Ergun Babahan
0 0 0000
Ergenekon ve psikolojik savaş
Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutukluluğu üzerinden bütün Ergenekon sürecine savaş açan bir kesim var.
Bunlar açıkça ifade etmeseler de bu iki gazeteci üzerinden Ergenekon İddianamesi’ni çürütmeye çalışıyorlar.
Aslında çalıştıkları gazeteler daha süreç başladığında benzer bir girişimi manşetlerinden yürütmüş, davanın saçmalığına vurgu yapmaya çalışmışlardı.
Aslında biraz geri çekilir ve büyük resme uzaktan bakarsanız bunun açık bir psikolojik savaş yöntemi olduğunu ve belirli bir plan çerçevesinde yürütüldüğünü görürsünüz.
Bu davayı çürütmeye çabalayanların yeraltından çıkan silahlara, suikast planlarına, gerçekleştirilen suikastlere hiç değinmediğini görürsünüz.
12 Eylül’ün Bayrak planı ile Ergenekon, Balyoz, Sarıkız gibi darbe planlarının benzerliğine de atıfta bulunmazlar.
Çünkü yanlışlıkları öne çıkarıp davanın özünü sürekli gözden kaçırmaya çabalamak açık bir taktiktir.
Düne kadar varlıklarından habersiz oldukları gazetecilere birden sahip çıkmak da öyle açıkçası.
Hatırlarsanız, Nişantaşı’nda biraraya gelerek yazı konusu belirleyen bir grup “Malezya Modeli”, “Mahalle Baskısı”, “Otoriter Rejim” gibi bazı kavramları tedavüle sokarak Türkiye’nin Çin’den bile anti-demokratik olduğu algısı yaratmaya çabalamıştı.
Çetenin reisi saray darbesiyle yıkılınca çete de gücünden çok şey kaybetti açıkçası.
Ancak başta karanlık odacılar olmak üzere yandaşlarının sözcülüğünü yapmaktan vazgeçmedi.
Türkiye askeri darbelerden çok çekti.
28 Şubat için hala kıyamet koparan muhafazakar kesim, solcuların ve ülkücülerin 12 Eylül zindanlarında ne işkenceler gördüğünü, gençlerin nasıl acımasızca öldürüldüğünü tam olarak anlamadı.
Bunun için darbenin bu kesimi de hedef alması gerekiyordu.
Ancak geçen zaman içinde dünya değişti ve darbeciler dış desteğini kaybetti.
Hukuk sürecinde yapılan kimi önemli yanlışlara, hesaplaşma arzularını bu sepete atma çabalarının görülmesine rağmen hem Amerika’nın hem Avrupa Birliği’nin bu dava süreçlerine desteğinin sürmesi bu yüzden.
O nedenle bu psikoljik harpten bir şey çıkmaz, sonuçta boru değil, darbe girişimi bunlar.
Bu yazı 1,438 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
6 Mayıs 2012
Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
-
4 Nisan 2012
Benim darbecim insanlık suçu işlemez
-
24 Mart 2012
Ergenekon ve psikolojik savaş
-
14 Mart 2012
Kürt meselesinde tarihi uyarı
-
7 Mart 2012
Türkiye, AB için neden önemli!
-
4 Mart 2012
Medya nasıl kurtulur?
-
3 Mart 2012
Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
-
19 Şubat 2012
Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
-
15 Şubat 2012
Washington’ın Türkiye’ye bakışı
-
14 Şubat 2012
Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
-
7 Şubat 2012
Tencere dibin kara
-
5 Şubat 2012
Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
-
22 Ocak 2012
Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
-
3 Ocak 2012
Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
-
13 Aralık 2011
Siyaset ve sadakat
-
11 Aralık 2011
Bu iddianamede ciddi şike var!
-
6 Aralık 2011
İşte kahramanınız Kozinoğlu!
-
22 Kasım 2011
CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
-
19 Kasım 2011
Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
-
15 Kasım 2011
Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber
Yorumlar
+ Yorum Ekle