En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...



Medyamız, görebildiğim kadarıyla, Hakkâri’nin Çukurca ilçesi merkezindeki güvenlik birimleriyle sınırdaki askeri birliğe PKK’nın ağır silahlarla eş zamanlı saldırı düzenlemesi ve 26 askerin şehit olup, 22 askerin de yaralanmasından ziyade bunun ‘zamanlaması’ ile ilgili...
Bunun için de sorgu ve suallerde saldırının ‘neden ve niçin’ yapıldığı öne çıkıyor, yaptığı tahribat o sorgu ve sualin gölgesinde kalıyor...

Sabahtan akşama aynı minvaldeki sorular adeta ring yapıp duruyor:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘Başkomutan’ olarak bölgeye gitti ve sınır birliklerini bizzat denetledi. Acaba saldırı buna bir cevap mı?

PKK’lıların Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla Habur’dan giriş yapıp teslim oldukları günün ikinci yıldönümüydü, saldırı bu nedenle gerçekleşmiş olabilir mi?

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, hafta sonu kritik bir görüşme yaptı ve ilk kez Suriyeli muhaliflerle resmi temasta bulundu, acaba bununla bağlantısı var mı?

Baskına ‘neden’ arama soruları uzayıp gidiyor...

***

Hâlbuki sorulması gereken soru, baskının neden ve niçin olduğu değil...

Sorulması gereken soru, sınırdaki bir tugayın ve güvenlik birimlerinin ağır silahlarla nasıl bu kadar rahat saldırıya uğraması...

Bu kadar büyük bir can kaybı vermesi...

***

Gerçek sorular sorulmayınca, neredeyse otuz yıldır izlemekten yorulduğumuz ‘kes, yapıştır’ nutuk ve demeçler tedavüle sürülüyor ve kamuoyu oluşturmaya yönelik hiçbir işe yaramayan kanıksadığımız haberler uçuruluyor:

‘Bölgede büyük bir operasyon başlatıldı’...

‘Sınır ötesi harekât’...

‘Uçaklarımız bombalıyor’...

Baskını yiyip, askerlerimizi göz göre göre öldürttükten sonra sınır ötesi harekâtın, kamp bombalamanın, geniş operasyonu başlatmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok ki...

Esas yapılması gereken, tugaya kimsenin saldırmayı göze alamayacağı bir zindelik ve caydırıcılık refleksi kazandırmak...

Otuz yılda buna sahip olamadığımız için şablon nutuk ve hamasi askeri haberlerle bir sonraki baskın ve ölümleri bekliyor, adeta artarak büyüyen can kaybını sıradanlaştırıyoruz...

***

Çukurca 21’inci Sınır Jandarma Tugay Komutanlığı, baskın vermeyi aklından geçirenin dudağının uçuklayacağı bir güç ve dermanda olsa bunları mı konuşuruz?

Hâlbuki bizde baskın verildiği gibi, saatlerce süren çatışmalar yaşanıyor ve görülmedik ölçülerde askerimiz ölüp, yaralanıyor...

Üstelik eski terminolojide de ısrar etmeye devam ediyoruz...

Olup biteni ‘terör’ olarak görme eğilimimiz devam ediyor...

Siz hiç askeri tugaya baskın veren, saatlerce çatışan, mangalarca asker öldüren ‘terör’ gördünüz mü?

Güneydoğudaki ‘düşük yoğunluklu savaşı’ hala ‘terör’ olarak tercüme edince de ardındaki sosyal dinamiği ve olayın gerçek boyutlarını da bilerek ıskalıyorsunuz, sorun bu nedenle de bir türlü çözülemiyor...

***

Dün sabah erkenden kalktım...

Bütün gazeteleri okudum...

Yazımı 2012 bütçesini yazmak üzere kurguladım...

Ne ki sabahın erken saatlerindeki gelen ilk telefonla alt üst oldum...

‘Keşke gerçek bir ordumuz olsa da çocuklarımızı kimse öldüremese’ diye düşündüm...

***

Bu büyük kemikleşmiş zafiyeti konuşmadıkça sorunun ‘güvenlik’ boyutunu da çözemeyeceğiz...

Sosyal ve siyasal yanını ise zaten çözemiyoruz...

Çözsek bugüne kadar 29 kalkışma olur muydu?

Sonuncusu neredeyse otuz yıldır sürdüğü gibi, sınır tugayı da hala kendini koruyamıyor...

Ve çocuklarımızı yitirdiğimiz her baskının ardından hep aynı hamasi şarkıyı dinleye dinleye gençleri kaybetmeye devam ediyoruz...

star

Bu yazı 1,254 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,376 µs