En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Hani kadınları eve kapatacaklardı?



Araştırmanın sonuçları çok önemli: Türkiye'deki kadın yöneticilerin oranı, yüzde 31'e ulaşmış. Yani bugün her 100 yöneticiden, 69'u erkek, 31'i ise kadın...
Bu oran... Yüzde 26'da kalan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin'den... Yüzde 24'lük AB'den... Kadın yönetici oranı sadece yüzde 18 olan ABD ve Kanada'dan ve yüzde 21 olan dünya ortalamasından daha yüksek!
İşin daha da ilgici... Bir önceki hesaplamada bu oran yüzde 25 bulunmuş. Yani bir yıl gibi çok kısa bir sürede, 6 puanlık artış sağlamış Türkiye...
Soralım: Bu önemli başarı... Hangi dönemde gerçekleşiyor? Laikçi tayfasının, "Kadınları eve kapatacaklar" diye yaygara kopardığı AK Parti iktidarında!
Kadınları yönetici yapan AK Parti mi? Elbette değil. Buna karar verenler, şirketlerin patronları ve üst düzey yöneticileri...
Mesela iyi iletişim kurmayı gerektiren alanlarda, erkeklerden çok daha başarılı oldukları için kadınlar tercih ediliyor. (Maliyet hesapları da yapıyordur köftehorlar!)
Hükümetin buradaki katkısı, kadınlara engel çıkarmama ve terfi etmelerini sağlayacak ortamı yaratma şeklinde oluyor.
Tabii ki daha yapacak çok iş var. Mesela... Acaba üst düzey yöneticiler arasında kadınların durumu nasıl? Soruyorum, çünkü 2003'te, İran'ın hemen hemen yarısı kadardık: Yüzde 7'ye, yüzde 13...
Şunu unutmamak gerek: Kadınını yükseltmeyen bir toplumun, erkekleri de yükselemez. Nedeni basit: Erkekleri kadınlar büyütüyor.

Dil Kurumu Başkanı'ndan iki talep
Epeydir "dil" konusuna değinmiyorum.
Bu arada Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Şükrü Haluk Akalın görevi, Marmara Üniversitesi hocalarından Prof. Mustafa Sinan Kaçalin'e devretti. İnşallah başarılı olur.
Fırsat bu fırsat, Prof. Kaçalin'den iki talepte bulunayım. Kendim için değil valla, hepimiz için:
1) Lütfen en kısa zamanda uzmanlara bir "Eş ve Zıt Anlamlar Sözlüğü" hazırlatsın.
Ben Prof. Akalın ile her karşılaştığımda bunu önerdim. Ancak ikna etmeyi başaramadım. Hoş bunda ikna olacak bir yan yok: Frenklerin "Thesaurus" dediği bu tür sözlükleri var da bizim niye yok? Herhalde imkânlar izin vermedi.
Benim bildiğim piyasada bu tür iki çalışma bulunuyor:
* Yıldız Moran'ın derlediği "Eşanlamlı Sözcükler ve Karşıt Anlamları Sözlüğü"...
* Özcan Yalım'ın hazırladığı, "Türkçede Yakın ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü"...
Ben ikisini de kullanıyorum ama yetmiyor. Çok daha kapsamlı bir "thesaurus"a ihtiyacımız var.
2) Bir de "Türkçe-Osmanlıca Sözlük" istiyorum. Dikkatinizi çekerim, Osmanlıcadan Türkçeye değil, Türkçeden Osmanlıcaya... Yani bugün kullandığımız kelimelerin, eski karşılıklarını ihtiva eden bir sözlük.
Bunu niye istiyorum? Çünkü Arapça ve Farsça başta olmak üzere, birçok dilden kelime devşiren Osmanlıca, böylece bin bir çeşit nüansı ifade edebilir hale gelmişti.
Ancak Öztürkçecilik akımı bu zenginliği yok etti. Dilimizi fakirleştirdi. Örneğin bugün "arzu" ya da "istek" deyip geçiyoruz. Kâm, maksud, matlub, meram gibi kelimeleri unuttuk gitti.
Başka taleplerim de var. Biri epey kapsamlı. Onlara da sonra değinirim

sabah

Bu yazı 1,377 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,510 µs