Ahmet Kekeç
0 0 0000
Bizi yormayın kardeşim
Hayatımda ilk kez bir “kurultay” izleyecektim.
Hem yol gözümde büyüdü, hem de “uçağa az binme kontenjanımı” CHP için harcamak istemedim.
Çoraplı ayaklarıyla sandalyenin üzerine fırlayıp “Yaşa varol Kılıçdaroğlu” diye alkış ve tempo tutan “tarafsız gazetecileri” izlemek keyifli olabilirdi ama ne lüzum var... Bu işi köşelerinde “başarıyla” yerine getiriyorlar zaten ve daha çok keyif veriyorlar.
Hem de ne işim vardı elin bürokratik Ankara’sında?
Sevmediğim, ısınamadığım, Yahya Kemal misali “dönüşünü” kolladığım bir kent...
Daha az görmek varken, ne diye kullanmayacaktım bu fırsatı?
Son anda vazgeçtim...
Bu yazının konusu ufak ufak belirdiğine göre, CHP’li okur kesimi kurultay hakkında üç beş kelam etmemi bekler...
Edeyim o halde:
Bir kere kardeşim, mesele “kurultay” sözcüğünde odaklanıyor.
Elalem aslanlar gibi “kongre” toplarken, siz durup durup “kurultaya” gidiyorsunuz.
Neden?
Hadi kurultay sözcüğünü çok seviyorsunuz, lügatinizden eksik etmiyorsunuz... Peki, neden aynı “öz Türkçe” hassasiyetiyle “Kamubuyrum töz bölemi” ve “saylav” demiyorsunuz?
Deyin...
Halkla yakınlaşın...
Hem, sağ iktidarların akim bıraktığı “dil devrimini” yaşatmış, hem de natıkanız hakkında fikir vermiş olursunuz.
Peki, bu kurultayda ne olur?
Hususen izlemeyeceğim. Televizyonu da kapalı tutacağım.
Kemal Kılıçdaroğlu, muhalif delegelerin “oturuma katılmama” kararı karşısında ne yapar? Önder Sav, “genel merkezin taarruzlarını” nasıl savar? Deniz Baykal hangi cenahtan kafa çıkarır? Bir sonraki kurultayda neler olur?
Bilmiyorum.
Neden kurultaya gidildiğini de bilmiyorum.
Diyorum ya, izlemeyeceğim ve kafamı bu konulara yormayacağım.
Kurultaydan çıkacak “kararların” nelere yol açacağını, Kemal Bey ve Deniz Bey’in durumlarını nasıl etkileyeceğini de bilmiyorum ve zaten merak da etmiyorum.
Kaldı ki, Kemal Bey durumunu sağlamlaştırsa ne olur, sağlamlaştırmasa ne olur...
Deniz Bey ve Önder Bey unsurları savuşturulsa ne olur, savuşturulmasa ne olur...
Tüzük, “muhaliflerin” istediği istikamette değişse ne olur, değişmese ne olur...
Benim açımdan kurultayın özeti şudur:
Eskiden, “Bu iş İsmet Paşa’yla olmuyor”cular vardı.
Ecevit’i bulup çıkardılar.
Sonra Ecevit’le “olmamaya” başladı.
Derken Erdal İnönü’yle, derken Murat Karayalçın’la, derken Aydın Güven Gürkan’la, derken Altan Öymen’le, derken Hikmet Çetin’le, derken Deniz Baykal’la “olmamaya” başladı.
Sahne alma sırası bu kez “Bu iş Kemal Kılıçdaroğlu’yla olmuyor”cularda.
Ben de diyorum ki, kurultay toplayıp zaman ve enerji kaybetmeyin.
Bizi de yormayın...
Bu iş olmaz.
İster Baykal’la, ister Kılıçdaroğlu’yla, ister Önder Sav’ın gaipten bulup getireceği genel başkan adayıyla, isterse Hurşit Güneş, Mustafa Sarıgül, UJmut Oran, Metin Feyzioğlu, Muharrem İnce gibi apartta bekleyen değerlerle...
Kim gelirse gelsin...
Bu iş olmayacak.
CHP çünkü, solcu bir parti değildir.
Sosyal demokrat değildir.
Halkçı değildir.
CHP “demokrasi”yi “devlet düşmanlığı” olarak algılayan “bürokrat totaliterliğin” kendisini ifade edebildiği yegane siyaset kanalıdır ve halkla uzaktan yakından ilişkisi yoktur.
Budur.
star
Bu yazı 1,546 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Eylül 2012
Balyoz ve empati
-
5 Temmuz 2012
Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
-
26 Haziran 2012
Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
-
20 Haziran 2012
Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
-
4 Haziran 2012
Nerede bu inek?
-
28 Mayıs 2012
Kana kan istermiş!
-
14 Mayıs 2012
‘Kes zırvalamayı’
-
1 Mayıs 2012
Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
-
20 Nisan 2012
Erol Özkasnak
-
12 Nisan 2012
Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
-
10 Mart 2012
‘Zavallı Başbakan’
-
29 Şubat 2012
Paşa niçin kendini öptürmedi?
-
27 Şubat 2012
Bizi yormayın kardeşim
-
17 Şubat 2012
Siz kimi kandırıyorsunuz?
-
3 Şubat 2012
Rezil olmaya doymadınız mı?
-
1 Şubat 2012
İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
-
19 Ocak 2012
Denktaş’ı diriltmek mi?
-
14 Ocak 2012
Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
-
12 Ocak 2012
Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
-
2 Ocak 2012
İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!
Yorumlar
+ Yorum Ekle