En Sıcak Konular

Ahmet Taşgetiren


Ahmet Taşgetiren
0 0 0000

Anne misyonu



Başbakan Erdoğan'ın Kürt sorununun çözümü için yola çıkarken seslendirdiği "Anaların gözyaşı dinsin" yaklaşımı doğruydu.

Başbakan Erdoğan'ın askeri operasyonları önlemek için sınıra yürüyen ve tülbentlerini bırakan annelere "Çocuklarınızı dağa gönderenleri önlemek için de tülbentlerinizi bırakın" çağrısı doğruydu.
Başbakan Erdoğan'ın yine annelere seslenip, "PKK'ya 'elini yavrularımızın üzerinden artık çek' deyin" çağrısı doğruydu.

Van depreminde en yara sarıcı gayretleri, Anadolu'nun diğer yörelerindeki anneler sergiledi, Vanlılar'a kardeşlik sıcaklığı verecek adımları atarak...

...Ve Emine Erdoğan'ın Bakan Fatma Şahin ile birlikte Uludere'ye gidip orada çocuğunu, eşini, kardeşini kaybeden kadınlarla dertleşmesi, ağlaşması "geç kalmış" bir doğruydu. Belli ki Uludereli anneler, çok önce bekliyorlardı bu anneler kucaklaşmasını, ağlaşmasını...

Keşke Sayın Cumhurbaşkanı'nın eşi Hayrünnisa Hanımefendi de gidebilseydi... Belki gideceklerdir.
Ben, Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan'ın da Uludere'ye gitmesini seslendirdim başından beri, bana göre onların gidişi de, bir anne baba sıcaklığı taşıyacaktır kavuran soğukların dağladığı yüreklere... Belki gideceklerdir.
Ben, bundan yıllar önce, bir "kadın seferberliği"ne çağırdım AK Parti'yi...

AK Parti'nin, neredeyse, ülkenin ayağındaki bu prangayı çözecek tek imkân haline geldiğini yazdım defalarca. Evet, buna inanıyorum. Burada da, siyasetten önce "duygu"nun, kardeşlik duygusunun, sevginin, muhabbetin hayati "onarıcı" olduğuna inanıyorum.

Duyguda ise kadınlarla, annelerle, bacılarla kimse yarışamaz.

O devreye girsin, dedim defalarca.

Mesela, "AK Parti'nin kadın kolları çeksinler ayaklarına şalvarları, köy-mezra demeden, Doğu'nun, Güneydoğu'nun anneleri ile buluşsunlar... Batı'yı Doğu'ya taşısınlar. Aralarında Cumhurbaşkanı eşi, Başbakan eşi olursa aliyyül ala... Sevgi ağları örülsün yurdun dört bir yanında..." dedim.
Bu çağrıyı yaptım. Ne dersiniz, karşılığını bulmaz mıydı?

Anne misyonunu başlatmak

Bir delikanlıyı dağ yollarından döndürseler, bir genç kızı, üç yıl içinde hayatını kaybedeceği bir vahşet ortamına düşmekten kurtarsalar, her bir kurtuluşu gözyaşları içinde kutlasalar bu vahşet yine böyle devam eder miydi?
Bence etmezdi.

Biz her şeyi vurma-kırma ve ölümler üzerinden konuşuyoruz, dağda kaç kişi öldü, kaç şehit verildi haberleri hep yürek yakıyor. Keşke bir de çocukların kurtuluşu üzerine konuşabilsek...

Star'da, Barış Anneleri Diyarbakır Sözcüsü Havva Kıran'ın sözlerini gördüm: Oğlu İstanbul'a okumaya gitmiş, oradan da dağa. "Şimdi 30 yaşında, yıllardır hiç haber alamıyorum" diyor. Yüreği yanmaz mı? Diyor ki: "Hangi anne 'Ben oğlumu, kızımı PKK'ya güle oynaya gönderdim diyorsa gelsin yüzüme söylesin. Hiçbir anne bunu söylemez." Evet, oradaki annenin yüreği bu. "Gelin bu acıyı durduralım" diye sesleniyor.
Bence hükümetin "Anne misyonu"nu proje halinde geliştirmesi gerekiyor. AK Parti'nin bu imkânı var. Emine Erdoğan'ın Uludere ziyareti bunun ilk adımı olabilir.

Mersin Üniversitesi'ne mescit
 
N. K. isimli okuyucum Mersin'den yazıyor: "Mersin Üniversitesi'nde okumaktayım. Üniversitemizde namaz kılma ihtiyacını karşılamak için uygun bir yer, yani mescit yok. 5 Ocak 2012 tarihinde dekanlığa dilekçe yazdım, dekanlık rektörlüğe intikal ettirdi. Rektörlük "fiziksel imkânların yetersizliği" gerekçesiyle talebimi reddetti. Üniversitemizin ana kampüsü 325.000 metrekare alan üzerinde, Yenişehir kampüsü ise 27.500 metrekarelik alanda. Öyleyse fiziksel imkân yokluğu inandırıcı değil."

Bu bir gencin mektubu. Ben sadece "Neden" diye soruyorum, neden bu masum talebe hiç de masum olmayan cevap verilir?

bugün


Bu yazı 1,140 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Vesayet tortusunu silmek...
    • 20 Eylül 2012 Ana gündem: Terörü yok etmek
    • 12 Eylül 2012 Gültan Kışanak kaçırılsa...
    • 11 Eylül 2012 AK Parti formatının önemi
    • 9 Eylül 2012 Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
    • 7 Eylül 2012 ''Akil adam'' enstrümanı
    • 28 Ağustos 2012 MGK ne yapacak?
    • 26 Ağustos 2012 Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
    • 19 Ağustos 2012 Bayram nostaljisi
    • 14 Ağustos 2012 Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
    • 12 Ağustos 2012 115 asker ölseydi...
    • 9 Ağustos 2012 ''Güvenlikçi politika''
    • 7 Ağustos 2012 Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
    • 2 Ağustos 2012 ''Daha büyük harita''
    • 27 Temmuz 2012 Ortak mutluluğu planlamak
    • 26 Temmuz 2012 Ortadoğu'da ne oluyor?
    • 24 Temmuz 2012 Bölgesel Kürt yapılanması
    • 19 Temmuz 2012 Erdoğan'ın kurgusu ne?
    • 18 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu için son raunt
    • 27 Haziran 2012 Türkiye sınanıyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,977 µs