Ahmet Taşgetiren
0 0 0000
2014 düşünceleri
Bir: Bir kere, Cumhurbaşkanı Gül'ün görev süresinin 2014'e kadar devam edeceği yönünde bir billurlaşma gerçekleşiyor, bu Gül'ü bile etkiler gözüken belirsizliğin ortadan kalkması açısından iyi.
İki: Tayyip Erdoğan, "üç dönem sınırlaması" konusunda kararlı gözüküyor. Bu, neresinden bakarsanız sarsıcı bir tavır. Şu isimlere bakın: Tayyip Erdoğan, Mehmet Ali Şahin, Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Ali Babacan, Beşir Atalay, Faruk Çelik, Mehdi Eker, Sadullah Ergin, Egemen Bağış, Binali Yıldırım ve Recep Akdağ. Bunlar, AK Parti hükümetlerinin joker isimleri. Hepsi birden gidecek. Geçenlerde Dengir Mir Mehmet Fırat'ın "AK Parti yeni yeni iktidar oluyor" sözünü naklettim. Yeni yeni iktidar olurken böylesine bir değişimi göze almak için, karar vericilerin partiye güvenmesi gerekiyor. Demek ki güveniliyor.
Üç: Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması aşağı yukarı herkesin "olması gereken"i... Karşıtlarının bile itiraz edemeyeceği bir olgu gibi gözüküyor.
Dört: Problem, Erdoğan sonrasında "AK Parti ne olacak"ta...
Beş: Bununla bağlantılı bir konu, Abdullah Gül'ün ne yapacağı-ne olacağı ile ilgili.
Altı: Tabii, aday olmayacak olan "jokerler"in ne olacağı meselesi de var. Onlar için emeklilik mi yoksa bir başka yerde istihdam mı söz konusu?
Gül-Erdoğan-Gül mü?
Yedi: AK Parti Genel Başkanlığı ya da Başbakanlık için, Putin-Medvedev-Putin örneğinden yola çıkarak yeniden Abdullah Gül ismi geçiyor. Abdullah Gül politikada emekliye ayrılmak için henüz genç, artı birikimi-tecrübesi var, artı dünyada da saygın bir isim, partide seviliyor, Çankaya'da olduğu kadar Başbakanlık'ta da başarılı olacağı muhakkak... Ancak bana sorulduğunda "iki husus sorunlu" diyorum: Bir, Çankaya her şeye rağmen, daha üst bir itibar konumu, oradan ikincil konuma gelmek, ikincisi Cumhurbaşkanlığı'nın tarafsız konumunun tartışılacak olması... Erdoğan-Gül bunları önemser mi bilmiyorum. Tabii burada bir konu daha var: Yetkiler meselesi. Gül Cumhurbaşkanı, Erdoğan Başbakan konumunda, Başbakanlık çok daha başat bir statü olarak yürüdü. Yeni durumda, Çankaya'nın başatlığı (yeni anayasa ile) sağlanacak mı yoksa ne olacak?
Sekiz: Yoksa Gül için, dünyadaki saygınlığından da yola çıkarak, başka bir uluslararası konum mu değerlendirilir? İslam Konferansı Teşkilatı ya da BM Genel Sekreterliği gibi... Ben, "emeklilik" gibi nitelenecek statülerin Gül için doğru olmayacağına inanıyorum.
Davutoğlu mu?
Dokuz: AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık için başka bir isim konusu da her platformda gündeme geliyor. Bunun için en son Taha Akyol'un sütununda, *Erdoğan çevresine atfen, Arınç ara formülü ardından Gül ismi telaffuz edildi. Acaba böyle midir?
On: Anadolu gezilerimde gittiğim yerlerin ileri gelenlerinin iştirak ettiği ortamlarda bunların tamamı konuşuluyor. Bana da soruluyor: AK Parti'de, geçen 10 yılın içinde gerçekten siyaset ve hizmet kalitesiyle öne çıkmış simalar var. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül de, devlet adamı kumaşlarıyla isimlerini siyasi tarihimize kazıdılar. Bülent Arınç da, Cemil Çiçek de, neredeyse 30 yıldır siyasetin içindeler ve saygın konumdalar. Bir Ali Babacan, bir Ahmet Davutoğlu yıldızlaştılar.
Aklında hep "Hocalığa dönüş" arayışı bulunan bir kişi olarak belki kendisi hiç istemeyecek ama ben, Tayyip Erdoğan sonrası için Ahmet Davutoğlu'nun ismi üzerinde duruyorum. Onun ismi gündeme geldiğinde hiç kimse birikimi konusunda söz söylemiyor. "Halkla ilişkiler" konusu ise Davutoğlu'nun son adaylığı sırasında çok net sergilediği bir hususiyet.
Peki ya liderlik?
Belki de onunla birlikte farklı bir liderlik üslubu devreye girecek... O da Türkiye için bir hamle olur.
bugün
Bu yazı 1,224 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
25 Eylül 2012
Vesayet tortusunu silmek...
-
20 Eylül 2012
Ana gündem: Terörü yok etmek
-
12 Eylül 2012
Gültan Kışanak kaçırılsa...
-
11 Eylül 2012
AK Parti formatının önemi
-
9 Eylül 2012
Ne kadar çok ''keşke'' diyoruz
-
7 Eylül 2012
''Akil adam'' enstrümanı
-
28 Ağustos 2012
MGK ne yapacak?
-
26 Ağustos 2012
Düşme, düşersen üzerine çullanırlar
-
19 Ağustos 2012
Bayram nostaljisi
-
14 Ağustos 2012
Aygün ve bölgenin çıplak gerçeği
-
12 Ağustos 2012
115 asker ölseydi...
-
9 Ağustos 2012
''Güvenlikçi politika''
-
7 Ağustos 2012
Şemdinlili bir ananın Karayılan'a mektubu
-
2 Ağustos 2012
''Daha büyük harita''
-
27 Temmuz 2012
Ortak mutluluğu planlamak
-
26 Temmuz 2012
Ortadoğu'da ne oluyor?
-
24 Temmuz 2012
Bölgesel Kürt yapılanması
-
19 Temmuz 2012
Erdoğan'ın kurgusu ne?
-
18 Temmuz 2012
Kılıçdaroğlu için son raunt
-
27 Haziran 2012
Türkiye sınanıyor
Yorumlar
+ Yorum Ekle