En Sıcak Konular

Ahmet Taşgetiren


Ahmet Taşgetiren
0 0 0000

Dış politikada yalpalıyor muyuz?



Sancılı bir coğrafyada yaşıyoruz.
AK Parti iktidarı, yola çıkarken bu coğrafyada barışı gerçekleştirmek gibi bir hedefi benimsedi.
Bu hedefin en bilinen formülü "Komşularla sıfır sorun politikası" idi. Doğu, Batı, Kuzey, Güney, İslam ülkesi veya değil, tüm komşularla barışçı, iyi ilişkiler geliştirilmeye çalışıldı.
Rusya ile de, Irak, İran, Suriye ile de, İsrail, Yunanistan, Bulgaristan ile de, hatta Ermenistan ile de dostane ilişkiler geliştirilmesi için yoğun çaba sarf edildi.
Öyle ki, zaman oldu ortak bakanlar kurulu toplantıları yapıldı.
Bu yolda atılan adımlarla Türkiye, etrafında, gerçekten geniş bir barış halkası oluşturdu.
"Türkiye bölgede çatışan taraflarla da görüşebilen ülke" haline geldi.
Bu dönem Türkiye'nin bölgede "yumuşak güç" olarak nitelendiği dönemdir.
Bu dönemde Türkiye, Arap Baharı'nda katalizör ülke oldu.

Sıfır sorundan gerilime

Ancak sonra işler farklılaştı.
Suriye başka oldu, Irak başka oldu.
İran'la ilişkilerde zorluklar ortaya çıktı.
Bir parça mezhep gerilimleri oluştu.
Öyle ki, bu defa, adeta "Herkesle sorunlar yaşanıyor" gibi bir görüntü ortaya çıktı.
İçeride birilerimiz "Hani nerede sıfır sorun" gibi sorgulamalar yapmaya başladı.
"Sıfır sorun" politikalarının bir hayalden ibaret olduğu yorumlarına gidildi.
AK Parti'ye hep muhalefet eden, her politikasına kuşku ile yaklaşan ve bir şekilde başarısızlık bekleyen çevreler hareketlendi. Acaba AK Parti dış politikada tökezliyor muydu?
Hatta, ülke çıkarları bir yana bırakılarak sanki böyle bir tökezleme istendi.
Şu sıralar, coğrafyamızda gerilimli ortam devam ediyor.
Hükümet de bu süreçten hem Türkiye'nin hem bütün bir coğrafyanın hasarsız çıkması için çaba sarf ediyor.
Bu gidişle nereye varılır, diye sorulursa, söylenecek olan şudur:
Koca İslam coğrafyası, çok zor bir statüden kurtulmaya çalışıyor.
Bunu bizzat Davutoğlu "Normalleşme" olarak niteledi. Bu sürecin, bünyesinde, hem riskler hem umut barındırdığını ifade etti.
AK Parti'nin dış politika yapıcıları "Sıfır sorun" derken, dikensiz gül bahçesinden geçeceklerini düşünmüş olamazlar.
Bir kere bu coğrafya, binlerce çıkarın çatıştığı bir alan. Bu alanda her şey ne kurgulandığı gibi gider ne de sorunsuz ilerler.

Barış politikası çıkmazda mı?

Sorunlar olur ama siz ilkesel olarak barışı arıyorsanız, ona doğru ilerlemeye çalışırsınız.
Hiç kimse "Türkiye 'Sıfır sorun' dediği için şu şu kayıpları oldu" diye bir şey ileri süremez.
Unutmamak gerekir ki Türkiye, Kıbrıs'a askeri müdahalede bulunduğu zaman bile bu harekâtın adına "Barış Harekâtı" demişti.
Evet, savaş bile barış için yapılır.
Türkiye, Irak'la, Suriye'yle gerilimler yaşarken bile, barış arayışından asla taviz vermiyor. Bu coğrafyada, mesela etnik farklılaşmalar, mesela mezhep farklılaşmaları sebebiyle bir çatışma ortamı doğmasın diye, olağanüstü çaba sergiliyor.
Belki Suriye ile diyalog koptu, Irak'la, Maliki yönetiminin çarpık tutumu sebebiyle diyalog zorlukları yaşanıyor ama Türkiye, İran'ı devreye sokarak, Irak'taki Şii alimlerle, mesela El Hekim'le ilişkiyi geliştirerek, mezhep farklılaşmasının fay kırılmasına sebep olmaması için elinden geleni yapıyor.
Türkiye'nin çıkarı yine de bu coğrafyada kurduğu derin dostluklardadır.
Türkiye'nin çıkarı, yine de bu coğrafyanın barış coğrafyası olmasındadır. Hayatta birçok şeyi değiştirebilirsiniz ama coğrafyanızı değiştirme imkânı yoktur.
Onun için Türkiye'nin barış işçiliği övgüye değer bir işçiliktir ve bu çabaların, kısa dönemlerde yönetimler için olmasa da bu coğrafyadaki halklar nezdinde çok olumlu karşılıklar üreteceği ve bunun zaman içinde kazanca dönüşeceği muhakkaktır.

bugün

Bu yazı 1,251 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Eylül 2012 Vesayet tortusunu silmek...
    • 20 Eylül 2012 Ana gündem: Terörü yok etmek
    • 12 Eylül 2012 Gültan Kışanak kaçırılsa...
    • 11 Eylül 2012 AK Parti formatının önemi
    • 9 Eylül 2012 Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
    • 7 Eylül 2012 ''Akil adam'' enstrümanı
    • 28 Ağustos 2012 MGK ne yapacak?
    • 26 Ağustos 2012 Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
    • 19 Ağustos 2012 Bayram nostaljisi
    • 14 Ağustos 2012 Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
    • 12 Ağustos 2012 115 asker ölseydi...
    • 9 Ağustos 2012 ''Güvenlikçi politika''
    • 7 Ağustos 2012 Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
    • 2 Ağustos 2012 ''Daha büyük harita''
    • 27 Temmuz 2012 Ortak mutluluğu planlamak
    • 26 Temmuz 2012 Ortadoğu'da ne oluyor?
    • 24 Temmuz 2012 Bölgesel Kürt yapılanması
    • 19 Temmuz 2012 Erdoğan'ın kurgusu ne?
    • 18 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu için son raunt
    • 27 Haziran 2012 Türkiye sınanıyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,405 µs