Engin Ardıç
0 0 0000
İlker Paşa bize de ifade versin
Bilmem hatırlayacak mısınız, esip savurmaya başladığı günlerde, devrin genelkurmay başkanı İlker Başbuğ'a, "paşam, ver emeklilik dilekçeni, gel Boğaz'da rakını iç" demiştik...
Elbette aldırmadı. Koskoca paşa hazretleri, bir yazar parçasının lafıyla mı iş yapacaktı?
Şimdi savcının ve yargıcın lafıyla ne yapacağını göreceğiz.
Gene bilmem hatırlar mısınız, paşa Ankara'da bir basın toplantısı düzenlemişti. Hani şu "su borusu" dediği silahlar ve "kâğıt parçası" dediği darbe planları hakkında...
Bu basın toplantısına, arkasına koca koca generalleri dizerek çıkmıştı...
Yok, saati sormadı, paşalar da "üç" demediler, o başka bir paşa.
Fakat, bıraksalar ince uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Haymana Ovası'na atlayacak gibiydi sanki... Gözleri çakmak çakmak mıydı, bilemiyorum.
Paşa o toplantıda sivillere bazı öğütler de vermişti, gazeteci arkadaşlar aracılığıyla. "Sivil savcı şu şu şu konuları araştırsın, ama bu bu bu konuları araştırmasın" buyurmuştu.
Basın toplantısına katılan Ankara babayiğitlerinden hiçbiri ağzını açıp da "hop dedik paşam, orada dur" diyemedi.
Benim üslubumla söylemeleri gerekmezdi canım, arkadaşlar ciddi adamlar, bizim gibi serseri değiller, "paşam, bu sözlerinizle yargıyı etkilemiş ve yönlendirmiş olmuyor musunuz" diye sorabilirlerdi...
Bugün savcılıkta ifade verecek.
Savcı bu konuyu sormayacak, ben soruyorum.
Bilimin amacı Atatürkçülüğü "yaymak" olamaz
Kemalist basın, vargücüyle Profesör Mümtazer Türköne'ye yüklenmeyi sürdürüyor.
Türköne'nin "Atatürk'ün mirasına sahip çıkmamız lazım, Atatürk bu ülke için bir ilham kaynağıdır ve de Atatürk'ün Atatürkçüler'den korunması gerekir" lafını ısrarla arka taraflarından anlayıp saldırıyorlar.
Bunlardan biri, Türköne'nin atandığı Türk Tarih Kurumu'nun "teşkilat kanununa" takmış...
Bu yasanın birinci maddesine göre AKDTYK (Kenan Efendi'nin Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu!) "Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılaplarını bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymakla" yükümlüymüş.
Böyle rezalet olmaz. Hiçbir bilim kuruluşunun görevi, Atatürk düşüncesini "tanıtmak ve yaymak" olabilemez. Olursa, ona bilim kurumu denmez, propaganda borazanı denir. Atatürk propagandası yapan bir bilim kurumu kavramı, bizzat bilime ve Atatürk düşüncesine aykırıdır.
Aziz Yıldırım'ı kurtarmak için canlarını dişlerine takan politikacılar, lütfedip şu kurumu da kurtarsınlar, yani kanunu değiştirsinler.
sabah
Bu yazı 1,570 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
26 Eylül 2012
Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?
-
15 Ağustos 2012
Atraksiyon
-
29 Temmuz 2012
Akşam diyordun Abbas
-
23 Temmuz 2012
Özeleştirini yap Kemal arkadaş!
-
16 Temmuz 2012
Fransa'nın Kılıçdaroğlu'su
-
15 Temmuz 2012
Onları geri kazanalım
-
4 Haziran 2012
Ay birbirinizden farkınız mı vardı?
-
26 Mayıs 2012
İç savaş istediklerini söylemiştim
-
29 Nisan 2012
Coşku duyulacaaak... Duy!
-
13 Nisan 2012
Osmanlıca dersi de konulsun
-
8 Nisan 2012
Osmanlı'da garaj mes'elesi
-
23 Mart 2012
Hatırlayalım hatırlatalım
-
7 Mart 2012
''Haybeden Şef Gezisi''
-
29 Şubat 2012
Senin de adın Kemal
-
12 Şubat 2012
Lafının ardında dur
-
19 Ocak 2012
Aman oğlum, vururlar ha
-
6 Ocak 2012
Zurnanın zırt dediği yere henüz gelmedik
-
5 Ocak 2012
İlker Paşa bize de ifade versin
-
2 Ocak 2012
CHP'yi destekliyorum
-
19 Aralık 2011
Olmayanı olduramazsınız
Yorumlar
+ Yorum Ekle