En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Müslümanlar ve demokrasi birbirini dışlamaz



Türkiye’ye demokrasi gelecekse, bu, Müslümanların demokratikleşmesiyle sağlanacak” demiş Neşe Düzel’e konuşan Prof. Taner Akçam; Sabah yazarı Prof. Hasan Bülent Kahraman da, dünkü yazısında, Akçam’ın görüşüne katıldı. Ona göre de, ülkemizin demokratikleşmesi, demokrasiyi benimsemiş Müslümanlar eliyle gerçekleşecek...

İlk bakışta anlamsız bir tartışma gibi görünüyor. ‘Müslüman’ kim, bu tanım dışında kalan sözü edilmeye değer kimse var mı ülkemizde? Dahası, Türkiye’yi demokratikleştirmelerine bel bağlanan Müslümanların ‘demokratikleşmesi’ nasıl olacak?

Bunlar sorulması meşru sorular...

Ancak konuya biraz daha yakından yaklaşıldığında tartışılanın ne olduğunu anlayabiliyoruz: Burası ‘demokratik’ olduğu iddia edilse bile o kavramın içini dolduran özelliklere bir türlü sahip olamayan bir ülke; buna karşılık iktidarda ‘inançlı’ bilinen insanlar var ve bunlar daha uzun bir süre ülkenin kaderine hükmedeceğe benziyorlar... Acaba bu deneyim bizi bilinen anlamıyla ‘demokrasi’ ile nihayet tanıştırabilecek mi?

Umutlarının bu olduğu anlaşılıyor iki siyaset bilimcinin...

Biliyorum, ülkeyi yöneten kadrolar nasıl özetlersem özetleyeyim bu tartışmayı yine de anlamsız bulmaya devam edecekler. Edecekler, çünkü izledikleri çizginin ‘demokrasi’ olduğuna emin bir kadro iktidarda... Halkın seçtiği, elden geldiğince halka hizmet eden insanlar; vesayet altındaki, kaynakları çarçur edilmiş, dünyada esamisi okunmayan bir ülkeyi on yılda farklı bir düzleme oturttular...

Herkesin gıptayla baktığı bu durum her seçimde biraz artarak her iki kişiden birinin oyunu alma başarısını getirdi. ‘Demokrasi’ bu değilse nedir?

İktidardaki partinin yönetici kadrosundan en alt düzeydeki yöneticisine kadar hemen herkesin böyle düşündüğüne ve “Müslümanlar demokratikleşirse ülke de demokratikleşir” türü tespitleri bir tür ‘fantazi’ saydığına eminim.

Oysa “Neden acaba dışarıdan bakıldığında yeterince demokrat görünmüyoruz?” sorusu üzerinde kafa yormaları şart... Her iki bilim adamının yaklaşımlarında bu soruya ışık tutacak ayrıntılar var aslında: Çoğunluğun iktidarında azınlığın haklarına saygı... Sisteme ilişkin düzenlemelerde kendileri dışında varolan eğilimlerin de desteğini arama inceliği... Temel sorunların üzerine giderken dışlayıcı değil katılımcı bir yaklaşım sergileme iyi niyeti... Geçmişte yapılan yanlışları sahiplenmekten vazgeçme...

Galiba fazla zor değil yapılması gerekenler: Söylemde nezaket, eylemde katılımcılık, özeleştiri... Özgürlüklerin en geniş biçimde kullanıldığı bir ülke haline fazla zorlanmadan gelebilir ülkemiz...

Elbette bunlarsız da yoluna devam edebilir Ak Parti hükümeti; halktan aldığı oylar kendisine bu imkânı sağlıyor. Yeni arayışlar artan sorumluluk getireceği için ‘dertsiz başına dert açmak’ gibi de gelebilir iktidar sahiplerine. Oysa küçücük çabalarla elde edilecek artı değer içte ve dışta ellerini güçlendireceği için, yapacaklarını daha kolay yerine getirmelerini sağlayacaktır.

Türkiye, siyasi iktidarı eliyle demokrasiyi benimsediğini her yönden belli ederek yalnızca bölge ülkelerine değil, karşı karşıya kaldıkları ekonomik kriz sebebiyle, seçilmişlerin yerlerini bürokratlara bıraktığı garip birer demokrasi görüntüsü vermeye başlayan Batı ülkelerine de ‘örnek’ teşkil edebilir.

Fırsat kaçırılmamalı.

star

Bu yazı 990 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,834 µs