Mümtaz'er Türköne
0 0 0000
'Yeni Anayasa'nın Çerçevesi'
Bu hafta sonu toplanan Abant Platformu'nun tartışma başlığı buydu.
Üç gün devam eden toplantıda beş oturum, yeni anayasanın kritik tartışma alanlarına odaklandı ve çerçeveyi bütünüyle kuşattı. Baştan sona yeni bir anayasa hayal etmekle dertlere çare aramak için anayasal çözümler bulmak arasındaki fark böyle. Toplumda ve siyasette devam edegelen sorunlar kronik hale gelince yapıda bir aksaklık olduğu ortaya çıkıyor. Yapıdaki eğriliği düzeltmek ise ancak anayasal düzeyde sorunu ele alıp çözmekle mümkün oluyor.
Yıllardır Abant Platformu'nun toplantılarına katılıyorum. Ayrıca bu toplantı gündemlerini belirleyen yönetim kurulunda görev yapıyorum. Abant Platformu sadece çok berrak bir Türkiye fotoğrafı vermekle kalmıyor; ayrıca zaman içindeki değişimi de çok net gösteriyor.
Bu toplantılarda gündem ne olursa olsun dönüp dolaşıp canımızı yakan sorunları tartışıyoruz. Bu yüzden tartışmalı konuları gündem başlığı olarak belirliyoruz. Temel sorunumuz ise demokratikleşme. Bu sorunun Kürt sorunu veya onun uzantısı olarak karşımıza çıkan terör sorunu gibi somut yansımaları var. İnsanlar yaralı, oluk gibi kan akıyor. Telaş ve öfke, olduğu gibi bu platforma yansıyor. Yıllar içinde konuşma ve dinleme adabında bir sükunet oluştu. Artık yanlış anlaşılma endişesi olmadan insanlar düşüncelerini ifade edebiliyor. Mevziler değil fikirler savunuluyor. Abant Platformu, Türkiye'de hem demokratikleşmeye katkıda bulunan hem de demokratikleşmede geldiğimiz yeri gösteren çok temsil edici bir sembol haline geldi.
Yeni anayasa konusunda toplum umutla umutsuzluk arasında gidip geliyor. Bu tahavvül, kanaat önderlerini de içine alıyor. Meclis Başkanı Cemil Çiçek, anayasa gündeminin bir numaralı ismi olarak Abant Platformu'nda yaptığı konuşmada bir yandan umut verirken öbür taraftan da sonucun tarafların cehdine, gayretine bağlı olduğunu vurguluyor. Türkiye'nin bir anayasa gündemi, üstelik işleyen bir takvimi var. Meclis uzlaşma komisyonu, umulmayacak bir uyum içinde çalışıyor. Eksik olan, toplumdan gelen talepler. Abant Platformu da zaten bu talep eksikliğini gidermek için bu toplantıyı düzenliyor.
Kürt sorunu doğal olarak anayasa tartışmalarının merkezine yerleşiyor. İki görüş var: "Kürt sorunu çözülmeden yeni anayasa yapılmaz". Ve "yeni anayasa yapılmadan Kürt sorunu çözülmez". İkisi de doğru. Öyleyse her ikisini birlikte yapacağız.
Abant Platformu'nda Kürt sorunu ekseninde tartışılan iki başlık, anadilde eğitim ve üniter devlet-özerklik meselesiydi. Anadilde eğitimi bir insan hakkı olarak ele aldığınız zaman mesele çözülüyor. Ama üniter devlet-özerklik sorunu hak ve hukuk tartışmasının ötesine geçiyor ve Kürt milliyetçiliğinin ana tezleri ekseninde tartışılıyor. Yerel ölçekte bulunan her çözüm Kürtlerin meselesini çözmüyor; Kürt milliyetçiliğinin tezlerine cevap veriyor. Malum: Kürtlerin yarıdan fazlası Güneydoğu dışında yaşıyor. Kürt milliyetçiliğinin "kendi kaderini tayin" çabası yerel ölçekte bir karşılık buluyor; ama bu bölgelerde yaşamayan Kürtlerin derdine derman olmuyor.
Askerî vesayetin gölgesi toplum üzerinden kalktıktan sonra, özgür tartışma ortamı istikrara kavuştu. Tepkisellik ve duygusallık yerini akıl ve sağduyuya bırakıyor; o da mantıklı çözümlere kapı açıyor. Basınç azalınca duygusal nitelikli sorunların çoğu buharlaşıyor. Bugünün Türkiyesi, herkesin eteğindeki taşı özgürce dökebildiği bir ülke. Söyleyecek sözü olanlar, engellenme duygusundan kurtuldu. Söz yerini bulunca toplum daha zinde ve sağlıklı yoluna devam ediyor.
Abant Platformu, Türkiye'nin demokratikleşmesine büyük katkılar sağladı. Bu toplantı, bu katkının bir kanıtı gibiydi. İmkânsız gibi görünen bir misyon yerine getirildi. Türkiye artık Abant Platformu'na dönüştü. Yeni bir anayasa için süren geniş katılım, bu genişlemenin göstergesi değil mi?
zaman
Bu yazı 1,379 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
30 Eylül 2012
Bu sefer çözülecek mi?
-
16 Eylül 2012
Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
-
14 Eylül 2012
Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
-
13 Eylül 2012
CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
-
9 Eylül 2012
Merkez Sağ'ın son noktası
-
7 Eylül 2012
Başbakan sertleşmekte haklı mı?
-
28 Ağustos 2012
Hükümet haklı çıktı
-
26 Ağustos 2012
Kawa ve Ergenekon
-
24 Ağustos 2012
Terör sorunu ayrışıyor
-
17 Ağustos 2012
Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
-
16 Ağustos 2012
'Paralel devlet'in iflası
-
12 Ağustos 2012
Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
-
10 Ağustos 2012
Yangını kim söndürecek?
-
5 Ağustos 2012
Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
-
22 Temmuz 2012
Davutoğlu haklı çıkarsa?
-
17 Temmuz 2012
'Hücre yenilenmesi'
-
29 Haziran 2012
ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
-
24 Haziran 2012
Türkiye savaşa girer mi?
-
21 Haziran 2012
Teröre teslim olmak
-
19 Haziran 2012
Çözüme yakın mıyız?
Yorumlar
+ Yorum Ekle