En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

Davutoğlu ile Suriye...



Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Cenevre yolundayız. Tek gündem 'Suriye krizi'... Cenevre'ye de bunun için gidiyoruz zaten. 6 maddelik Annan Planı'nın görüşüleceği 'Suriye toplantısına' Türkiye de davetli. Rusya itiraz etse de siyasi geçiş sürecinin hızlandırılmasını öngören somut adımlar masada.


Cenevre Beşşar Esed rejimi için dönüm noktası olmaya aday. Kilit ülke Rusya. Annan'ın karşısına başka planla çıkmaya kalktı. Rusya veya İran gibi bir dış desteğin Esed'i ayakta tutması zor. Halkına düşman bir rejimin uzun yaşaması mümkün değil. Esed'in bastığı zemin altından kaydı.

Bizim daha sıcak sorunumuz var: Uçak krizi... 10 gün oldu. İki pilotun akıbeti hâlâ belirsiz. Kaskları, postalları bulundu, uçuş sırasında kullandıkları haritaya ulaşıldı ancak kendilerinden haber yok. Kriz ise derinleşti. Türkiye angajman kurallarını değiştirdi. Ve sınır hareketlendi. Tanklar ve füze rampaları konuşlandı. Eller tetikte. Sıcak çatışma ihtimal dışı değil.

10 günlük süreçte neler yaşandı? Türkiye krizi nasıl yönetti? Davutoğlu baştan sona sürecin içinde. Uçağın düşürüldüğü haberini Başbakan Erdoğan'a ilk o iletti. Az konuştu. Krizi yöneten isim olarak söyleyecekleri çok önemli. Söylediklerini dikkatle dinliyoruz. Haberi alır almaz en çok 'pilotların akıbetine' yoğunlaştıklarına dikkat çekti. Tepkinin sınırlarını belirleyen en önemli etken de bu olmuş.

'Her büyük devlet önce pilotlarının durumunu sorar ve ona göre davranır.' dedi. Pilotları 'çok yönlü' arama sürüyor.

Krizin sadece içeriye değil uluslararası kamuoyuna da doğru anlatılması gerekiyordu. Davutoğlu iki gün içinde 22 dışişleri bakanı ve 4 genel sekreterle telefon görüşmesi yapmış. En uzun görüşmeyi yaptığı mevkidaşı kim biliyor musunuz? Rus Dışişleri Bakanı Lavrov. İkinci sırada İran var.

Rusya ve İran, Beşşar Esed'in rejiminin güç aldığı iki ülke. Olayın ayrıntılı olarak onlara anlatılması doğal. Türkiye iki ülkenin de tepkilerinden memnun değil. Davutoğlu 'Rusya ve İran'ın daha net ve objektif tavır takınmasını beklerdim.' dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu uçak krizini, AK Parti Hükümeti'nin Suriye politikasının parçası olarak yorumladı. 'Sıfır politika' eleştirisi yöneltti. Davutoğlu'nun tepkisi çok sert. 'Krizden siyasi rant çıkarma çabası' olarak yorumladı. Sıfır politika eleştirisi için de Türkiye'nin bir ay içinde ev sahipliği yaptığı ve aktör olarak katıldığı uluslararası toplantıları hatırlattı.

Başbakan Erdoğan'ın daveti üzerine gerçekleşen toplantıda CHP liderinin somut bir önerisi olmuş mu? Kılıçdaroğlu içeride hiç konuşmamış. Ne bir soru ne bir öneri. Ne de değerlendirme. Anlatılanları dinlemekle yetinmiş. Konuşmayan tek lider o kalmış. Devlet Bahçeli, Selahattin Demirtaş konuşmuş, sorular sormuş.

Davutoğlu haklı. Hükümetin Suriye politikasını uçak olayından farklı değerlendirmek lazım. Bir askeri uçağın düşürülmesine hükümet veya parti olayı olarak bakılması doğru değil. Hele bu ana muhalefet partisi ise. Daha dikkatli üslup kullanması gerekmez mi?

Davutoğlu'nun Suriye mesajları içinde en dikkat çekici olanı cephenin genişletilmeyeceğini söylemesiydi. 'Bütün faktörleri dikkate alırız ama açık söyleyeyim biz bu meselede cephe genişletmeyiz. Bu mesele Türkiye ile Suriye arasında bir meseledir.' dedi. Malum, krizin bölgesel bir soruna dönüşme ihtimali sıkça dile getiriliyor. CHP lideri uçağın düşürülmesinin sorumlusu olarak açıkça Rusya'yı işaret etti.

Türkiye 10 gündür Suriye'ye en üst düzeyde mesajlar veriyor... Acaba Beşşar Esed sesimizi duyuyor mu? Davutoğlu 'Evet, Suriye mesajı aldı.' dedi. Devletin elinde sınırın öte yakasıyla ilgili bilgiler var ancak ayrıntı vermedi.

Son söz Davutoğlu'nun: 'Ne fevri adım atarız, ne de böyle bir saldırıyı karşılıksız bırakırız.' Türkiye'nin politikası bu.

 zaman

Bu yazı 1,310 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,347 µs