En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

Dağlıca yine dağladı



İddialı laflar söylenmese, eylem planı açıkça ortaya konmasa da Kürt sorununda yeni bir sürecin gelişmekte olduğu hissediliyordu. Bu kez eskilere ilaveten yeni unsurlar söz konusuydu.


Kuzey Irak'taki Kürt yönetimi devreye girdi; sözün ötesine geçti, politik tavır takındı. Terör örgütünün silahları bırakmasını ve Kandil'i boşaltmasını istedi. Türkiye, Mesut Barzani ve ekibinin rol üstlenmesinden umutluydu.

Somut adım için neredeyse gün sayılıyordu. Mesajlar silahlara veda zamanının geldiğini gösteriyordu. Düne kadar silahlı mücadeleyi "Kürtlerin sigortası" olarak gören Leyla Zana terör örgütü ve BDP'yi sert sözlerle eleştirirken sorunun çözümü için umudunu Başbakan Erdoğan'a bağladığını söylemekten çekinmemişti.

CHP'nin başlattığı inisiyatif iç politikada iyimser havanın yayılmasına neden oldu. Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'la görüştü. CHP, her şeye karşı çıkan klasik politikasını terk etti ve Kürt sorununun çözümü için AK Parti ile ortak hareket zeminini aradı. MHP'den olumlu cevap gelmese de AK Parti ile CHP'nin 'çözüm arayışı' siyasi havayı ve kamuoyunu yumuşattı.

Bu süreçte hükümet somut adımlar attı. Kürtçe 'yaşayan dil' statüsüyle seçmeli ders oldu. Milli Eğitim Bakanlığı, yeni eğitim sezonunda isteğe bağlı olarak 10-12 kişilik sınıflarda Kürtçe dersi verecek. Dil konusu özellikle bölge halkının önemli taleplerindendi. Seçmeli ders daha ileri adımlar için de basamak.

Son dönemde oluşan iklime bakarak Kürt sorununda 'bahar havası' estiğini, umutların yeşerdiğini söylemek herhalde abartı olmaz. Belli aralıklarla bölgeden gelen 'şehit haberleri' bile bu iyimser havayı bozamamıştı. Ta ki düne kadar... Dağlıca yine dağladı. Yine bir baskın. Teröristler kalabalık grupla saldırdı. Ellerinde ağır silahlar. Gelen haberler eskiyi, şiddetin hüküm sürdüğü günleri hatırlatıyordu. 8 şehit... 5'i ağır, 18 yaralı.

Ve bir yığın soru. İnsansız hava araçları 300 PKK'lıyı nasıl görmedi? Bu kadar kalabalık bir grup ağır silahlarla Kuzey Irak sınırından geçerek nasıl saldırabildi? Bir güvenlik zaafı olduğu kesin. Hadi Heron görüntüsü gelmedi, insan istihbaratı da mı alınmadı? Ya da gelen istihbarat geldi de değerlendirilmedi mi?

Bir saldırı bu kadar kolay olmamalı. 4 yıl önceki ilk Dağlıca baskınından gerekli dersler çıkarılmadı mı? Acaba Uludere sendromu mu söz konusu? Uludere'de kaçakçılar 'terörist' diye bombalandı, Dağlıca'da teröristler 'kaçakçı mı' zannedildi?

CHP lideri Kılıçdaroğlu da sordu: "Uludere'yi hatırlayın. İnsansız hava araçlarının tespit ettiklerini bombaladılar. Bir de Dağlıca... Ağır silahlarla geliyorlar, hazırlık yapıyorlar, etrafı sarıyorlar, ateş ediyorlar ve 8 asker şehit oluyor. Ellerini kollarını sallayıp gidiyorlar. Biz sormayacak mıyız, senin insansız hava araçların ne oldu?"

Günün en can alıcı sorusu. Şu ana kadar bir cevap yok.

İkinci Dağlıca saldırısı güvenlik boyutuyla da çok konuşulacak. Zamanlaması çok daha önemli. Hiç kuşkusuz bir tuzak, bir pusu... Ama sonuçları olacak. Tıpkı Silvan gibi. Bir kırılma ve dönüm noktası. Örgüt içindeki kontrolsüzlere veya Suriye destekli gruplara fatura edilmesi kurtarmaz. Dağlıca, yürekleri dağladı.

Çözüm arayışlarını olumsuz etkilememesi temenni edilse de bu ağır tablo karşısında hiçbir şey olmamış gibi davranmak, adım atmaya kalkmak ve yol almak pek mümkün değil. Silahlar patlarken, kan akarken Kürt sorununu konuşmak zor. 8 askerin hayatına mal olan Dağlıca saldırısı 'bahar havasını' bozdu...

 zaman



Bu yazı 1,205 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,373 µs