Ardan Zentürk
0 0 0000
2012: Savaş yılı
Ortadoğu’nun yeni yılı, “topyekun savaş” riskiyle karşılaması büyük talihsizlik. Washington’dan alınan işaretler, Amerikan sisteminin köşe başlarını tutmuş İsrail’e yakın isimlerin yeni savaş bölgesinin İran olmasında ısrarcı olduğunu gösteriyor. İran ise, Irak, Libya veya günümüzdeki Suriye gibi kolay lokma olmadığını ispatlamaya çalışıyor.
Amerikan Savunma Bakanı Leon Panetta, 2 Aralık 2011 günü Washington’da, Yahudi lobisine yakınlığıyla tanınan Brookings Enstitüsü’nün içinde yer alan Ortadoğu Politikası için Saban Merkezi’nin (Saban Center for Middle East Policy) Amerikalı ve İsrailli politika belirleyicileri bir araya getiren yıllık konferansında konuşmacıydı. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ı her gördüğünde aklına Hitler’in geldiğini, 2006 yılındaki bir söyleşisinde İsrail’in önde gelen yayın organlarından Haaretz gazetesine söylemiş Yahudi asıllı Amerikalı milyarder Haim Saban’ın kurduğu bir merkez bu. Merkez esas olarak, Amerika’nın Ortadoğu politikasının İsrail’in ulusal çıkarları doğrultusunda gerçekleşmesi için gösterdiği çabayla tanınıyor.
Nitekim, toplantıda, Leon Panetta’yı konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet eden Merkez’in yönetmeni Kenneth M. Pollack’dı. Ortadoğu ve askeri dengeler konusunda çok tanınmış eski bir CIA uzmanı olan Pollack’ın adı 2003 yılında, Amerika’nın “çok gizli” İran stratejisine ilişkin bilgileri İsrail’e aktardığı iddialarına karışmış, açılan davalar, güçlü Yahudi lobisinin baskıları sonucunda 2009 yılında hiçbir sonuç vermeden rafa kaldırılmıştı. Zaten Pollack, şu anda yürütmekte olduğu görevi, halen Brookings Enstitüsü’nün Başkan Yardımcılığını yürüten Martin Indyk’den aldı. Indyk, George W. Bush, Pentagon’daki Yahudi lobisinin önde gelen isimleri Paul Wolfowitz, Douglas Feith, Richard Perle gibi “uzmanların” raporlarıyla Irak’a saldırırken, savaşın iki cepheli olması gerektiğini ve İran’ın da aynı anda vurulmasını savunan isimdi!..
İsrail, şu ana kadar, Irak ve Libya’da arzu ettiği hedeflere varmış görünüyor. Sırada tabii ki Suriye ve devamında Lübnan var. Ama Washington’daki asıl hazırlığın İran’ın yok edilmesine dönük olduğu çok iyi anlaşılıyor.
Bu nedenle, şu isimleri yakın takibe almakta yar var: Amerikan Kongresi’nden İleana-Ros Lehtinen ve Howard Berman, Beyazsaray’dan Dennis Ross ve Jeffrey Feltman, Hazine Bakanlığı’ndan David Cohen. Belli ki, sistemdeki Yahudi lobisinin bu güçlü karakterleri, Obama yönetiminin adım adım İran serüvenine yönelmesinde çok önemli rol oynayacaklar. İran aleyhine zaten kontrol edilen medya gruplarında başlatılacak kampanyaya -iddia ediyorum- bu ülkenin kapı komşusu olarak bizler bile inanacağız!.. (Saddam’ın elinde kimyasal ve biyolojik silahların olduğuna inanmadık mı?)
Ortadoğu’yu bekleyen savaş riskinin yalnız İran’ın vurulmasından kaynaklandığını söylemek yanlış olur. Tahran’ın, kendini savunmak için çevresinde oluşturmaya çalıştığı “Şii savunma kalkanının” giderek bir Sünni-Şii hesaplaşmasına dönüşmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.
Amerikan askerinin çekilmesinden hemen sonra Irak’ın Şii Başbakanı Nuri el-Maliki ile Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el-Haşimi arasında patlak veren gerilim ve devamında yaşanılan kanlı olaylar, Irak’taki gelişmelerin Suriye ile bağlantılandığını gösteriyor. Artık Suriye-Irak ekseninde yaşanılacak -ne yazık ki- Müslüman’ın “ötekini” öldürdüğü yeni bir hesaplaşmayla karşı karşıyayız. Irak’ta patlak veren Şii-Sünni gerginliğinin, Suriye’de Sünni-Alevi, Lübnan’da yine Şii-Sünni çatışmasına dönüşmesi İslam coğrafyası için büyük bir felakettir. Ama Tahran’ın bu ateşi Ortadoğu’nun en hassas bölgesine yayarak kendini koruma gayreti içinde olacağı da açık bir gerçek.
Sünni-radikal El-Kaide yönetim unsurlarının Pakistan’dan çıkıp Libya başta Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerine kaydığı ve hatta Batı desteğindeki Suriye muhalefetinin içinde önemli rol oynadıklarına ilişkin haberlerin alındığı, hatta, NATO harekatı sonrasında Libya’nın başkenti Trablus’un askeri komutanlığını ünlü El-Kaide savaşçısı Abdülhakim Belhaj’ın yürüttüğü garip bir dönem.
Türkiye dikkatli olmak zorunda!..
star
Bu yazı 1,513 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
6 Eylül 2012
Bir garip Türkiye portresi
-
27 Ağustos 2012
Ortadoğu’ya hoş bulduk!
-
26 Temmuz 2012
Rusya-Suriye-Almanya Kimyasal silah
-
23 Temmuz 2012
AB’nin ''gerçek'' yolu...
-
7 Haziran 2012
Clinton ile buluşma ve terör
-
30 Nisan 2012
Öldürülecekler listesi...
-
5 Nisan 2012
Sürgündeki milletin acısı
-
29 Mart 2012
Suriye-Lübnan: Her şey yeni başlıyor...
-
26 Mart 2012
İran katliama katıldı!..
-
19 Mart 2012
Türkler Arap öldüremez!..
-
12 Mart 2012
Yarı-başkanlık sistemine doğru...
-
1 Mart 2012
Esas mesaj ‘diaspora’ya
-
30 Ocak 2012
SURİYE: Savaş yeni başlıyor...
-
23 Ocak 2012
Sarkozy’nin işi bitti...
-
5 Ocak 2012
İran’la dans
-
29 Aralık 2011
2012: Savaş yılı
-
8 Aralık 2011
İsrail’in Türkiye’ye ihtiyacı var
-
5 Aralık 2011
Araplar ‘Türk modeli’ne soğuk!..
-
28 Kasım 2011
‘Felaket senaryosunu önlemeye çalışıyoruz...’
-
17 Kasım 2011
SURİYE: Yüksek risk!..
Yorumlar
+ Yorum Ekle