Mustafa Ünal
0 0 0000
7+5 senaryoları
Anayasa Mahkemesi kararını verdi: Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresi 7 yıl. Böylece "5 yıl mı, 7 yıl mı?" belirsizliği ortadan kalktı. Uzun süredir hukukçuların, siyasetçilerin tartıştığı bir konuydu bu. Ne çok siyasi senaryo ve komplo teorisi üretildi.
CHP'nin yasal düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi kulisleri pek heyecanlandırdı. Olası bir '5 yıl' kararının olağanüstü siyasi sonuçlar doğurması kaçınılmazdı. Bütün hesapların sil baştan olması demekti. Sadece cumhurbaşkanı seçilmeyecek, siyasi yapı da derinden sarsılacaktı.
Gözler son sözü söyleyecek Anayasa Mahkemesi'ndeydi. Önceki gün kararını '7 yıl' olarak verdi. Daha doğrusu bu yöndeki kanun değişikliğini Anayasa'ya aykırı bulmadı, iptal etmedi. Siyaset derin bir nefes aldı. Hiçbir parti ani bir seçime hazır değildi.
CHP'nin başvurusu sadece Gül'ün görev süresiyle sınırlı değildi. 7 yıl cumhurbaşkanlığı yapanların ikinci 5 yıl için tekrar aday olmasını önleyen düzenlemenin de iptalini istedi. Ana muhalefet partisi bu maddenin iptali konusunda çok umutluydu. O kadar ki dinlediklerim karşısında sırf bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gittikleri izlenimine kapıldım.
Burada amaç eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in önünü açmak değil. Kanun Sezer'in de aday olmasını engelliyordu. Ve Sezer pekâlâ sol siyasetin üzerinde uzlaşacağı bir isim olabilir. Buna rağmen CHP'yi harekete geçiren etken Sezer faktörü değil, Gül'ün tekrar aday olmasının önündeki hukuki engelleri kaldırmaktı.
2014'te Erdoğan ve Gül'ün 'adaylık' kavgası yapacağı ya da her ikisinin de aday olacağı siyasi ortamın şartlarını oluşturmayı hedefledi. CHP'nin kanunu son gün Anayasa Mahkemesi'ne götürmesinin nedeni işte buydu. 5 yıl zayıf ihtimaldi ama bu seçeneğin gerçekleşme olasılığını yüksek görüyorlardı. İlk amacına değil ikinci amacına ulaştı.
Anayasa Mahkemesi oybirliğiyle CHP'yi haklı buldu, Gül ve diğer cumhurbaşkanlarının ikinci kez adaylığının, halkoyuyla seçilmelerinin önünü açtı. Bu kararı hiç kimse Süleyman Demirel veya Ahmet Necdet Sezer'in adaylığı açısından değerlendirmiyor, tüm yorumlar haklı olarak Abdullah Gül üzerine... 2014 senaryolarına bir seçenek daha eklendi. Çok bilinmeyenli denkleme bir unsur daha ilave edildi. Düne kadar, "Gül acaba başbakanlığa döner mi?" sorusuna cevap aranıyordu şimdi, "5 yılı da istiyorum, tekrar adayım derse" olasılığı üzerine senaryolar yazılıyor. 2014'e kadar bu ihtimal üzerine sayısız komplo teorilerini dinlemeye hazır olun. Anayasa Mahkemesi'nin kararı bunun kapısını açtı.
2014'te ne olur? O günün siyasi şartlarını bugünden kestirmek güç. Cumhurbaşkanlığından önce yerel seçimler var. Burada alınacak sonuçların Çankaya seçimine etki yapması kaçınılmaz. 2014'ü bugünün koşulları içinde değerlendirmek sağlıklı olmaz. Erdoğan'ın sürecin en güçlü ismi olduğu ve olacağı muhakkak. CHP ve bazı kesimlerin beklediği gibi Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Gül arasında sorun çıkar mı? Sadece 2014 için değil, geçmişte de muhtemel bir Erdoğan-Gül çatışmasından medet umanlar oldu. Erdoğan ve Gül arasında doğacak ihtilafın AK Parti'nin kaderini etkileyeceğini düşünen siyaset içi ve siyaset dışı odaklar bu yönde yoğun çaba da sarf etti.
Erdoğan ve Gül, 2014 tablosuyla yeni karşılaşmayacak, benzerini hatta çok daha zorunu geçmişte yaşadı. Bu ikili Türk siyasetinde eşine bugüne kadar rastlanmayan fedakârlık ve vefa örnekleri sergiledi. Erdoğan, milletvekili engeliyle karşılaşınca seçimden zaferle çıkmış partinin genel başkanı olarak başbakanlığı Gül'e bıraktı. Gül de ilk fırsatta hukuki ve siyasi zemini oluşturdu, koltuğunu terk etmekte en ufak tereddüt göstermedi. 2007'de cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananlar... Çankaya'nın kapıları ardına kadar açılmışken Erdoğan, "Adayımız kardeşim Abdullah Gül." dedi. Kendi adaylığının önünde hiçbir engel yoktu. 2014, 2002'ye göre de 2007'ye göre de daha kolay. Bir çatışma veya kriz bekleyenler yine hüsrana uğrar. En başta buna AK Parti'nin dinamikleri müsaade etmez.
Anayasa Mahkemesi'nin "7+5" kararı, "Gül adayım derse..." senaryoları ile olası Erdoğan-Gül kavgası üzerine üretilecek komplo teorilerini çok konuşturacak.
zaman
Bu yazı 1,228 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Eylül 2012
Balyoz duruşu
-
23 Eylül 2012
'Balyoz' yok sayılamaz
-
19 Eylül 2012
Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
-
5 Eylül 2012
İki görüşme...
-
29 Ağustos 2012
Çiçek'in çıkışı
-
1 Ağustos 2012
Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
-
29 Temmuz 2012
Rüya gibi
-
25 Temmuz 2012
Suriye nelere gebe?
-
18 Temmuz 2012
CHP değişir mi?
-
1 Temmuz 2012
Davutoğlu ile Suriye...
-
27 Haziran 2012
Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
-
20 Haziran 2012
Dağlıca yine dağladı
-
17 Haziran 2012
7+5 senaryoları
-
13 Haziran 2012
Kürtçe derste tarihî adım
-
8 Haziran 2012
İyimser hava
-
30 Mayıs 2012
'Hassas ve gerilimli iş'
-
23 Mayıs 2012
Meclis'te Erdoğan barışı
-
18 Mayıs 2012
Rota başkanlık sistemi
-
16 Mayıs 2012
Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
-
9 Mayıs 2012
28 Şubat'ın dalga boyu
Yorumlar
+ Yorum Ekle