0 0 0000

Matruşka

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Ocak ayının son haftasında aralarında Türkiye'nin yeni Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun da bulunduğu diplomatlar için geleneksel yeni yıl kabul töreni düzenledi.

Merkel, kabulde yaptığı konuşmada "Almanya'da aşırı sağcıların işlediği cinayetlerin kendilerini derinden üzdüğünü söylüyor; "Cinayetlerin aydınlatılması için her türlü çabayı harcayacağımızdan emin olabilirsiniz" diyordu!

Bu haberin hemen üzerindeki sütunlarda yayınlanan Almanya ile ilgili bir başka haber ise çok daha fazla ilgimi çekti...

"Neo-Nazi Yuvaları Darmaduman" başlıklı haberde, 2000-2006 arasında sekizi Türk biri Yunan dokuz kişinin öldürüldüğü seri cinayetleri işleyen "aşırı sağcı" terör hücresi NSU'ya silah sağlayan dört şüphelinin ev ve işyerlerinin Alman polisince basıldığı anlatılıyordu.

Neo-Naziler'in, Alman derin devleti tarafından 'kontra örgüt' olarak istihdam edildiğine daha önce değindiğimi hatırlayacaksınız.

Şimdi, bu haberden yola çıkarak 70'li yıllara doğru bir seyahat yapmak çok ilginç olacak.

*

1976'nın Temmuz başında Filistin Kurtuluş Cephesi'ne bağlı militanlar Tel Aviv-Paris seferini yapan Air France uçağını kaçırmışlar; uçak 248 yolcusuyla birlikte Uganda'nın Entebbe Havalimanı'na indirilmişti.

İsrail komandolarının, havalimanına yaptıkları baskında hava korsanları dahil 56 kişi hayatını kaybetmişti. Ölenlerin çoğu Ugandalı askerdi. Uganda'nın havaalanındaki 11 savaş uçağı da imha edilmişti.

Entebbe Baskını'nın derin kazısında, yıllar sonra çok çarpıcı bilgiler gün ışığına çıktı.

İngiltere ulusal arşivlerine ait, 01.06. 2007'de gizliliği kaldırılan bir belgede şu ifadeler yer alıyordu:

"İsrail gizli servisi Şin Bet ve Filistin Kurtuluş Cephesi arasında kutsal olmayan bir ittifak kuruldu. Şin Bet, Filistinli militanların uçak kaçırma eylemine operasyon desteği verdi. Uçak kaçırılmadan önce İsrail istihbarat uzmanları Entebbe Havalimanı'nda keşif operasyonu dahi yaptı!"

Kanlı baskın, FKC'ye ciddi darbe vurdu, Filistinliler'e sempatiyi azalttı. İsrail ise bu kontra operasyonla "tehdit altında olduğuna" dair propagandayı dünya kamuoyuna daha kuvvetli bir biçimde yedirdi!

*

Entebbe Baskını'nı konu alan -Hollywood Operasyonları kapsamında- bir film çekildi; kısa süre içinde, Ocak 1977'de gösterime girdi. Bir de "Entebbe Havaalanında 90 Dakika" diye bir kitap var. Türkçe'ye de çevrildi.

Baskında MOSSAD'la birlikte çalışan Alman İstihbarat Servisi'nin (BND) işlevini gölgelemeye yarayan bir kitaptan söz ediyoruz!

Entebbe Baskını'nda yer alan Alman militan Gabriele Tiedermann, 1975'de Viyana'daki OPEC toplantısını basıp bakanların kaçırılma eylemine katılmıştı.

İsrail, Uganda'daki baskında (Tiedarmann dahil) tüm militanların öldürüldüğünü açıklamıştı. Oysa, Halid Özkul "Gizli Ordular" adlı kitabında Tiedermann'ın Entebbe Baskını'ndan sağ kurtulduğunu vurguluyor.

Temmuz 1976'da MOSSAD tarafından öldürüldüğü ilan edilen Alman kadın militan, Kasım 1977'de Avusturyalı milyoner Walter Palmers'in kaçırılması eyleminde görev yapmış!

Tiedermann, BND'nin kontra örgütü olduğu ortaya çıkan 2 Haziran Hareketi'ne mensuptu. 2 Haziran Hareketi, Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF) ve Baader Meinhoff gibi "sol bayrak gösteren" kontra Alman örgütleriydi.

BND, Gladio'nun Alman versiyonudur. BND, MOSSAD ve CIA'le birlikte çalışır.

Sadece Tiedermann değil; BND'ye bağlı özel harekat birimi GSG-9'un (Sınır Muhafızları Grubu) komutanı Ulrich Wegener de Entebbe Baskını'na katılmış ve yaralanmıştı.

ABD-İsrail-Almanya Hattı, eskiden beri böyle işliyor!

Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff,'ün "İsrail'in güvenliği bizden sorulur!" demesi (28.11.2010) boşuna değil!

*

Yeri gelmişken, İsrail'in Entebbe Baskını'nın dünyaya (kısa bir süre önce vefat eden) Gökşin Sipahioğlu'nun SIPA Ajansı tarafından duyurulduğunu hatırlatalım. Hürriyet'in 5 Temmuz 1976 tarihli nüshasında "Uganda Havaalanı'nda bulunan muhabirimiz Gökşin Sipahioğlu bildiriyor" anonsunu görmek mümkündür. Bu bir "Yerleştirilmiş Gazeteci" haberi idi.

*

Hürriyet'te yer alan 27 Ocak 2012 tarihli "Neo-Nazi Yuvaları Darmaduman" haberi ise, bizlere 2000'li yıllardaki dönerci cinayetlerini gerçekleştiren "Neo-Naziler'in üzerine gidildiğini" söylüyor!

70'li yıllarda "Sol Bayrak Gösteren" bütün örgütler, 'Derin Almanya' tarafından (NATO-ABD'nin Komünizmle Mücadele konsepti bağlamında) kontra eylemlerde istihdam edilmiş; işlevleri bitince de 'liderleri öldürülmek suretiyle' ortadan kaldırılmışlardı.

Anlaşılan, şimdi paketlenme sırası günümüzün kontra örgütü, dönerci cinayetlerinin tetikçisi olan Neo-Naziler'de!

Neo-Nazi Baskınları'na yüz on polisle birlikte federal savcılar da katılmış: Bunca zamandır üzerini itina ile örttükleri cinayetlerin, arka planı ortaya döküldükten sonra "terör hücresinin üzerine gidiyor"lar!?

Ankara deşifre etmeseydi, "dönerci cinayetleri"nin arka planı karanlıkta kalacaktı. 'Derin Almanya' anlamına gelen "Almanya Anayasa'yı Koruma Teşkilatı" fena yakalandı.

Ezcümle, Neo-Nazi şalı cinayetlerdeki derin arka planı örtmeye yetmiyor!

*

"Cinayetlerden dolayı çok üzgünüz" kıyafetini giyinen Angela Merkel'in üzerinde fena halde eğreti duruyor, o şal!

Hangi Merkel bu? Almanya Uyum Vakfı'nın yeni yıl resepsiyonunda Doğan Grubu'na "özel olarak teşekkür eden" Merkel...

20 Ocak 2012 tarihli Hürriyet'in sürmanşetinde yer alan Angela Merkel'le Aydın Doğan'ın "kankalık" fotoğrafı içinse "Bu ne samimiyet?" falan diye soracağımı sanmayın!

yenişafak

Bu yazı 1,578 defa okundu.