Tamer Korkmaz
0 0 0000
Gözlerimiz tamamen kapalı!
Hanımefendi araştırmış, araştırmalarının sonunda da "TÜSİAD'ın 28 Şubat darbesine destek vermediği" neticesine varmış!
Bu defa da, Ümit Boyner gözlerimizi bağlamak istiyor. Ne var ki, daha ilk gösteride TÜSİAD'ın tavşanlarını yere düşürüyor.
Nasıl mı?
On beş yıl öncesine gidelim...
TÜSİAD Yönetim Kurulu, Muharrem Kayhan başkanlığında Ankara'ya çıkarma yapıyor. Önce ANAP lideri Mesut Yılmaz'ı ve DSP lideri Bülent Ecevit'i ziyaret ediyorlar...
Ertesi gün, Çankaya Köşkü'ne Süleyman Demirel'e çıkıyorlar. CHP lideri Baykal'a da gidiyorlar.
Hangi tarihte mi? Şu muhteşem tesadüfe bakınız: 25 ve 26 Şubat 1997'de!
Ziyaretler, basında "TÜSİAD Refahyol'u şikayet etti" başlığıyla yer alıyor...
Deniz Baykal'ı ziyaretlerinde "Ülkenin, Refahyol hükümetinden kurtarılmasını bekliyoruz!" diyorlar.
*
TÜSİAD yönetiminin, medyaya yansıyan başka beyanları da var. "Genelkurmay'la diyalog içinde olduklarını" Çevik Bir'le bir yemekte buluştuklarını söylüyor, dönemin TÜSİAD Başkanı...
Refahyol hükümetinin çekilmesini istiyor.
Bitmedi...
Refahyol'un havlu atmasından sonraki aylarda da TÜSİAD devrede...
3 Aralık 1997'de dönemin TÜSİAD yöneticileri Genelkurmay'ı ziyaret ederek İkinci Başkan Çevik Bir ve Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak'la görüşüyorlar...
Başta ekonomi olmak üzere belli başlı konularda "brifing" veriyorlar!
Brifinge TSK'nın beyin takımı diye nitelendirilen J komutanları da katılıyor.
"TÜSİAD'tan askere brifing" başlıklı bu haber...
4 Aralık 1997 tarihli Hürriyet'te yayınlanmıştı.
*
Yirmi Sekiz Şubat sürecinde Genelkurmay'ın "hizaya çeken!" brifingleri meşhurdu...
Hürriyet'in bu haberi, Genelkurmay'a da brifing verildiğini gösteriyor!
Verenler de işadamları...
Öyleyse, bu "en baba" işadamlarının "işlevi" görünenden çok daha farklı olmalıdır.
LATİNCE MATRUŞKA:
Şimdilerde, kendisini TÜSİAD'dan "soyutlamaya çalışan" (film icabı) kimi işadamlarına tanık oluyoruz.
"Masonluğum uykuda" diyenler var, mesela...
"Demokrat" söylevler vermek suretiyle suret-i haktan görünerek...
Asıl konumlarının üzerini mi örtmek istiyorlar?
Ama bir yerden sonra, illaki lastik patlıyor:
28 Şubat soruşturmasının genişlemesini asla istemediklerini vurguluyorlar!
Duvara dayandıklarında...
"Sürç-ü lisan ettim" deyip...
Gösteri icabı söyledikleri "O koca koca lafları" bir çırpıda yutuyor, Latince konuşmaya başlıyorlar!
*
Latince muhabbeti...
Bana nedense Kurtlar Vadisi'nin ilk serisindeki kimi esrarengiz "mahfil" sahnelerini hatırlatıyor...
Dizide, "Gözleri Tamamen Kapalı" filmindeki sahnelerden ilham alarak tasarlanan...
"Baronların gizli toplantıları"nı anlatan sahneler vardı, ya...
İşte oradaki Latince konuşmalar, kulaklarımda yankılanıyor...
Ne alaka ise?
DEMİREL FOTOĞRAFI:
Yirmi Sekiz Şubat'ın siyasi ayağındaki lokomotif isim, Süleyman Demirel...
2005 Mart'ında Sabah gazetesine verdiği dizi röportajda "Derin devlet, askerdir" demişti.
Demirel'in bu tanımı, "derin devlet"in aslında ne olduğu hususunu gizlemeye yarıyordu!
... ... ...
Derin devlet mi? Askerin de bağlı bulunduğu...
Bütün kurumların üzerindeki "En Üstteki Yapı" idi.
Askeri, derin devlette "kurumsal" olarak temsil eden isimler vardı. Bununla birlikte "çekirdek kadro" sivildi.
En baştaki bir "Yabancı" idi. En üstteki diğerleri de Beyaz Türkler diye tabir edilenler!
Gün geldi, devran döndü...
Uzun metrajlı "yabancı film" koptu...
*
Demirel, diyordum...
Süleyman Bey'in, Eymir Gölü'nün kenarında "hava alırken" verdiği "fotoğraf" dikkatimi çekti...
"Jean Reno'nun Türkiye Şubesi" gibi duran "Leon"un yönettiği gazetenin...
Sürmanşetinde yayınlandı, o fotoğraf...
Uzun süredir soğuk algınlığından mustarip olan "Beyefendi"nin, geçen hafta sonu doktoruyla birlikte göl kenarında yürüyüşe çıktığını öğrenmiş olduk, bu fotoğraflı haber sayesinde...
Göl gezintisine uygun kıyafetleriyle...
Eşofmanlı, spor ayakkabı giymiş, spor şapkalı bir Demirel resmi:
"Fötr şapkayla yürüyecek değildim ya!" der gibi duruyordu, Süleyman Bey...
... ... ...
Yoksa şöyle mi diyordu, o fotoğraf üzerinden:
"Ben artık yaşı fevkalade ilerlemiş, sağlık sorunlarıyla boğuşan bir adamım...
Bana dokunmayın!"
yenişafak
Bu yazı 1,591 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
18 Eylül 2012
Otuz beşe bakla
-
24 Ağustos 2012
Arkadakiler
-
17 Ağustos 2012
''Düğme''li olsun!
-
10 Ağustos 2012
Kumpas
-
3 Ağustos 2012
Yıldızın parladığı o sahne
-
20 Temmuz 2012
Steril
-
6 Temmuz 2012
Bir ıslık da biz çalalım!
-
3 Temmuz 2012
Hava sahamıza giren Wall Street J'eti
-
5 Haziran 2012
Hayal Teknesi!
-
15 Mayıs 2012
Büyük Satranç Sahnesi!
-
8 Mayıs 2012
Hükümete ''Tomahawk'' atmışlardı!
-
4 Mayıs 2012
Gözlerimiz tamamen kapalı!
-
24 Nisan 2012
''ABD Karışmadı'' Yalanı
-
10 Nisan 2012
Kime, ne lazımmış?
-
6 Nisan 2012
Şapkanın Altındakiler
-
20 Mart 2012
Hokus, pokus...
-
6 Mart 2012
Kafasını koparalım, diyorlardı!
-
28 Şubat 2012
28 Şubat'ın Balans Ayarları!
-
17 Şubat 2012
Anahtar
-
14 Şubat 2012
Hedef tahtası
Yorumlar
+ Yorum Ekle