En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!



Bu konu önemli. Onun için bugün biraz otokritik yapalım.


Yapılan işler temel gazetecilik ilkelerine, hadi bu özel alanı geçtim, yapılan işler insani ilkelere uyuyor mu?
Aslında gazetecilikte polis kaynaklarından ya da istihbarat örgütlerinden alınan haberlere pek fazla itibar edilmemesi gerektiği kuraldır!
 
Çünkü bu örgütler gazeteyi ve gazeteciyi fena halde yönlendirir.

Hatta verilen bilgiyle, haberle hedeflendiği düşünülen kişi ya da kurumların tam aksi ya da başkaları hedeflenmiş olabilir ve gazeteci bunun asla farkına varmayabilir!

Bir taşla kuş katliamı yapılabilir.

Kısaca söylemek gerekirse gazeteci istihbarat örgütü ya da polis ilişkisinde yüzde 90 "kullanılma" söz konusudur.

Gazeteci bu türlü kaynaklardan aldığı bir bilgiyi haberleştirdiğinde aslında hiç içinde olmadığı, bilmediği, kime, neye, nasıl hizmet edeceğini kesin olarak bilemeyeceği bir habere imza atıyor demektir.

Geçelim polisi, MİT'i...

Kullanıldığınızın farkında mısınız?

Son zamanlarda WikiLeaks, şimdilerde de Stratfor haberciliği revaçta...

Hatta Türkiye'de "ana akım medya" denilen grupların Stratfor ile karşılıklı bilgi alışverişi anlaşmaları var!

Gazetecilik noktasından bakıldığında bunlarda "haber" denilebilecek bilgi de olabilir.

İyi de, bu kaynaklardan verilen bilgilerin hangilerinin doğru olduğunu, yönlendirme amacı taşıyıp taşımadığını, nasıl kontrol edip de okuyucuya doğru bilgi verdiğimizi söyleyeceğiz?

Bu mümkün değil.

Böyle olduğu halde bu türlü kaynaklardan gelen haberler ciddi gazetelerimizin manşetlerine konu oluyor.

Doğrusunu isterseniz bu da bu gazetelerin, mesela Taraf Gazetesi'nin itibarına ciddi darbe vuruyor!

Ahmet Altan daha önceki gün yazdı, "Bu gazetede bundan sonra belgesiz bilgisiz yazı-haber yazılmayacak" dedi.

Ayrıca, belgenin kaynağı, verenlerin amacı, belgenin kirli mi temiz mi olduğu hiç önemli değil mi?

Ve tam bir gün sonra bu ilke yok sayıldı ve "Şık ve Şener AKP-Cemaat kavgasının kurbanı" manşetten verildi.

TÜSİAD Washington Temsilcisi Emre Doğru Stratfor'a, yani CIA'nın yan kuruluşuna "Cemaat AKP'ye baskı yapmak için Şener ve Şık'ı tutuklattı" diye rapor etmiş.

Vay be...

Haber müthiş! İçinde hükümet var, cemaat var, basın var, polis var, iktidar kavgası var, adaletsizlik var, var var var...

Daha önce sizi yanıltmadılar mı?

Kaynak müthiş! TÜSİAD'ın Washington temsilcisi.

Kime çalışıyor?

Stratfor'a!

Stratfor ne?

CIA'nın yan kuruluşu...

Kesin bilgi olmasa da bu tip bilgilerden okuyucularınızı haberdar etmek düşüncesinde olabilirsiniz. Öyle düşünüldüğünde de manşete çekmez, iç sayfalarda bilginin niteliğine göre bir yer verirsiniz.

Bunun yerine ilk sayfada pabuç gibi harflerle yazdığınız zaman bu "Biz bu bilginin arkasında duruyoruz" demektir.

Daha önce WikiLeaks yanıltmadı mı sizi?

Yanılttı.

Başbakan Erdoğan'ın hısımı Sadık Albayrak'ın Antalya'da ihale aldığını yazdınız.

Sonra da özür dilemek zorunda kaldınız değil mi?

Önce adamı öldür sonra özür dile... Tıpkı İsmet Özel'in söylediği gibi:

"Önce öl sonra öde denilmek suretiyle aşılıp geçildi bu roman da..."

Başbakanın İsviçre'deki bankalarda 8 ayrı hesabı olduğu yazıldı aynı kaynaklardan...

Şimdi de başbakanın sağlığı ile ilgili bir haber.

İki yıllık ömrü kalmışmış!

Bunun adı 'operasyon gazeteciliğidir.'

Kesin olmayan bilgileri, hatta kesinliği kesin olarak bilinemeyecek bilgileri kesinmiş gibi manşet yapmak...

Topluma bunların doğruymuş gibi sunulmasına ne demeli o zaman?

İşin garibi herkes mesela söz CIA'dan açıldığında lanetler ama bu kaynaklardan gelen haberlerin de üzerine atlar.

Mesleğin itibarı adına tam bir "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" durumu...

Taraf'ın bu yaptığıyla verdiği zararı ne Ergenekon verebilir ne de Ergenekon yanlısı yayın organları!

Gazeteciliğin temel kuralı, birisi size bir haber getirdiğinde, daha çok da bir "fasık" size bir haber getirdiğinde o haberin doğru olup olmadığını kontrol etmektir.

İstihbarat örgütleri yüzde 90 fasıktır.

Bu gazetecilik hakikaten şehvetli bir şey.

Ben buna muhalefetin şehveti, kişilere, kurumlara, gruplara, cemaatlere vurmanın şehveti de diyorum.
Bu şehvet insanı sadece politikada değil habercilikte de adaletten, doğruluktan, ilkelerinden uzaklaştırabiliyor.

Bu da Maide Suresi 8. Ayet:

"Allah için hakkı ayakta tutun! Adaletli şâhidler olun! Ve bir topluluğa karşı duyduğunuz kin, sizi adaletten saptırmasın..."

bugün


Bu yazı 1,220 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,376 µs