En Sıcak Konular

Ahmet Taşgetiren


Ahmet Taşgetiren
0 0 0000

Meclis komisyonu doğru girişim



CHP "Kürt sorunu" için "Ben de varım" niteliğinde bir hamle yaptı.


Hamle, Uludere'nin hükümet açısından oluşturduğu sıkışma zemininde ama yine Başbakan Erdoğan'a ait "Analar ağlamasın" bağlamında, bir devreye girme girişimiydi.
 
Ana muhalefet olarak kenarda kalmaktan kurtulma girişimi, üstelik "barış söylemi" olarak doğru bir girişimdi.
 Bir çözüm paketi içermiyordu. Bir yöntem öneriyordu. Yöntem, Meclis'te bir komisyon ve dışarıda bir "Akil Adamlar" heyeti oluşturulması idi. Akil Adamlar önerisi tanıdık bir öneri idi. Cazip bir öneri olsa da altında Öcalan'ın imzası vardı. Ve Akil Adamlar için Öcalan'ın saydığı isimler, sanki onun beklediği çözüm önerilerini seslendirmesi beklenen isimlerdi.
 
Ama ümit ümitti.
 
Terörü ortadan kaldırmak ve terörün oluştuğu Kürt sorunu zeminini tedavi etmek için her adım dikkate alınmalıydı.
 
Kılıçdaroğlu'nun hamlesine Başbakan olumlu cevap verdi ve görüşme dün gerçekleşti.
 
MHP'nin reddi
 
Ama görüşmenin öncesine, MHP liderinin kurşun gibi sözleri girdi. CHP'nin Meclis komisyonu hamlesi, dört partinin en azından komisyon kurulması için anlaşmasını gerektiriyordu oysa MHP, CHP'nin girişimini çökertme girişimi olarak niteledi.
 
Yani uzlaşmanın bir tarafında ret var.
 
BDP ise daha istekli gözüküyor.
 
BDP iştirak etse bile, MHP'nin itirazı komisyonun önünü kesiyor.
 
Dünkü görüşmede AK Parti ve hükümet tarafı CHP'nin girişimini "katkı" niteliğinde değerlendirdi ve her durumda bu katkıyı önemsediğini bildirdi. Komisyon olmazsa AK Parti CHP ile iletişimi sürdürmeyi gene de önemsiyor, bu Kılıçdaroğlu'na bizzat Başbakan tarafından ifade edildi.
 
Tabii, hükümet nokta-i nazarından bakıldığında, işler sıfırda ve bütünüyle tıkanma noktasında değil. Belki Kılıçdaroğlu, sürecin tıkanma noktasında olduğu ve buradan çıkarma misyonuyla devreye girdiği psikolojisinde olabilir ama hükümet "Biz zaten çalışıyoruz ve meseleye sadece güvenlik perspektifi ile değil sosyal, ekonomik, kültürel tüm boyutları dikkate alarak çalışıyoruz" vurgusunu yapıyor. Buna rağmen, CHP'nin hamlesine karşı, bütünüyle de değersiz-anlamsız gibi davranmıyor.
 
Gerek AK Parti gerekse CHP, böyle bir Meclis komisyonunun kurulması için MHP ve BDP'nin de katılmasının şart olduğunu belirtiyorlar.
 
Belli ki Meclis'te, henüz içerik olarak kararlarının nereye doğru evrileceği bilinmeyen bir komisyonun kurulmasına bile karşı çıkmanın MHP tarafından kamuoyuna bir izahının yapılması gerekiyor.
 
İtiraz, Öcalan'ın teklifi olduğu gerekçesiyle "Akil Adamlar"a ise bizzat önerinin sahibi olan CHP, Akil Adamlar'dan vazgeçilebileceğini ifade etmiş bulunuyor. Yani Akil Adamlar, gerekirse başvurulacak bir oluşum. Kaldı ki, böyle bir teklif başlangıçta olmasa bile, sonraki süreçte bizzat Meclis komisyonu böyle bir ihtiyacı duyabilir.
 
Meclis değilse neresi?
 
Her halükarda, MHP'nin bir Meclis çalışmasına katılmayı reddetmesi, bir yönüyle inisiyatifi tamamen hükümete bırakma anlamı taşıyor, bir başka yönüyle de, kendisini devre dışı bırakmış oluyor ve sadece kamuoyuna oynayan bir kadro haline getiriyor.
 
Belki bu noktada MHP'nin değerlendirmesi gereken bir husustan daha söz edilebilir:
 
Kamuoyuna ısrarla, hükümetin, sorunun tarafı olarak PKK ile, BDP ile müzakere etmesi yolunda bir talep sunuluyor ve akan her damla kandan sonra "Müzakere olsa bu kan durur" tezi pompalanıyor.
 
Oysa konu müzakere edilecekse, bunun Meclis çatısı altında ve bütün siyasi kadroların katıldığı bir zeminde olması gerektiği açık. Çünkü şunu veya bunu devlet, Türk tarafı, Kürt tarafı olarak tanımlamak işin en problemli tarafı.
 
Bu durumda bundan sonra MHP'den, konu Meclis'te konuşulmayacaksa nerede konuşulacağının cevabı beklenecektir.

bugün


Bu yazı 1,329 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Vesayet tortusunu silmek...
    • 20 Eylül 2012 Ana gündem: Terörü yok etmek
    • 12 Eylül 2012 Gültan Kışanak kaçırılsa...
    • 11 Eylül 2012 AK Parti formatının önemi
    • 9 Eylül 2012 Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
    • 7 Eylül 2012 ''Akil adam'' enstrümanı
    • 28 Ağustos 2012 MGK ne yapacak?
    • 26 Ağustos 2012 Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
    • 19 Ağustos 2012 Bayram nostaljisi
    • 14 Ağustos 2012 Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
    • 12 Ağustos 2012 115 asker ölseydi...
    • 9 Ağustos 2012 ''Güvenlikçi politika''
    • 7 Ağustos 2012 Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
    • 2 Ağustos 2012 ''Daha büyük harita''
    • 27 Temmuz 2012 Ortak mutluluğu planlamak
    • 26 Temmuz 2012 Ortadoğu'da ne oluyor?
    • 24 Temmuz 2012 Bölgesel Kürt yapılanması
    • 19 Temmuz 2012 Erdoğan'ın kurgusu ne?
    • 18 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu için son raunt
    • 27 Haziran 2012 Türkiye sınanıyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,573 µs