En Sıcak Konular

Mahmut Övür


Mahmut Övür
0 0 0000

Baykal'ın kaset soruşturmasında YARSAV şüphesi



Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı hedef alan kaset komplosu, uzun süre gündemden düşmedi. Siyasette taşları yerinden oynatan bu komplo, son yılların hatta siyaset tarihinin en sarsıcı operasyonuydu.
Kimi dış mihraklara bağladı, kimi CHP'ye yakın Ergenekon bağlantılı çevrelere... Ama ne olduğu konusunda somut bir bilgiye aradan iki yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen ulaşılamadı. Ulaşılamadı çünkü böylesine ciddi sonuçlar yaratan bir olay, gerektiği gibi soruşturulmuyordu.
Adı konmamış ortak bir suskunluk ve ilgisizlik vardı.
Bu soruşturmanın organize suçlara bakan özel yetkili savcılara verildiği ortaya çıkınca, soruşturmayı yaklaşık 14 ay boyunca yürüten Bilişim Suçları Bürosu'nda görevli Savcı Bülent Yücetürk'le ilgili yazdığım yazıları hatırladım.
Bir yıl sonra (24 mayıs 2011) yazdığım yazıda gelinen nokta şuydu:
"Bir yılda nereye geldik diye dün biraz araştırdım. Bir yıldır bir polis ekibiyle bu soruşturma sürdürülüyor. İki kez Amerika'ya Metacafe'yle ilgili yazı yazıldığını biliyorum. Kısaca şu anda somut bir adım atılmış değil. Ama soruşturma ekibine göre en önemli eksik, Baykal'ın yeterince bilgi vermemesi..."
O yazıda bugün gelinecek noktayı işaret etmiştim:
"Yargı sistemi bu olaya kriz yönetimi mantığıyla yaklaşmıyor. Bu yüzden de özel ekipler değil, rutin içinde mesai saati mantığıyla soruşturma yapılıyor."
İki yıl sonra nihayet bu gerçek anlaşıldı ve soruşturma özel yetkili savcıya verildi.
Peki, neden bu soruşturma bir sonuca ulaşmıyordu?
Savcı Yücetürk'le ilgili ikinci yazım 12 Haziran seçimlerinden kısa bir süre önce bana gelen ilginç bir iş adamının, CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkındaki iddiayla ilgiliydi. O iddia nedeniyle bir kez daha Yücetürk'le konuşmuştum.
Yaklaşımından iddiaları ciddiye almadığı anlaşılıyordu ama daha ben o iddiaları yazmadan "Yargıdan pis kokular geliyor" diye bir başka gazetede o iddiaların "karşı atak" olarak yayınlanmasına şaşırmış, hatta şüpheye düşmüştüm.
Kafamda şu soru işareti oluşmuştu: Acaba soruşturmanın sonuçsuz kalmasında savcının tavrı mı etkili oldu?
Öyle ki bir savcı siyaseti sarsan kaset soruşturmasında hiçbir adım atılmamasını "mağdurlar bile ifade vermiyor" gibi bir argümana bağlayabiliyordu.
Oysa bu bir kamu davasıydı ve mağdurların ifade vermesi gerekmiyordu.
Savcılık bu soruşturmayı derinleştirip sonuçlandırabilirdi. Polis, MİT, askeri istihbaratı gibi neredeyse herkesi adım adım izleyen bir istihbarat yapısına rağmen bir sonuca ulaşılmaması ilginçti.
Hatta savcıya sordum; O malum evi buldunuz mu? Cevap hayır...
O evin kime ait olduğu, kimlerin gelip gittiği araştırılmadan bir soruşturma nasıl yapılır anlaşılır gibi değil.
O günden beri hep aynı soru kafama takılıp kaldı: Acaba Savcı Yücetürk'ün bu dosyaya ilgisizliğinde bugün CHP Milletvekili olan o gün YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan'la YARSAV yönetimde olmasının bir etkisi oldu mu?
Yücetürk, Tarhan döneminde YARSAV yönetimine girmiş daha sonra da başkan yardımcılığına getirilmişti. Halen de bu görevi sürdürüyor.
Bu kafa karıştıran durumu şimdi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun şu açıklaması daha da karıştırıyor.
"Önümüzdeki günlerde özel yetkili savcı CHP'yle ilgili bir dosya çıkaracak. Ortalık birbirine girecek. Bu böyle olacak. Hayali isimler, gizli tanıklar koyup bir şeyler yapacak..."
Yine garip işler dönüyor, anlaşılan bu kaset skandalı daha çok can yakacak.

sabah

Bu yazı 1,297 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 AK Parti kongresi ve Barzani
    • 28 Eylül 2012 AK Partili Babuşçu iddialı: Yüzde 55
    • 23 Eylül 2012 CHP'nin 'Balyoz' ikilemi
    • 20 Eylül 2012 Otobüste 200 er
    • 18 Eylül 2012 CHP günahlarından arınıyor
    • 11 Eylül 2012 CHP hâlâ derdini anlatamıyorsa
    • 1 Eylül 2012 Ya silah ya siyaset
    • 30 Ağustos 2012 CHP neden Kürt raporu yazamıyor?
    • 19 Ağustos 2012 Barışı kirletmemek lazım
    • 14 Ağustos 2012 Aygün'ün kaçırılmasında garip sorular
    • 10 Ağustos 2012 Diyarbakır'dan Şemdinli'ye bakmak
    • 24 Temmuz 2012 Üç CHP'li anlaşamıyorsa...
    • 19 Temmuz 2012 CHP'de 'maymuncuk liste' savaşı
    • 18 Temmuz 2012 CHP, zamanın ruhunu yakalar mı?
    • 17 Temmuz 2012 CHP kurultayı gölgede mi kaldı?
    • 8 Temmuz 2012 Siyasetin yeni aktörleri
    • 6 Temmuz 2012 CHP'de kurultay pazarlamacıları
    • 3 Temmuz 2012 Zana'nın demokratik yolu
    • 24 Haziran 2012 Uçak düşürme bir tuzak mı?
    • 19 Haziran 2012 Gülen'in kararı neyin sinyali?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,927 µs