Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
0 0 0000
Grip aşısı obezlerde de işe yaramıyor
North Carolina Üniversitesi tarafından yapılan ve ‘International Journal of Obesity’ isimli tıp dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre grip aşısı obezlerde fazla işe yaramıyor.
Grip için risk yaratan hastalıklardan biri de obezitedir. Nitekim iki sene önceki domuz gribi salgınında obezlerin gribe yakalanma ve gripten ölüm ihtimallerinin yüksek olduğu ortaya çıkmıştı.
Bunun sebebi ise obezitenin kalp-damar hastalıkları, diyabet, kanser, astım, uyku-apne sendromu gibi pek çok hastalığa zemin hazırlaması yanında bu kişilerde bağışıklığın da ciddi şekilde baskılanmış olmasıdır.
Araştırma neden yapıldı?
Obezitenin diğer hastalıklardan bağımsız olarak grip için risk yaratan bir hastalık olduğu uzun zamandır bilinir.
Obezlerde hepatit B ve tetanos aşılarına karşı yeterli antikor cevabı gelişmediği ve diyetle obez hale getirilen farelerde bağışıklığın baskılandığı ve gripten ölümlerin arttığı bilinmesine karşılık obezlerde grip aşısının etkinliği inceleyen bir çalışma yoktu.
Bu araştırma obezlerde grip aşılarının etkinliğinin belirlenmesi amacıyla yapıldı.
2009-2010 sezonunda grip aşısı olan normal kiloda, fazla kiloda ve obez olanlar 1 ay ve 12 ay sonra değerlendirildi.
Araştırmanın ilk bölümünde grip virüslerine karşı oluşan antikorlar ikinci bölümünde ise CD8+ T- hücrelerinin aktivasyonu ve interferon-gama ile granzim B oluşumu ölçüldü.
1 ay sonra her üç grupta da grip virüslerine karşı antikorlar oluştuğu fakat 1 sene sonunda obezlerin yüzde 50’sinde bunların dört misli azaldığı görüldü. Buna karşılık grip virüslerine karşı oluşan antikorlardaki azalma normal kilolu olanların yüzde 25’ inden daha azında ortaya çıktı.
Kan örnekleri aşıdan 12 ay sonra grip virüsleriyle karşılaştırıldığında normal kiloda olanların yüzde 75 kadarında CD8+ T-hücreleri aktivasyonu ile interferon-gama ve granzim B yapımı saptanırken, bu duruma obezlerin ancak yüzde 25’ inde rastlandı.
Obezlerde bu iki mekanizmanın da normal kiloda olanlara göre iyi çalışmaması obezleri gribe yatkın kıldığı gibi bunlarda ağır komplikasyonların görülmesine de sebep oluyor.
Araştırmada yer alan uzmanlardan M. Beck “Obezlerin gribe daha duyarlı olmalarının bu kişilerde artmış olan leptin isimli hormonla ilgi olabileceğini” söylüyor.
Leptin, iştah düzenlenmesinde rolü olan ve yağ hücreleri tarafından salgılanan bir hormondur.
Grip aşısı neden işe yaramıyor?
Grip virüsleri ile geçirilen enfeksiyonun sağladığı bağışıklık senelerce (buna ömür boyu da denebilir) sürer ve bu bağışıklık sadece hastalığa sebep olan virüs tipine değil antijenik yapı bakımından ona benzemeyen diğer grip virüslerine karşı da etkilidir.
Tabii grip enfeksiyonunun sağladığı bağışıklığın başlıca üç bölümü vardır. Bir solunum yollarında etkili olan lokal bağışıklık ve sistemik yani vücudun tümünü ilgilendiren genel bağışıklık.
Sistemik bağışıklığın iki bölümü vardır: Hümoral bağışıklık (antikorlar) ve hücresel bağışıklık (T-hücreleri).
60 yıldan fazla zamandan beri kullanılan ve grip virüslerinin yüzey antijenlerinden hazırlanan aşılarla gribe karşı etkili bir bağışıklık sağlamak zaten hiçbir şekilde mümkün değildir.
Aşı ile antijenlere karşı antikorlar oluşmaktadır ama hem bunların ne kadar koruyucu oldukları belli değildir ve hem de bunlar aylar içinde etkilerini yitirmektedir. Aşıda bulunan virüslerle hastalık yapan etkenin aynı virüs olması ise tamamen tesadüflere kalmış bir husustur.
Bu araştırmada da gösterilmiş olduğu gibi obez kişilerde aşı ile sağlanan bağışıklık bir süre sonra etkisini yitirmektedir. Ayrıca bu bağışıklığın ne kadar etkili olduğu da belli değildir.
Oysa obezlerde tıpkı ağır kalp, akciğer, böbrek ve diyabet hastalarında olduğu gibi grip komplikasyon ve ölüm riski normal kişilere göre çok daha yüksektir. Aşıya esas ihtiyaçları olan bu riskli gruptur.
Gelelim neticeye
Grip aşısı üreticilerine sesleniyorum:
Ey endüstri, grip aşılarından yeterince kadar kâr ettiniz!
Bugüne kadar kazandığınız paranın hiç değilse bir kısmını artık tüm grip virüslerine etki edecek ve kalıcı bağışıklık sağlayacak aşı için harcamalısınız.
Şunu da bilin ki “Dünya Sağlık Örgütü diyor ki… CDC şöyle buyurdu” diye aşılarınızı kahramanca savunmaya çalışan bilim adamları da zordadır ve kem-küm edip durmaktadırlar.
Benden söylemesi.
KAYNAK
http://www.nature.com/ijo/journal/vaop/ncurrent/full/ijo2011208a.html
Bu yazı 1,569 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
31 Ekim 2014
Günde 3 bardak süt kemik kırığı ve ölüm riskini artırıyor
-
14 Mayıs 2013
Akademik sahtekârlık geleneğinin kime ne zararı var
-
11 Aralık 2012
Yakında ruh hastası olmayan kalmayacak
-
9 Ekim 2012
Bir Türk tıp alanında Nobel alabilir mi?
-
3 Ekim 2012
Burun damlaları ile aldatılıyor muyuz?
-
2 Ekim 2012
Kimi kime şikâyet edelim?
-
1 Ekim 2012
Türkiye'de mamografi taramaları rezaleti
-
16 Eylül 2012
Mamografi taramalarına karşıyım
-
10 Eylül 2012
Modern tıbbın son numarası: Aşırı teşhis
-
8 Eylül 2012
Mamografi kanser riskini arttırıyor
-
7 Eylül 2012
Benzer ilaç nedir?
-
28 Ağustos 2012
Meme taraması saç taramaya benzemez
-
14 Ağustos 2012
Antibakteriyel ürünlerdeki büyük tehlike
-
6 Ağustos 2012
Sağlıklı suda hiçbir mikrop olmamalıdır
-
30 Temmuz 2012
Enerji içecekleri yasaklanmalıdır
-
23 Temmuz 2012
Damacana mı musluk suyu mu?
-
10 Temmuz 2012
İlaç tanıtımında bundan iyisi Şam'da kayısı
-
23 Haziran 2012
Bir sağlık haberi skandalı
-
13 Haziran 2012
Ot-Çöp tüccarlarından alacağımız dersler de var
-
17 Nisan 2012
Sönmez gene döndü
Yorumlar
+ Yorum Ekle