Mustafa Ünal
0 0 0000
Yeni 28 Şubatlar olur mu?
28 Şubat'ı gündem yapan sadece 15. yıldönümü değil, yargı sürecinin de başlamış olması.
Biraz sessiz ve derinden yürüse de yargının 'postmodern darbeyi' soruşturduğunu biliyoruz. Dosya açıldı... Bazı isimlerin ifadesi alındı, YÖK'ün arşivine el konuldu.
Şüphesiz YÖK o sürecin önemli unsurlarından... YÖK, üniversiteleri kışla gibi yönetti. Ne özgürlük, ne bilim... Varsa yoksa ideoloji. Yasaklar, okuldan uzaklaştırılan hocalar ve başörtüsü zulmü zirve yaptı.
İkna odaları kuruldu. O dönem yaşanan acıların hikâyesi henüz yazılmadı. Kimi öğrenciler son sınıfta okulunu bırakmak zorunda kaldı. YÖK ve üniversiteler yalnızca bir boyutu. 28 Şubat her alanı kapsadı. Ülkenin üzerine kara bulut gibi çöktü. Memleketin her sathı psikolojik harbin sahasıydı. Devlet millete savaş açtı. Daha doğrusu devlete sızan bazı güçler. Sincan'da tanklar yürüdü. Adına da 'Balans ayarı' dendi.
Tankla demokratik sisteme ayar yapıldığını dünya, 28 Şubatçılardan öğrendi. Kimi generaller 'Gerekirse silah kullanırız' dedi. 'Topyekûn savaştan' söz edildi. Silah, savaş kime karşı? Kendi halkına... 28 Şubat süreci devletin cinnet dönemidir.
Daha doğru tabirle Deniz Kuvvetleri'nde örgütlenen, oradan silahlı kuvvetlerin geneline sirayet eden 28 Şubat cuntası devletin yerini aldı. Sürece adını veren Milli Güvenlik Kurulu toplantısı finaldi. O yolun taşları çoktan döşenmişti. Askerin suç ortakları saymakla bitmez. 9 saatlik toplantı öyle sanıldığı gibi asker ve sivillerin karşılıklı müzakeresine sahne olmadı. Asker düşüncesini dikte ettirdi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in süreci hafiflettiği, darbeyi postmodern müdahaleye dönüştürdüğü tezi gerçekçi değildir.
Başından itibaren sivil siyasetin değil, askerlerin safında yer aldı. Askerlere yol gösterdiği bile söylenebilir. Siyaset üzerindeki mühendisliği 28 Şubatçıların istekleri doğrultusunda yaptı. Yeni hükümeti Mesut Yılmaz'a kurdurdu.
Güven Erkaya gibi çok daha ileri giden, tanklı toplu darbeyi seslendiren komutanlar vardı. İç ve dış şartlar '28 Şubat modelini' ortaya çıkardı. Siyasetin de dik durduğu söylenemez. Koalisyonun diğer ortağı DYP yaşanan bunalımı fırsata dönüştürmenin hesaplarını yaptı.
Meclis'te bulunan diğer partiler de aynı şekilde... Mesut Yılmaz'ın ANAP'ı, Bülent Ecevit'in DSP'si, Deniz Baykal'ın CHP'si, Refah Partisi'nin asker tarafından hırpalanmasını ellerini ovuşturarak seyretti. Oysa hedef bir parti değil, siyasetti, hükümet değil Meclis'ti.
Nitekim o Meclis'ten ne bir parti ne de siyasi lider bugüne gelebildi. Siyasi ömürleri çok kısa sürdü. DYP'den 40 milletvekili istifa etti. Kimine siyasi ikbal sunuldu, kimine maddi çıkar... Kimine de silah gösterildi. Adnan Menderes'in akıbeti hatırlatılarak korkutuldu. 28 Şubatçıların siyasi projelerine Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Cindoruk gibi sağ siyasetçiler talip oldu. Neticesi malum, kendileriyle beraber temsil ettikleri siyasi geleneği de berhava ettiler. Bugün merkez sağın yerinde yeller esiyor.
Bir MHP'li 28 Şubat'ı yorumlarken 'AK Parti'nin doğum günü' demiş. MHP 28 Şubat'ı böyle mi okuyor? MHP tabanı da o sürecin acılarını yaşadı. Siyasi polemik konusu olmayacak kadar ağır ve dramatik bir süreçti. Hadi dün neyse ama bugün siyaset 28 Şubat'la yüzleşmekten, hesaplaşmaktan kaçınmamalı.
'1000 yıl sürecek' dendi, 1000 gün bile sürmedi. O dönemin sivrilen komutanları da, siyasetçileri de tasfiye oldu. Tortuları tümüyle bitmiş değil. Hâlâ yaşayan uygulamaları var. Genelkurmay'ın basına uyguladığı akredite gibi...
15 yılda demokratikleşme yönünde çok mesafe alındı. Tehlike geçti mi? Hayır. BAAS özentisi o zihniyet varlığını koruyor hâlâ. Demokratik güçler zayıflamaya görsün... 5 yıl öncesi 27 Nisan, 28 Şubat denemesi değil miydi? Şartlar oluşur oluşmaz yenilerinin geleceğine kuşkunuz olmasın.
Allah bir daha 28 Şubatlar yaşatmasın...
zaman
Bu yazı 1,156 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Eylül 2012
Balyoz duruşu
-
23 Eylül 2012
'Balyoz' yok sayılamaz
-
19 Eylül 2012
Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
-
5 Eylül 2012
İki görüşme...
-
29 Ağustos 2012
Çiçek'in çıkışı
-
1 Ağustos 2012
Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
-
29 Temmuz 2012
Rüya gibi
-
25 Temmuz 2012
Suriye nelere gebe?
-
18 Temmuz 2012
CHP değişir mi?
-
1 Temmuz 2012
Davutoğlu ile Suriye...
-
27 Haziran 2012
Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
-
20 Haziran 2012
Dağlıca yine dağladı
-
17 Haziran 2012
7+5 senaryoları
-
13 Haziran 2012
Kürtçe derste tarihî adım
-
8 Haziran 2012
İyimser hava
-
30 Mayıs 2012
'Hassas ve gerilimli iş'
-
23 Mayıs 2012
Meclis'te Erdoğan barışı
-
18 Mayıs 2012
Rota başkanlık sistemi
-
16 Mayıs 2012
Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
-
9 Mayıs 2012
28 Şubat'ın dalga boyu
Yorumlar
+ Yorum Ekle