Stratfor/Wikileaks/Taraf hattını izleyen belgelerde Türk Donanması’na ilişkin 'yüzeysel' bir tartışmaya da rastladık...
Dünya 2020 yılına geldiğinde iki büyük güçten birinin Türkiye olacağını öngören Stratfor analistleri, iş donanmamıza gelince o kadar gönlü bol olamamışlar.
Kuruluşun en önemli ikinci adamı konuşuyor; “Bana kalırsa, Türkiye’nin kıyı şeridinin uzunluğu ve rakip sayısı, donanmalarına ayırdıkları kaynaklarla orantılandığında sonuç korkunç. Bir donanma gücü olarak rekabet etme umudunu taşıyabilmelerini sağlayacak tek neden boğazları. Zira bir yandan kendilerine filolarını bir taraftan diğer tarafa sürekli olarak dağıtma fırsatı verirken, rakiplerini bu haktan mahrum ediyorlar.”
Dramatik olan, Stratfor’un ABD Deniz Piyadeleri’nin 100 üst düzey komutanına bu ve benzeri bilgileri satmayı başarmış olması...
Oysa tam tersi söz konusu!
Türk Donanması’nın özellikle son 3 yılı her açıdan farklılık arz ediyor…
Bu dönemde Türk savaş gemilerinin uğradığı limanların, bayrak gösterdiği denizlerin, görevde tercih ettiği gemilerin sadece listesini versem, konuya hiç ilgi duymayanlar bile, “Allah Allah, neler yapmışız, hiç haberimiz yokmuş” derler…
Bunun yerine, çok daha kolay anımsanacak üç yeni gelişmeyi biraz farklı bir bakışla anlatayım...
1. İlk milli savaş gemisi TCG Heybeliada Korveti; Bir ton teknik harp kabiliyeti ve "hayalet" vasfı olan bir savaş gemisi. Donanma bu gemiyi teslim aldığında Akdeniz’deki 'kara hava' hatırlanıyor olsa gerek. Bakın o günlerde İyibilgi haberi nasıl görmüş; "Dünyada su teknolojisini en iyi kullanan ülkelerin başında İsrail geliyor. Bu önemli konunun ana arterlerinden biri “deniz suyundan temiz su” elde edilmesi. Doğrusu İsrail de bunu iyi yapan ülkelerden birisi. Ancak Heybeliada da bunu yapıyor. Hem de bir ülke kadar iyi yapıyor. Günde tam 20 ton deniz suyunu, tatlı suya dönüştürüyor." İlginç değil mi?
2. Uçak Gemisi: 27 Şubat tarihli Takvim Gazetesi’nden: “Pulitzer ödüllü gazeteci Seymour Hersh; “Bölgesel güç olan Türkiye, küresel güç olmak için askeri alanda çok önemli adımlar attı.. Türk ordusu rakamsal olarak dünyanın en büyük 9. ordusu olarak görünse de, aslında ilk 4 ordu içinde. Tek eksiği ise uçak gemisine sahip olmaması. Ancak Türkiye uçak gemisi almak için de harekete geçti. ABD ile F-35 savaş uçakları konusunda uzun süredir yapılan pazarlık da sonuçlandı.” Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel de, ABD Deniz Kuvvetleri Akademisi'nin yayın organı Proceedings Dergisi'ne verdiği röportajda 10 yıllık planlarında uçak gemisi alımı olduğunu söylemişti. Olur, olmaz ayrı konu ama bir perspektif açık biçimde hissediliyor! Neden Uçak Gemisi’ne ihtiyaç duyulur?
3. Ç151: Dünyanın en hızlı Çıkarma/Tahliye gemisi: Mart ayı başında 2’inci Dünya Savaşı’ndan bu yana dünyada üretilmiş en hızlı ve kapasiteli “Çıkarma ve Tahliye Gemisi” de donanmaya teslim edildi. 18 knot hızla Tank taşıyor! TSK, konu çıkarma gemileri olduğunda kötü hatıralara sahip.. Daha önce yapılacak Kıbrıs çıkartması bunların yokluğu nedeniyle 1974 yılına kadar beklemişti. Ancak yeni gemiler aynı zamanda tahliye de yapabiliyor.. İhtiyacı Libya vakasında görmüştük! Neden böyle bir gemiye, hele amfibi operasyonlar eskisi kadar rağbet görmezken ihtiyaç duyulur?
Stratfor veya benzerleri uzak yıllara ahkem kesmeye meraklılar ama hiper-metroplukları için bir gözlük almaya üşeniyorlar.
Türk Donanması, aleni, hızlı ve emsalleriyle kıyaslandığında katlayacak biçimde büyüyor... (Belki Kara ve Hava Kuvvetleri’ndeki gelişmelerden de fazla olabilir.)
Tabii bunun bir anlamı var...
Dünya, “yeni deniz dönemi”ne giriyor...
Karadeniz, Marmara, Ege, hele Akdeniz (!) dahi donanmamızın güçlü olmasına yeter sebepler ama Türkiye’nin ilgi/etki coğrafyaları bunlarla sınırlı kalamayacaktı...
Akdeniz’in bütünü, Adriyatik, Kızıldeniz, Basra (!), Hint (!).. Hatta Pasifik!..
ABD artık Pasifik’e yüzüyor, NATO da denize dönüyor...
Her açıdan en güçlü kabul edilen Amerikan donanması okyanusları tutacak.
Kıyıları da birilerinin tutması gerekiyor...
Atlantik İttifakı bunu sağlayacak.
http://twitter.com/NedretErsanel
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle