iki binli yılların başına değin devam etti.

Dış temsilciliklerimiz de hep o abus çehreleriyle, içine kapalı bir Türkiye imajı oluşturma gayretinden uzak kalmadılar. Görev yaptıkları ülkeye gelen, memleketi temsil eden, kültür, sanat ve bilim adamlarının yüzüne bile bakmadılar. Maalesef… Kimse aksini söyleyemez, bu böyleydi.

Son yıllarda, TİKA, Yunus Emre Kültür Merkezleri, sivil temsilcilikler ve Türk okulları, diplomasinin soğuk yüzüne rağmen dil, sanat, kültür ve bilim çerçevesinde ülkemizi temsil eden kurumlar olarak öne çıktı. Güzel hizmetler yapıyorlar… En azından bu kurumların bulunduğu şehirlere gelen bilim adamlarını, sanat adamlarını yalnız bırakmıyorlar. Yardımcı oluyorlar.

Büyük devlet, büyük millet böyle olur… O eski temsilciler, ilmi toplantılara katılan bilim adamlarına yahut akademik çalışmalar yapan bilim adamı adaylarına ne kadar yardımcı oldular? Sanatçılarla ne kadar alakadar oldular? Eğitim müşavirleri, kültür müşavirleri… Ulaşılamayan zirvelerdi. Yeni nesil, bu kayıtsızlıktan azade gibi, daha ilgililer.

Fransisken Manastırı’ndaki yazmaları incelemek için Foynitsa’ya gittiğimde, Yunus Emre Kültür Merkezi’nin genç müdürünün hasbi ve dikkatli gayretleri bendenize bunları düşündürdü. Hele merkezdeki çalışmalar, Türkçe öğretimine ilişkin çabalar, Türk sanatlarını ve müziğini tanıtan atölye çalışmaları… İşte kültürel diplomasi bu olsa gerek, dedim.

Sonra buradaki çalışmalarımdan haberdar olup bendenizi davet eden Burç Üniversitesi’nin değerli Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Padem’in alakası… 2004 yılında kurulmuş bir üniversite. Bir Türk üniversitesi; ama uluslararası akridite olmuş, lisans ve lisansüstü çalışmalarıyla dikkat çeken bir üniversite.

Daha sonra Uluslararası Saray Bosna Üniversitesi (ISUS)den genç akademisyenlerin daveti…  Bu üniversitemiz de gönüllü kuruluşların desteğiyle, Anadolu’nun ruhunu uluslararası bilime açan önemli bir merkez. Rektör yardımcısı, Uluslararası Bölüm Başkanı ve Mühendislik Fakültesi Dekanı’nın da hazır bulunduğu sohbet meclisinde, özellikle genç ilim adamlarının heyecanını görmek bendenizi ziyadesiyle umutlandırdı.

Türk insanı uluslararası standartları zorluyor, varoluş mücadelesi veriyor.

Burç Üniversitesi’nde bendenizi alakadar eden en önemli husus, Türkçe Eğitim Bölümü’nün de olmasıdır. Boşnak öğrencileri Türkçe eğitimi konusunda akademik seviyede yetiştirmek güzel bir çaba. Gerçi Saray Bosna Üniversitesi Şarkiyat Bölümü’nde de yıllardır Türkçe öğretmenler ve Türkologlar yetişiyor… Tuzlada da.  Ama tamamen bu konuya dönük bir bölümün olması, bana daha da anlamlı geldi.

Evet, doğrudan doğruya eğitimci, özellikle yabancılara Türkçe öğretecek öğretmenin yetiştirilmesi anlamlıdır. Fakat bir eksikleri var; kütüphaneleri dil ve edebiyat açısından zayıf… Yeni kurulduğu için bu böyle: Bölümün kitaba ihtiyacı var!

Dil, sadece teknik olarak öğretildiğinde unutuluyor. Öğrencinin daha çok edebi eserle buluşması lazım… Romanlar, hikâyeler ve bilhassa şiir kitapları lazım. Peki, ne yapmalı? Belki okuduğunuz, kenarda bekleyen ve belki bir daha okuyamayacağınız kitapları buraya ulaştırabilirsiniz. Rektör, böyle bir kampanya olursa kargo masrafları bize ait olmak şartıyla, çok seviniriz, diyor. Ben de sadece buradan dostlara duyuruyorum, ilgilenenler internet ortamında bu üniversitenin Türkçe Bölüm Başkanına veya Rektöre ulaşabilirler.

Aynı durum Yunus Emre Kültür Merkezleri için de geçerli… Foynitsa’da küçük, ama seçkin kitaplardan oluşan bir kütüphane var. Bu daha da genişletilebilir. Şuna inanıyorum: Dil, sanat ve bilimin peşinde giden bir diplomasi, daha huzurlu yarınların kurulmasında öncü olacaktır. 

Bu yazı 1,884 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Nisan 2016 Öğrencime Mektup
    • 5 Şubat 2016 Sahici Büyük Kimdir?
    • 24 Ocak 2016 Aşkın Yolcuğu'na Dair
    • 1 Ocak 2016 Kar taneleri: Semada raks eden dervişler
    • 21 Aralık 2015 Eksik Gören Eksiktir
    • 10 Ağustos 2015 Çeşm-i Cihân'a Ağıt
    • 9 Temmuz 2015 Tevazu: İnsan toprağını işlemek
    • 28 Haziran 2015 Ses vermek?
    • 24 Haziran 2015 Bu kitap neden yazıldı?
    • 4 Haziran 2015 Muhalefeti mi seçeceğiz?
    • 10 Mayıs 2015 Ruhuma Sükünet Veren Şehir
    • 20 Nisan 2015 Sevgili kızım, beklemeyi bilmeliyiz
    • 5 Nisan 2015 Bedhah tuzaklara karşı
    • 9 Mart 2015 Bu iyi bir zamandır
    • 12 Şubat 2015 Oğluma birkaç not
    • 27 Ocak 2015 Öğüt Almak: Nasihatname geleneğimize dair
    • 19 Ocak 2015 Son hadiselere ve tartışmalara dair
    • 29 Ekim 2014 Dostun Bahçesinde Teferrüç Etmek
    • 14 Ekim 2014 Camide buluşalım…
    • 9 Eylül 2014 Bir Gönül Köprüsü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,171 µs