En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

CHP'nin düştüğü tuzak



"İktidarın dört dörtlük eğitim tuzağı" başlığı, Cumhuriyet'in dün Sencer Ayata'nın raporundan bahseden haberinin başlığı.


Profesör Sencer Ayata, CHP genel başkan yardımcısı. Partinin resmî teorisyeni. CHP'yi sıkıştığı, Tek Parti dönemi seçkinciliği, parti politikası ve laiklik üçgeni dışına çıkartacak ve sosyal demokrasinin engin sularında yüzdürecek entelektüel birikime sahip bir sosyal bilimci. CHP'de parlamenter sosyalizm veya sosyal demokrasi adına üretilen yeni fikirler hep ondan geliyor. Cumhuriyet'in haberinde, Sencer Ayata'nın hazırladığı bilgi notu: "CHP, Meclis'te olaylı görüşmelere neden olan kesintili eğitim yasa önerisi konusunda resmî görüşünü belirledi" ifadesiyle veriliyor. Biraz geç değil mi?

Komisyonda kavga devam ederken, "keşke CHP'nin bu konuda ne düşündüğünü öğrenme fırsatımız olsa" diye hayıflanmıştım. Ayata'nın raporu bu soruya bir cevap veriyor: "Amaç uzatmak değil bölmek" tespitinde bulunuyor. AK Parti'nin kanun teklifi için "... temel eğitimi dört yıla indirerek ikinci dört yılda farklı müfredatların önünü açmaktadır." eleştirisini getiriyor. Raporda bir dikkat var. "İmam-hatiplerin orta kısmını yeniden açmak istiyorlar." eleştirisine doğrudan yer verilmiyor. Sencer Ayata'nın diğer eleştirileri sakin ve soğukkanlı bir şekilde tartışılabilecek ve müzakere edilebilecek türden. "Meslekî eğitim", "yönlendirme" gibi başlıklar altında eğitimciler bu meseleleri müzakere edebilirler. Ancak kavga bu görüş ayrılıklarından çıkmıyor. Kavga konusu olan buz gibi "din eğitimi" meselesi. CHP "dindarlarla barışma" mesajları verdikten hemen sonra AK Parti'nin tuzağına düştü. Ayata'nın raporu, CHP'nin tuzağı gördüğünü ama yine de bu tuzağa boylu boyunca uzandığını gösteriyor.

Mesafe kısa, peynir büyük, yol alışkın olduğu yol. Fare ne yapsın? Türkiye'de din eğitimi konusunda bütünüyle "insanî" bir sorun var. Din eğitimi konusunda sistematik olarak bir "insan hakkı" çiğneniyor. Hangi insan hakkı? Cevabı, Türkiye'nin de imzaladığı Medenî ve Siyasî Haklar Sözleşmesi'nin 18. maddesinin son fıkrası veriyor. Sözleşme çok açık: "Bu Sözleşme'ye Taraf Devletler, anne-babaların ...çocuklarına kendi inançlarına uygun bir dinsel ve ahlaki eğitim verme özgürlüklerine saygı göstermekle yükümlüdürler.

Türkiye'de ailelerin çocuklarına istedikleri din eğitimini verme özgürlüğüne devlet açıkça saygı göstermiyor. Önce, çocuklara verilecek din eğitimini kendi tekeline alıyor. Başkalarının din eğitimi vermesini, dolayısıyla anne-babanın "çocuklarına kendi inançlarına uygun" din eğitimi verme özgürlüğünü elinden alıyor. Sonra ikinci bir hak ihlali daha yapıyor. Bu eğitimi kendi koyduğu sınırlar dahilinde istediği gibi azaltıyor. Toplumun esaslı bir din eğitimi talebi var. "Din eğitimi özgürlüğü" yani kendince çözümler bulma hakkı elinden alınınca vatandaş bu ihtiyacı devletin sunduğu sınırlar içinde "imam-hatip okulları" ve Kur'an kursları ile karşılamaya girişti. Ancak bu eğitim devlet tekelinde olduğu için her devirde siyasî ve ideolojik tartışmalara konu oldu. Sorun açıkça şöyle: Devletin elinde bir "Din eğitimi musluğu" var. Duruma göre bu musluğu açıyor, canı istemeyince kapatıyor. Bugün kavga çıkartan mesele, AK Parti hükümetinin 28 Şubat'ta kısılan bu musluğu açmaya kalkmasından ibaret.

Sorun kesintili veya kesintisiz eğitim meselesi değil. Doğrudan din eğitimi meselesi. Bu meselenin de, evrensel ölçülere uygun tek çözümü var: Toplumun din eğitimi talebini karşılamak. Çok önemli bir ayrıntıya dikkat edelim. Kesintili eğitimle sadece imam-hatip ortaokulları açılmayacak. Aynı zamanda bu okulları talep eden anne-babaların talebini karşılama imkânı doğacak. Kesintili eğitim sadece vatandaşın din eğitimi talebini karşılamış olacak.

Gönül isterdi ki bu meseleyi insan haklarına uygun biçimde CHP çözsün. CHP'nin çözümünün sağlam bir mantığı da olurdu. Toplumun din eğitimi talebi bütünüyle karşılanırsa AK Parti varoluş gerekçelerinden birini kaybedecek. Son tartışmayı bu yüzden bir parti rekabeti olarak görmek belki daha anlamlı. AK Parti, CHP'yi dinle barışma mesajları ile nüfuz etmeye çalıştığı bu alanda tuzağa çekti. CHP de bu tuzağa düştü.

 zaman

Bu yazı 1,362 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,764 µs