0 0 0000

Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok

Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in 'tutuklu milletvekilleri' konusunda inisiyatif alarak girişim başlatması muhalefet partilerini pek heyecanlandırdı.


CHP lideri Kılıçdaroğlu Mostar'da "Arkadaşlarımız bir hafta sonra aramızda." bile dedi. Ama AK Parti'de hava daha ilk günden olumsuzdu. Başbakan Erdoğan, "Bizim ürettiğimiz bir sorun değil." dedi.

AK Parti'den olası bir yasal düzenlemenin doğuracağı sakıncalara dikkat çekenler oldu. Örnek mi? Murat Karayılan gibi ceza almamış örgüt liderlerine Meclis yolunun açılacağını söylediler. AK Parti siyasi şova dönüştürme ihtimalinden de çekindi. Kulislerde, "Milletvekillerinin Silivri'den çıkışı ve Ankara'ya gelişlerini özellikle CHP Habur gibi gösteriye dönüştürebilir. Bunu tabanımıza anlatamayız." yorumu yapanlara rastladım. AK Parti, ne muhalefete ne de kamuoyuna, tutuklu milletvekilleri konusunda umut vermedi. Hep olumsuz yaklaşım sergiledi. Yasal düzenleme yerine kararın yargıya bırakılmasının daha doğru olacağını savundu.

Çiçek'in başkanlığında bir araya gelen muhalefet partilerinin ortak bir metin koyamasalar da milletvekillerinin kanun yoluyla tahliyeleri konusunda uzlaşması iyimserlik oluşturmadı değil. Kilidi açacak olan da AK Parti... Meclis'ten AK Parti'siz yasa çıkması mümkün olmadığına göre gözler iktidar partisine çevrildi. Olumsuz havaya rağmen Başbakan Erdoğan kesin cevap için MYK toplantısını adres gösterdi.

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu önceki akşam toplandı. En önemli gündem maddesi 'tutuklu milletvekilleri' konusuydu. Hukukçuların hazırladığı rapor, enine boyuna tüm ayrıntılarıyla tartışıldı. Toplantının ardından kararı Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik açıkladı: "CMK'nın 100. maddesinde üç partinin önerdiği tarzda bir değişikliğin olması halinde, bunun çok farklı ve olumsuz hukuki sonuçlar doğurabileceği ve böyle bir düzenlemenin suiistimale son derece müsait olacağı sonucu çıkarılmıştır."

AK Parti'nin cevabı beklendiği gibi 'hayır' oldu. Hiçbir tevile mahal bırakmayacak şekilde tutuklu milletvekillerinin yasal düzenlemeyle tahliyesine olumsuz cevap verdi. Meclis Başkanı Çiçek'in girişimi muhalefet partilerini her ne kadar umutlandırsa da AK Parti'nin 'hayır' cevabıyla sonuçsuz kaldı. Başbakan, muhalefetin önerisini 'sulandırma hareketi' olarak niteledi ve 'yargı kararının beklenmesini' istedi.

Muhalefet AK Parti'nin kabullenebileceği bir altın formül bulabilir mi? Bundan sonra ne olacak, sorusuna muhalefet sözcülerinin verdiği somut bir cevap yok. Daha çok AK Parti'nin yaklaşımını eleştirmeyi yeğliyorlar. Tutuklu 8 milletvekilinin tahliyelerinin yasal zeminde, siyasi yollarla sağlanması pek mümkün görünmüyor. AK Parti'nin cevabı ve Başbakan Erdoğan'ın açıklaması bu açıdan önem taşıyor.

Gelinen nokta muhalefet için tam bir hayal kırıklığı. CHP lideri, "tutuklu milletvekillerinin tahliye olmaması halinde gerekirse 4 yıl Meclis'i boykot edeceklerini" söylemişti. CHP'li İsa Gök hızını alamamış "AKP kuzu kuzu çözecek, önümüzde diz çökecek" çıkışı yapmıştı. Başbakan'ın buna cevabı da unutulmadı: "Tükürdüklerini yalayacaklar..." Sonuç ortada. Tablo demokrasi açısından hoş değil elbette... Burada asıl sorumluluk muhalefetin. Tutuklu isimler milletvekili adayı yapıldı. Yoksa milletvekili iken tutuklanmış değiller. CHP de, BDP de, MHP de risk aldı. Tahliyelerinin garantisi yoktu ki... CHP'nin pek itibar ettiği hukukçu Sabih Kanadoğlu, "milletvekili seçilseler bile tahliye olmayacakları" konusunda uyardı. Kılıçdaroğlu'na sorulduğunda da, "hukuk ne derse o olur" şeklinde değerlendirme yapmıştı.

Muhalefet bu riski neden aldı? Bu isimler üzerinden siyaset yapmak için... İç ve dış kamuoyunda Ergenekon ve Balyoz gibi davaları sulandırmak için. Yoksa aday yapacak başka isim bulamadıklarından ya da o 8 kişinin partileri için vazgeçilmez olduklarından değil. Merkez sağda siyaset yapan Mehmet Haberal sonradan CHP'li oldu. Emekli General Engin Alan da MHP'ye hemen seçim öncesi katıldı. Muhalefet siyaset yapmak için tutuklu isimleri milletvekili yapıyorsa AK Parti'nin buna siyasetle karşılık vermesi olağan. Yasal düzenlemeye 'hayır' demesinin anlamı bu.

8 milletvekilinin tahliyesi konusunda yargıdan başka seçenek kalmadı. Tutuksuz yargılamanın demokrasi ve hukuk açısından daha doğru olacağı kanısındayım.
 

zaman


Bu yazı 1,233 defa okundu.