En Sıcak Konular

Bülent Korucu


Bülent Korucu
0 0 0000

Millet olduğumuzu hatırladık



Van depreminden çıkarılacak epey ders var. Hâlâ çözemediğimiz bina kalitesizliği sorunundan acil müdahale konusunda artı ve eksilerimize kadar birçok teknik konu tartışılacak.


Bunlar çözülür veya açtığı yaralar tedavi, zararlar telafi edilir. Hepsinin ötesinde enerji biriktiği ileri sürülen bir toplumsal fay hattının sebep olabileceği yıkımın önüne geçilmiş görünüyor. Depremden çıkaracağımız hayırlı netice ve sevindirici tablo, iddia edildiği üzere yıkıcı bir fay hattının oluşmadığı gerçeğidir. Bu musibet bize kardeşliğimizi hatırlatan İlahî bir ikaz şeklinde algılandı. Vatanı, bayrağı ve devleti olmayan milletler var. Demek ki millet olmanın gerek şartı onlar değil. Sevinçte ve kederde birlik ile ortak bir gelecek hayali ise olmazsa olmaz şart. Vatan, bayrak ve devlet varken o birlik ve hayal olmasaydı, kendimize millet diyemezdik. Onca parçalama gayretlerine rağmen tek vücut olabileceğimizi deprem bir kez daha gösterdi. Ülkenin dört yanından yara sarmak için gönderilen yardımlar, kol ya da baştaki yaralardan önce kalplerdeki kırıkları tedavi ediyor. Göndereni de alanı da tedavi ediyor.

Aksini arzulayan, onun için çabalayan küçük marjinal gruplar vardı; ama dikkate değer nitelik ve çoğunlukta değildi. Acı üzerinden siyasî post çıkarma çabaları çoğunluğun sağduyusuna çarpıp eridi. Neo-milliyetçiliğin kalesi bilinen İzmir yardımda en önce organize olan şehirlerdendi. Yine Kürt karşıtı diye yaftalanan Karadeniz illeri, sağına ve soluna bakmadan öne atıldı. PKK/KCK kalemşorları bilhassa sosyal medyayı kullanarak acı istismarına girişti. Bazıları, 'Basın açıklamalarına anında damlayan polis nerede?' diye sorarken, güvenlik görevlileri enkazlarda kan ter içinde can kurtarmaya çalışıyordu. 'TC nerede?' sorularına en iyi cevabı, bakanlarıyla birlikte bölgeye çıkarma yapan Başbakan veriyordu. Asker, yüzlerce mensubuyla can pazarında ter döküyordu. Mukabilinde 'oh olsun' tayfası da boş durmuyordu. 'Çukurca şehitlerinin ahı' diye başlayan cümleler servis ediliyordu; orada şehit olanların yarıya yakınının Kürt olduğu gerçeği görmezden geliniyordu. Kaldı ki 'PKK eşittir Kürt' algısını Karayılan'lar oluşturmaya çalışmıyor muydu? Güya milliyetçilik yapanlar onların ekmeğine yağ sürmüyor muydu? PKK'nın 30 yıldır silahla, baskıyla yapamadığını ona altın tepside sunmaya kalkanların kaçının gerçekten Türk milliyetçisi olduğu konusunda şüpheliyim. Örgüt sözcülerinin 'bu kargaşada birkaç Kürt'ün canı yansa' beklenti ve heyecanları ise satırlarına yansıyordu. Önceki günlerde yayılan 'Erzurum BDP ile binası ateşe verildi' haberinin yalan çıkmasına üzülenler bulunduğu kanaatindeyim.

Her iki tarafın samimi duygularını istismar etmeye uğraşanlar umduklarını bulamadı. Milletin irfanı ikisini de boşa çıkardı. Çünkü bizi biz yapan değerlerde adalet düşüncesi ağır basar. 'Bir masumdan dolayı eşkıyalarla dolu bir gemi batırılmaz' diye biliriz. Halbuki çoğunluğun masum olduğuna hepimiz şahidiz. 'Kimsenin suçundan dolayı bir başkası cezalandırılmaz' hem İlahî hukukun, hem beşerî kanunların temel prensibidir. Kardeşinden dolayı kardeşe bile dokunulamazken, sadece Kürt olmaktan dolayı toplu ceza kesmek de ne oluyor! Hem de İlahî adalet adına... Hepsi bir yana, harp meydanında insanlıktan ayrılmamış bir gelenekle övünmüyor muyuz?

Deprem kalpleri yakınlaştırdı, yüzeydeki kırıklıkları tedavi etti. Belki de en önemlisi, acı üzerinden propaganda girişimlerini boşa çıkararak bir nevi aşı görevi yaptı. Rabb'im ölenlere rahmet, yaralılara acil şifa versin.

zaman

Bu yazı 1,059 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 28 Eylül 2012 Emri verenle alan bir olur mu?
    • 11 Eylül 2012 Siyasette sonuçsuz arayışlar
    • 4 Eylül 2012 PKK'yı kim cesaretlendiriyor?
    • 3 Ağustos 2012 Özkök Paşa'nın tarihî tanıklığı
    • 31 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu, koltuğunu sağlamlaştırdı
    • 27 Temmuz 2012 Anketler ne diyor?
    • 6 Temmuz 2012 Ahmet Şık, Ahmet Şık'ı yalanlıyor
    • 26 Haziran 2012 Karayılan söyledikleri mi kaçırdıkları mı?
    • 15 Haziran 2012 Özal'ın ölümü aydınlanacak mı?
    • 22 Mayıs 2012 Anayasanın dili
    • 11 Mayıs 2012 Başkanlık Türkiye'de uygulanabilir mi?
    • 8 Mayıs 2012 CHP'de yerel seçim mücadelesi
    • 4 Mayıs 2012 AİHM, mahkemeyi ibra etti
    • 17 Nisan 2012 Balyoz'da acı fren!
    • 27 Mart 2012 Balyoz'a ABD'den destek gelmiş!
    • 16 Şubat 2012 MİT tartışmasındaki toz bulutu
    • 8 Şubat 2012 Dindarların talebi özgürlük
    • 3 Şubat 2012 CHP'liler dama oynuyor
    • 31 Ocak 2012 CHP'de anomali doğumun yan etkileri
    • 20 Ocak 2012 Mahkeme aslında 'örgüt var' diyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,129 µs