Mahmut Övür
0 0 0000
CHP, geleceği ve umudu oylamak
Ankara'da CHP kulislerini izlerken ilk kez şunu fark ediyorum; CHP'liler eskisiyle kıyaslanmayacak kadar "siyasette değişimin" gerekliliğini tartışıyor.
Bu normaldir demeyin çünkü sözünü ettiğimiz parti, statükoyla adı arasında derin bağ olan CHP'yse, değişimden söz etmek hiç de kolay değil. Her an ihanetle suçlanabilirsiniz.
Hele rakı-balık masalarında bu tür suçlamayla karşılaşmak daha tehlikeli. Ama bu kez durum farklı. Herkes daha güvenli ve kendinden emin "değişim"den, açık toplumdan, evrensel sosyal demokrasi ilkelerinden söz ediyor. Bir anlamda insanı şaşırtacak kadar "özgürlükçü bir CHP" portresi çiziliyor. Acaba bu bir kongre kazanma taktiği mi yoksa dipten gelen değişim dalgasının yansıması mı?
Ankara Çukurambar'da aralarında CHP yönetiminden bazı isimlerin de bulunduğu bir grup CHP'liyle buluşuyoruz.
Bir CHP'linin şu sözleri yeni dönemin şifresini veriyor:
"CHP daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, adaleti savunmak zorunda... Ama bunu bugüne kadar parti içinde yüksek sesle savunamadık.
Liboş ve Amerikancı damgası yemekten korktuk, sustuk."
CHP'de 2010'da başlayan değişim süreci de böyle bir umut yaratmıştı ama o umut kısa sürede CHP'yi kuşatan statükocu akla teslim olmuş, rayından çıkmıştı. Şimdi tabandan gelen değişimci eğilim daha güçlü görünüyor... Kendi statükosuna meydan okuyan, mahalle baskısına karşı çıkan, açık toplum değerleriyle buluşmaya çalışan yeni bir dip dalgası sanki... Bir anlamda Arap Baharı benzeri bir CHP baharından söz edebiliriz. Bu yüzden bugünkü kongrede CHP'liler geleceği ve umudu oylayacak.
Kurultaya bir gece kala kulislerde görünen o ki, geleceği ve umudu CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin temsil ediyor.
CHP'de sorun kurultayı kazanmak değil, kurultay sonrasını yönetmek.
Bir CHP Parti Meclis üyesi şöyle diyor:
"Yenidünyanın aklıyla yönetilen bir CHP iktidar adayı olur. Türkiye çok zor ve tarihi süreçten geçiyor. CHP kendi kendisini dar bir alana hapsetmiş durumda. Buradan çıkmak zorundayız. CHP değişerek cumhuriyeti demokrasiyle buluşturabilir ve Türkiye'yi rahatlatabilir."
Kadınlar, gravyer ve Boğatepe köyü
İki günlüğüne katıldığım Kars-Ardahan gezisinin en ilginç yanı Boğatepe köyü gezisiydi. Kars denilince aklımıza kaşar ve gravyer peyniri gelir. İşte Boğatepe köyü Kars'ın markası haline gelen bu peynirlerin doğduğu köy.
Öyküsü 1880'li yıllara, 93 Harbi denilen 1877 Osmanlı Rus savaşına uzanıyor. Rusların bölgeyi işgali ve bir İsviçrelinin çabasıyla ilk peynir imalathanesi, zavot 1880'de bu köyde açılır. Şimdi o köylüler bir İsviçrelinin bölgeye kazandırdığı peynir geleneğini sürdürdükleri gibi müzesini de kurarak kalıcı hale getirmiş. Müzede sadece peynirin tarihi değil, doğanın bitki zenginliği de anlatılıyor. Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği'nin biri kadın diğeri erkek iki başkanı var. Siyasette kadınlara kota konsun mu konmasın mı tartışmaları sürerken, Karslı kadınlar, bırakın kotayı eşit bir kamusal hayata imza atıyor. Uzun yapılış öyküsüyle, onlarca çeşit doğal bitkiyi görmek ve ne işe yaradığını öğrenmek de bir hayli yararlı ve zevkli...
Küresel çağın yeni kavramı "Yaratıcı Şehirler"in nasıl olacağı batıda tartışılırken, doğunun "yaratıcı köyleri" devreye sokması ilginin ötesinde övgüyü hak ediyor.
Bu yazı 1,280 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
30 Eylül 2012
AK Parti kongresi ve Barzani
-
28 Eylül 2012
AK Partili Babuşçu iddialı: Yüzde 55
-
23 Eylül 2012
CHP'nin 'Balyoz' ikilemi
-
20 Eylül 2012
Otobüste 200 er
-
18 Eylül 2012
CHP günahlarından arınıyor
-
11 Eylül 2012
CHP hâlâ derdini anlatamıyorsa
-
1 Eylül 2012
Ya silah ya siyaset
-
30 Ağustos 2012
CHP neden Kürt raporu yazamıyor?
-
19 Ağustos 2012
Barışı kirletmemek lazım
-
14 Ağustos 2012
Aygün'ün kaçırılmasında garip sorular
-
10 Ağustos 2012
Diyarbakır'dan Şemdinli'ye bakmak
-
24 Temmuz 2012
Üç CHP'li anlaşamıyorsa...
-
19 Temmuz 2012
CHP'de 'maymuncuk liste' savaşı
-
18 Temmuz 2012
CHP, zamanın ruhunu yakalar mı?
-
17 Temmuz 2012
CHP kurultayı gölgede mi kaldı?
-
8 Temmuz 2012
Siyasetin yeni aktörleri
-
6 Temmuz 2012
CHP'de kurultay pazarlamacıları
-
3 Temmuz 2012
Zana'nın demokratik yolu
-
24 Haziran 2012
Uçak düşürme bir tuzak mı?
-
19 Haziran 2012
Gülen'in kararı neyin sinyali?
Yorumlar
+ Yorum Ekle