Ahmet Taşgetiren
0 0 0000
Bardağın boş yanı, dolu yanı
AK Parti iktidara geldiğinden bu yana neyi yaptı, neyi yapmadı?
Zaman zaman bunu köşelerimizde ya da dost sohbetlerinde tartışıyoruz.
Yapılamayanları sayanlarımız var, yapılanları sayanlarımız var.
Bardağın dolu yanı boş yanı, hesabı...
Ben zaman zaman "Türkiye zor ülke" diyorum. Sabırlı olmak lazım.
Türkiye'nin bazı sorunları var ki, taa Osmanlı döneminden beri geliyor. Çözülüş döneminde asırlar yaşanmış, devlet formatı bozulmuş, yeniden kurulmuş, devlet formatı bozulurken toplumun kimyası değişmiş, yeni bir kimya oluşturulmak istenmiş.
Bunlar hangi toplum olursa olsun büyük sonuçlar doğurur.
Hele Cumhuriyet döneminde, köklü değişiklikler anlamına gelen devrimler, tüm bir toplum yapısını harman gibi savurmuş.
Demirel'in bir sözü var:
- Türkiye'de siyaset rodeoya benzer. Vahşi at üstünde durma sanatı. Yani vahşi at haline gelen devlet mekanizması-yani bürokrasi, binicisini sürekli üstünden atmak ister.
Bunu söyleyen Demirel'in altı kere gidip yedi kere geldiğini biliyoruz.
AK Parti iktidara gelinceye kadar, 4 askeri müdahale olmuş bu topraklarda.
Sonuncu askeri hareketlilik de halktan yüzde 47 oy alan AK Parti iktidarına karşı yapılmış.
Ve o devlet bürokrasisi, bu AK Parti hakkında kapatma davası açmış.
Yani bıçak sırtında yürümek zorunda olan bir millet iradesi söz konusu...
Şu sorular sorulabilir:
- AK Parti iktidara gelir gelmez, başörtüsü sorununu neden çözmedi?
- AK Parti iktidara gelir gelmez, katsayı sorununu neden çözmedi?
- AK Parti iktidara gelir gelmez, 28 Şubat'ın eğitim hayatındaki tahribatını neden ortadan kaldırmadı?
- AK Parti iktidara gelir gelmez, yargıyı neden düzeltmedi?
- AK Parti iktidara gelir gelmez, askerle ilişkileri neden normalleştirmedi?
- AK Parti iktidara gelir gelmez, Kürt sorununu neden çözmedi?
- Terörü neden önlemedi?
- Faili meçhulleri neden ortaya çıkarmadı?
- Gelir adaletsizliğini neden bitirmedi? İşsizliği neden önlemedi?
Daha böyle, 10 yıl evvel yapılamayan yüzlerce iş için soru sorulabilir.
AK Parti'nin yapıp da yanlış ya da eksik yaptığını düşündüğümüz pek çok şey de olabilir.
Ancak, bunların bir kısmına kendimiz de "10 yıl önce bunlar yapılabilir miydi" diye cevap verebiliriz. Yapamazdı, çünkü yapıldığında şu olurdu bu olurdu.
AK Parti'nin 10 yıl sonra bile yapamadığı ya da yanlış-eksik yaptığı şeyler olabilir.
Yanlışlık veya eksiklik her insani kurumda olabilecek bir şey. Sözün özü, çalışan hata yapar.
Eleştirel duruşa devam ama...
Ama iktidarın, kendi içinde, gücünü kuvvetini hesap eden, kamuoyu duyarlılığını dikkate alan bir takvimi olduğunu düşündüren olaylar da yaşıyoruz, onu da görmek lazım.
Uludere konusunda hükümet bir hayli tepki aldı. Geç kaldı vs...
Ama o tartışmalar sürerken; Diyarbakır'da JİTEM karargâhında kazılar başladı mesela.
Uludere'de ölenlerin her biri için 123 bin lira tazminat ödenmesi kararı çıktı mesela. Ayrıca soruşturmanın devam ettiği açıklaması yapıldı Başbakan tarafından...
Katsayı uygulaması kaldırıldı, Milli Güvenlik dersine son verildi mesela...
Orduevlerinden subay ve astsubayların eşit biçimde yararlanmaları hükmü getirildi mesela.
Evet, kolay değil demek istiyorum özetle.
Toplum isteyecek. Eleştirecek. Bunlar yanlış değil. İktidarı diken üstünde tutmak için kaçınılmaz hatta.
Ama muhalefet olsun diye muhalefet etmek de sağlıklı değil. Bazen o tür muhalefetler, eski Türkiye arayışının ürünü de olabiliyor.
Elhasıl Türkiye, bir anlamda yakın tarih içinde oluşmuş prangalardan kurtulma mücadelesi veriyor. Fransa'nın üzerimize çullanması da onun bir yansıması. Ama yeni Türkiye iradesi, bu prangaları sökecek güçtedir, buna da bütün kalbimle inanıyorum.
bugün
Bu yazı 1,360 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
25 Eylül 2012
Vesayet tortusunu silmek...
-
20 Eylül 2012
Ana gündem: Terörü yok etmek
-
12 Eylül 2012
Gültan Kışanak kaçırılsa...
-
11 Eylül 2012
AK Parti formatının önemi
-
9 Eylül 2012
Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
-
7 Eylül 2012
''Akil adam'' enstrümanı
-
28 Ağustos 2012
MGK ne yapacak?
-
26 Ağustos 2012
Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
-
19 Ağustos 2012
Bayram nostaljisi
-
14 Ağustos 2012
Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
-
12 Ağustos 2012
115 asker ölseydi...
-
9 Ağustos 2012
''Güvenlikçi politika''
-
7 Ağustos 2012
Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
-
2 Ağustos 2012
''Daha büyük harita''
-
27 Temmuz 2012
Ortak mutluluğu planlamak
-
26 Temmuz 2012
Ortadoğu'da ne oluyor?
-
24 Temmuz 2012
Bölgesel Kürt yapılanması
-
19 Temmuz 2012
Erdoğan'ın kurgusu ne?
-
18 Temmuz 2012
Kılıçdaroğlu için son raunt
-
27 Haziran 2012
Türkiye sınanıyor
Yorumlar
+ Yorum Ekle