En Sıcak Konular

Yaşar Süngü


Yaşar Süngü
0 0 0000

Aslında küresel sistem 1971'de çöktü



İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesine yakın 1944'te ABD'nin küçük bir kasabası olan Bretton Woods'da toplanan Birleşmiş Milletler Para ve Finans konferansında Bretton Woods sistemi kabul edildi.

Bu sistem ile bağımsız ulus-devletler kendi aralarında ortak bir parasal düzen üzerinde anlaştı.

Bu konferansta altına dönüştürülebilen tek para biriminin dolar olmasına, diğer para birimlerinin değerlerinin de dolara göre ayarlanmasına karar verildi. Anlaşmaya katılan ve parasını altına dönüştürülebilir yapmayı kabul eden her ülkenin parasının değeri dolara göre saptandı.

Anlaşma ile 1 ons altın = 35 dolar ya da 1 dolar 0,88867 gr. altın olarak belirlendi ve ABD dış talep olduğunda doları bu paritesi üzerinden altına çevirmeyi kabul etti.

Tüm para birimlerinin dolara endeksli olması zamanla piyasalarda gerilim oluşturdu ve 1971'de ABD doları altına endekslemekten vazgeçince ipler koptu ve sistem çöktü.

*

O zamana kadar doları altın karşılığı basan ABD o zamandan sonra karşılıksız dolar basmaya başladı ve hâlâ da buna devam ediyor.

Prof. Dr. Arif Yavuz, ABD'nin bugün karşılıksız para basıp her şeyi satın aldığını, yeni Dünya Merkez Bankası kurulması teklifine, yeni bir para birimi olsun görüşlerine bu yüzden karşı çıktığını söylüyor.

Yani ABD ile doların kaderi birbirlerine bağlı.

İkisinden birinin zayıflaması diğerinin da kaybetmesine yol açacak.

Er ya da geç.


Yolsuzluk, alkol gibi sarhoş etseydi...

Ömer Hayyam rübailerinden birinde, "Eğer bütün günahlar sarhoşluk verici olsaydı, dünyada ayık insan kalmazdı" derken ne kadar haklı olduğunu şimdi anlıyoruz.

"Yolsuzluklarla Mücadele" konulu sempozyumda, konuşan Sayıştay Başkanı Recai Akyel konuşmasından önemli bulduğum noktaları çarşamba günkü yazımda alıntıladım.

Akyel'in, uyarıları bugün bütün devletler için geçerli.

Çünkü, yolsuzluk alkol gibi bütün kötülüklerin anası.

İnsani değerleri tahrip ediyor ve insanı değersizleştirirken aynı zamanda hayvanlaştırıyor da.

Orada kalmıyor.

Bulaşıcı virüs gibi insandan insana bulaşıyor.

Ve sonunda bütün topluma yayılıyor.

*

Sonra ne oluyor?

Dürüstlük, çalışarak kazanmak enayilik, çalmak, çırpmak uyanıklık oluyor.

Kanaat etmenin adına tembellik deniyor.

Sürekli cambazlık yapan, Ali'nin külahını veliye, Veli'nin külahını Ali'ye giydiren üçkağıtçı düzenbazlara, "Çok akıllı, zeki, kurnaz adam" deniyor.

Bununla da yetinilmiyor bir de üstüne, "Helal olsun adama" sözü eklenerek yapılan ahlaksız ve gayrimeşru ilişkiler helalleştiriliyor.

*

Yolsuzlukların tahribatı insandan insana da değişiyor.

Devlet memuru ise kamu malını peşkeş çekiyor, makam ve koltuğun imkanlarını kendi menfaatine kullanıyor.

Kamuda rüşvet-bahşiş ve hediyesiz iş yapılmıyor.

Tüccar ve esnaf ise, mal alırken üreticiyi, mal satarken vatandaşı kazıklıyor. Vatandaşa bozuk mal satıyor. Ucuz ürünü pahalı veriyor.

İş adamı ise, hem devletten vergi kaçırıyor hem de çalışanlarını sömürüyor.

Çalışan, ücretli ve maaşlı ise işini doğru dürüst yapmıyor, işe sahip çıkmıyor. Çalıştığı işyerini soyuyor, aletleri hor kullanıyor, aşırı israf tutumuna girerek işyerini zarara sokuyor.

Örnekleri sayfalarca uzatmak mümkün.

Kısacası yolsuzluk büyük bir israf kapısı; çünkü İNSAN israf ediliyor.


Haftanın sözü: Öğretilmiş cehalet

"Bu ülkede Meclisin ilk kez 23 Nisan'da açıldığını sanan milyonlarca insan var.

1877 meclisini bilmemelerini normal görebilirsiniz, ancak 1908'den itibaren bu ülkede çok partili bir hayat yaşandığı, parlamentonun çalıştığı ve padişahlık makamının İngiltere'deki gibi sembolik bir seviyeye indiği bilinmiyorsa burada bir sorun var demektir. Bizim öncelikle bu öğretilmiş cehaletten kurtulmamız gerek." Alevî-Bektaşî Araştırmaları Merkezi Direktörü Şenol Kaluç


Hayat merdivenlerini çıkarken, insanlara iyi davranalım, çünkü inerken gene aynı insanlara rastlayacağız.
Cenap Şahabettin

yenişafak

Bu yazı 3,080 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Eylül 2012 'Onlar ağlamasaydı Türkiye ağlayacaktı'
    • 11 Mayıs 2012 Kim inanır S&P'ye
    • 2 Mayıs 2012 Yediğinden yedir, giydiğinden giydir
    • 13 Nisan 2012 Türkiye karakter oyuncusu
    • 19 Şubat 2012 Bağımlıyız...
    • 11 Aralık 2011 Aslında küresel sistem 1971'de çöktü
    • 24 Ağustos 2011 İslam dünyasının önündeki büyük fırsat
    • 24 Nisan 2011 CHP'nin ekonomik vaatleri, ve ''Güneş'' vakası
    • 17 Ocak 2007 Sabancı neden ayrılıyor?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,027 µs