Mümtaz'er Türköne
0 0 0000
Kürt sorunu denkleminde değişenler
"Muhatap meselesi" değişenlerin başında geliyor. PKK-BDP'nin takip ettiği strateji 2007 seçimleri sonrasından itibaren uzun süre PKK'nın ve Kandil'in muhatap alınmasına odaklandı.
Amaç PKK'ya ve silahlı örgütün yöneticilerine devlet katında bir meşruiyet kazandırmak ve bu meşruiyet üzerinden Kürtler üzerindeki itibarını yükseltmekti. PKK'nın ve Öcalan'ın muhatap kabul edilmesi, onları Kürtlerin temsilcisi ve sözcüsü konumuna sokacaktı.
Devletin tek bir akılla yönetilmeye başlandığı 2010 yılından itibaren, muhataplık meselesi hükümetin risk almasıyla çözüldü. Kamuoyuna yansıyan Oslo görüşmeleri AK Parti hükümetinin hem PKK yöneticileri ile hem de İmralı'da Öcalan'la müzakere yürüttüğünü gösterdi. PKK ile müzakere yürütüldü. Öcalan muhatap alındı. Sonuç ne oldu?
Sonuç, PKK'nın 14 Temmuz 2011 tarihli Silvan saldırısı oldu. Aynı gün, Öcalan'la varılan mutabakatı reddeden "demokratik özerklik" ilanı yapıldı. Böylece PKK'nın "muhatap" stratejisi, kendisi tarafından tüketilmiş oldu.
Bugün hükümetin "terör örgütü ile mücadele siyasî uzantısıyla müzakere" formülü, müzakereyi sürdüren ama muhatap sorununu artık geride bırakan bir strateji. "Devlet PKK'yı muhatap alsın" sözünün hiçbir anlamı yok. Anlamsızlık PKK'nın eseri.
28 yıl boyunca terör sorunu ile iç içe geçen Kürt sorunu farklı evrelerden geçti. Taraflar farklı yerlerde durdular. Farklı çareler ürettiler. 28 yıl tarih için bile uzun bir süre. Bugün sorunla boğuşan devlet, başlangıçta durduğu yerden çok farklı bir yerde duruyor. Her şeyden önce artık kararı, parmağı silahın tetiğinde olanlar vermiyor. Sivil siyasî iktidar, askerî çözümün dar çemberi dışında esnek tavırlar geliştiriyor. Sorunu daha geniş bir perspektifin içine yerleştirerek Ortadoğu'nun zengin ve karmaşık ilişkileri içinde soğutmaya çalışıyor. Başbakan "bedel ödemeye hazırım" diyerek bütün riskleri üstleniyor. İşbaşında en ağır risklerin altından kalkacak kadar güçlü bir hükümet var.
Kürt sorununa şehit cenazeleri ve terör saldırıları ile taraf olan ülkenin batısı, beş yıl önce durduğu yerde durmuyor. Kürt sorunu ile terör sorunu arasındaki kalın sınırı herkes görüyor. Toplumda etnik çatışmaya dair en küçük bir işaret bile yok. MHP askerden devraldığı sertliği yumuşatmış ve çözüme açık durumda. Radikal gazetesinde yayımlanan bir araştırma Ülkücülerin yarısının Kürtçe eğitime sıcak baktığını gösteriyor. Ülkenin batısı çözüme hazır.
Doğrudan acı çeken Kürtler de bugün dünden farklı düşünüyor. Kürtler ezildiler. Hakarete uğradılar. Dillerinden dolayı aşağılandılar. Bugün yaraları sarmaya, kırılanları tamir etmeye çabalayan bir devlet siyasetini, somut sonuçları ile takip ediyorlar. Kürtler üzerinde şiddeti besleyen basınç azalıyor. Kürtler daha pozitif düşünüyor. Birlikte yaşamanın makul ölçülerine kafa yoruyorlar. Barış ve huzur özlemi herkesi cezbediyor. Üstelik umutlar artıyor.
Kısaca muhataplık sorunu çözüldü ve tükendi. Devlet artık eski devlet değil. Türkler de Kürtler de birlikte barış içinde yaşama iradesini devreye sokuyor.
Kürt sorununda değişmeyen sadece PKK. Kullandığı araçlar ve taktiklerde en küçük bir değişiklik bile yok. Toplumu şiddet yöntemleriyle ikna etme çabasından vazgeçmiş değiller. Mümkün olsa, insan kıyımı üzerinden "devrimci halk savaşı"nı başlatıp sürdürecekler. Sadece daha önce başaramadıkları için tekrar deneyemiyorlar. Bölge dengelerine dayalı varlık arayışı Suriye ile sürdürülüyor. Kürt sorunu bu arayışlarla bölge entrikalarına bağlanıyor.
Denklemin bir tarafı bütün bileşenleriyle değişti. Öbür tarafı aynen duruyor. Bu dengesizlik PKK'nın terazide ağırlığı kalmayan silahlı siyasetinin yerini sivil siyasetin doldurmasıyla Kürt sorununun tekrar çözüm menziline gireceğini gösteriyor. BDP'ye yöneltilen soru bu yüzden muhataplık sorusu değil. BDP'nin muhataplığı veya aracılığı ötesinde sivil çözümler üretmesi gerekiyor.
zaman
Bu yazı 1,419 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
30 Eylül 2012
Bu sefer çözülecek mi?
-
16 Eylül 2012
Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
-
14 Eylül 2012
Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
-
13 Eylül 2012
CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
-
9 Eylül 2012
Merkez Sağ'ın son noktası
-
7 Eylül 2012
Başbakan sertleşmekte haklı mı?
-
28 Ağustos 2012
Hükümet haklı çıktı
-
26 Ağustos 2012
Kawa ve Ergenekon
-
24 Ağustos 2012
Terör sorunu ayrışıyor
-
17 Ağustos 2012
Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
-
16 Ağustos 2012
'Paralel devlet'in iflası
-
12 Ağustos 2012
Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
-
10 Ağustos 2012
Yangını kim söndürecek?
-
5 Ağustos 2012
Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
-
22 Temmuz 2012
Davutoğlu haklı çıkarsa?
-
17 Temmuz 2012
'Hücre yenilenmesi'
-
29 Haziran 2012
ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
-
24 Haziran 2012
Türkiye savaşa girer mi?
-
21 Haziran 2012
Teröre teslim olmak
-
19 Haziran 2012
Çözüme yakın mıyız?
Yorumlar
+ Yorum Ekle