En Sıcak Konular

Mahmut Övür


Mahmut Övür
0 0 0000

AK Parti - cemaat çatışması kime yarar?



Özel Yetkili Mahkemeler meselesi her açıldığında ilginç bir gerekçe öne sürülüyor: "Türkiye darbe tehlikesini henüz atlatmış değil."
Bu yaklaşım bana eski Türkiye'yi hatırlatıyor. Ne zaman "yasaklar ve tabular kaldırılsın" dense, o dönemin siyasetçisi, bürokratı hep aynı şeyi söylerdi: "Türkiye henüz hazır değil."
Sanıyorum 2001 yılıydı. O günlerde AK Parti kurulmuş, CHP ise onun karşısında tek güçlü iktidar adayıydı.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la Yeşilköy Havalimanı'nda buluştuk. Yanımızda da Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ve yardımcısı Gürsel Tekin vardı. CHP'yle yakından ilgilenen biri olarak ayaküstü de olsa Baykal'a, Kürt meselesi, Kıbrıs ve başörtüsü konusunda bir çözüm önerisi olmadan seçim kazanamayacağını söyledim ve ne düşündüğünü sordum.
Baykal, hiç teklemeden ve "dünyaya ben yarattım" edasıyla şu cevabı verdi: "Mahmut bunları geç, Türkiye bunlara hazır değil."
O günden bugüne çok şey değişti ve CHP'nin geldiği nokta ortada. "Türkiye henüz hazır değil" sözü, sivillerin vesayet rejimi karşısındaki korkaklıklarını, statükoya boyun eğişlerini gösteriyordu.
Zamanı belirsiz bir ertelemeydi bu. Paşa gönülleri ne zaman isterse Türkiye o zaman hazır olacaktı.
Şimdi aynı ruh halini cemaate yakın isimlerde görüyorum. Onlar da "250'nci madde değiştirilirse darbeciler geri gelir" öcüsüne sarılıyor. Tıpkı 141-142'ye karşı öne sürülen komünizm öcüsü gibi...
Aslında bu ruh hali ne yazık ki bütün siyasaltoplumsal kesimlere sinmiş durumda.
Baksanıza Kürt siyasi hareketine "silahlar bırakılsın" denildiğinde "Bizim sigortamızdır, bizi boğarlar" deniyor.
"Ordu göreve" pankartı açan laik ve çağdaş kesimlere "Ordu siyasetten elini çeksin, gerçek görevine dönsün" denildiğinde "Hayır olmaz, şeriatçılar ve bölücüler gelir, ülke bölünür" deniyor.
Şimdi bu koroya İslamcılar ve liberallerin bir kısmı da katılıyor; "Özel Yetkili Mahkemeler kalksın veya yetkileri sınırlandırılsın" denildiğinde "Hayır olmaz, darbe gelir" deniyor.
Eğri oturup doğru konuşalım. 2007 öncesi gelmeyen darbe bugün hiç gelmez.
Bu topluma artık güvenelim.
Darbeleri engellemenin tek gerekçesi özel yetkiler olamaz, olmamalı.
Tamam, Özel Yetkili Mahkemeler, darbecileri geriletmede olağanüstü görevler yaptı. Ama şunu unutmayalım, Türkiye toplumu demokrasi mücadelesi içinde pişti. AB süreci, AK Parti iktidarının "sessiz devrim"leri, başta cemaat olmak üzere Kürtlerin, Alevilerin, liberallerin, demokrat sol kesimlerin katkısıyla yeni bir demokrasi cephesi oluştu ve bu darbelere karşı en önemli güvencemiz oldu. Artık kendimize güvenmeliyiz.
Doğrudur, henüz demokratik kazanımlar anayasal güvenceye kavuşmuş değil. Ama özgürlük de, karakolları, uzun tutukluluk sürelerini ve yoğun tutuklamaları savunarak gelmez. Hele mevcut TMK ile hiç gelmez. Bu zayıflık değil mi?
Yargı elbette önemli ama işin sadece bir ayağı... Yıllar önce cemaatin üzerine de yargı yoluyla gidildi, akla hayale gelmeyen saldırılar yapıldı ve davalar açıldı. Sonra ne oldu? Cemaat o yargı sürecine rağmen büyüyerek bugünlere geldi. Yargı sürecinde haksızlık yapılması darbe kadar zararlıdır.
Bu aşamada AK Parti ile cemaatin karşı karşıya gelmesinin ülkeye de demokrasiye de bir yararı yok. Ödenen bedellerin, harcanan emeğin boşa gitmemesi gerekiyor. Bu çatışma herkese zarar verir ve bu çatışmadan özgürlük çıkmaz.
Herkesin bir kez daha düşünmesinde yarar var.

sabah

Bu yazı 1,290 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 AK Parti kongresi ve Barzani
    • 28 Eylül 2012 AK Partili Babuşçu iddialı: Yüzde 55
    • 23 Eylül 2012 CHP'nin 'Balyoz' ikilemi
    • 20 Eylül 2012 Otobüste 200 er
    • 18 Eylül 2012 CHP günahlarından arınıyor
    • 11 Eylül 2012 CHP hâlâ derdini anlatamıyorsa
    • 1 Eylül 2012 Ya silah ya siyaset
    • 30 Ağustos 2012 CHP neden Kürt raporu yazamıyor?
    • 19 Ağustos 2012 Barışı kirletmemek lazım
    • 14 Ağustos 2012 Aygün'ün kaçırılmasında garip sorular
    • 10 Ağustos 2012 Diyarbakır'dan Şemdinli'ye bakmak
    • 24 Temmuz 2012 Üç CHP'li anlaşamıyorsa...
    • 19 Temmuz 2012 CHP'de 'maymuncuk liste' savaşı
    • 18 Temmuz 2012 CHP, zamanın ruhunu yakalar mı?
    • 17 Temmuz 2012 CHP kurultayı gölgede mi kaldı?
    • 8 Temmuz 2012 Siyasetin yeni aktörleri
    • 6 Temmuz 2012 CHP'de kurultay pazarlamacıları
    • 3 Temmuz 2012 Zana'nın demokratik yolu
    • 24 Haziran 2012 Uçak düşürme bir tuzak mı?
    • 19 Haziran 2012 Gülen'in kararı neyin sinyali?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,674 µs