En Sıcak Konular

Mümtaz'er Türköne


Mümtaz'er Türköne
0 0 0000

Geleceğin hesabı



Nasırlaşmış yürekleri bile yakacak bir acı.

İki günde 30'un üzerinde şehit. Türkiye'nin her yöresinde 30'dan fazla ocağa düşen evlat acısı. Dayanmak, sabretmek zor. Dişinizi, yumruğunuzu sıkıp olduğunuz yerde kalıyorsunuz. Hiçbir şey düşünmeden, hesaplamadan bir yerleri yok etmek, birilerinin kafalarını koparmak geçiyor içinizden. Öfke, taşıp boşalacak bir mecra arıyor. Ama her şeye rağmen her şeyi düşünmek ve hesaplamak, aklımızı öfkemize egemen kılmak gerekiyor. Çünkü geleceğin hesabı önümüzde duruyor.

Okuyuculardan bana şu soru geliyor: 'Hâlâ Öcalan'ın göz hapsine alınmasını öneriyor musun?' Eğer bir terör eylemi sizin niyetinizi, kararınızı ve tepkinizi belirliyorsa başarıya ulaşmış demektir. Terörün hedefine ulaşmasına izin veremeyiz. Verirsek bütün geleceğimizi ona ipotek ettirmiş oluruz.

Terör sorunu karmaşık bir denklem. Bir tarafta Güneydoğu'da yaşayan Kürtler var. Üçe bir oranında, ara sıra rezerv koymakla beraber PKK'ya yakın duruyorlar. BDP'nin legal-illegal politikacıları, KCK'nın kadroları sıklıkla değişen yöneticileri, kilometrekare başında insan sayısından fazla düşen örgüt sayısı. Dağdaki silahlı militanlar, kanla geçinen terör esnafı, savaş ağaları; ayrı ayrı hesaplar peşinde olan Kuzey Irak yöneticileri, Suriye'si, İsrail'i, İran'ı, Almanya'sı. İmralı'daki Öcalan'ı. Meclis'te mazeret üretmekle ve talimatları yerine getirmekle görevli BDP milletvekilleri. Geçim derdinde, kan içme peşinde, şöhret ve güç sevdasında ayrı ayrı bir yığın kişi. Beri tarafta, devleti ülkesiyle ve milletiyle bir arada tutmaya çalışan bir hükümet. Teröre karşı kurumları arasında koordinasyonu yeni sağlamış bir devlet. Muhalefet partileri, medya, finans sermayesi, uluslararası lobiler, canı yananlar, yoksulluk içinde çırpınanlar, terörle piyasa yapanlar... Aklınıza gelebilecek her aktör, her kurum. PKK bir eylem yapıyor ve bütün bu aktörleri, kurumları yerinden kımıldatıyor. Bizi öfkelendiriyor. Ötekini heveslendiriyor. Diğerini hesaplarını gözden geçirmeye zorluyor. PKK terörü 'kimden ne tepki gelecek?' hesabıyla üretiyor.

'Savaşın galibi kim?' PKK'nın zihnimize soktuğu bu soru, doğru bir soru değil. İki günde 30'dan fazla askeri şehit etmek PKK için bir zafer mi? Sivil hedeflere yönelmek, Ankara'nın göbeğinde bomba patlatmak bir askerî başarı mı? Kalleşliğin zaferi mi olur? Terörün başarısının tek kriteri halkta yol açtığı infialdir. Oluşturmayı başardığı öfke selidir. Karşılıklı tırmandırdığı nefrettir. Güvenlik birimleri terörle mücadele eder. Meydan savaşı değil ki yok etsin! Terörü hüsrana uğratacak olan bizleriz.

PKK, kaybedilmiş bir davanın peşinde. 'Devrimci Halk Savaşı'nın 'halk'ını ikna edemiyor. Uluslararası dengelerde içine yerleşeceği bir çatlak bulamıyor. Ne Suriye, ne İsrail ipiyle kuyuya inilecek durumda değiller. Sadece Türkiye'ye satmak üzere PKK'nın elinden tutarlar. Dünya üzerinde örnekleri görüldüğü gibi PKK, silah bırakmadan önce pazarlık gücünü artırmak için terörü tırmandırıyor. Örgüt içinde güç kaybedenler, saltanatlarını sürdürebilmek için ellerindeki tek vasıtayı, silahlarını kullanıyor. Karanlık koyulaşıyor. Çünkü şafak vakti yaklaşıyor.

Ben terör uzmanı değilim. Bildiğim tek şey, terörü yok etmek için silahtan çok akla ihtiyaç duyduğumuz. Eğer PKK içinde birileri, silahlı patronluğa devam etmek için terörü azdırıyorsa, diğerlerinin ne söylediğine bakmak gerekmez mi? Öcalan, bu akan kanı durduracak bir faktör mü, değil mi? Peki bu faktör terörü durdurmak için bir fırsat ve imkân sağlıyor mu? PKK'nın 'Devrimci Halk Savaşı' tezini savunan şiddet yanlısı kanadı, Öcalan'ın nerede kalmasını ister? İmralı'da mı, yoksa ev hapsinde mi?

'30'dan fazla şehidin taze bedeni toprağa verilirken, bunları nasıl söylersin?' diyenler çıkacaktır. Onlara bugün duyduğumuz acının üzerine, benim gibi gelecekteki kayıplarımızın acısını hissetmelerini söyleyebilirim. Gidenler arkasından gözyaşı dökerken geleceğin acısını durdurmak ellerimizde. Nasıl? Geleceğin hesabını yaparak. Terör, kader değil. Gelecek henüz belirlenmedi. Olacakları bizim kararlarımız ve eylemlerimiz belirleyecek. Bırakalım devlete artık egemen olan akıl bu acıları önleyecek çareleri bulsun. Bizler de sakin ve vakur, öfkemizi serin kış rüzgârlarına verip bu aklın etrafında kenetlenelim.

Şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

zaman



Bu yazı 1,461 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Bu sefer çözülecek mi?
    • 16 Eylül 2012 Din eğitiminde devlet tekeli kalkıyor
    • 14 Eylül 2012 Siyaset, artık dine alet edilmiyor!
    • 13 Eylül 2012 CHP, PKK ile müzakere yapabilir mi?
    • 9 Eylül 2012 Merkez Sağ'ın son noktası
    • 7 Eylül 2012 Başbakan sertleşmekte haklı mı?
    • 28 Ağustos 2012 Hükümet haklı çıktı
    • 26 Ağustos 2012 Kawa ve Ergenekon
    • 24 Ağustos 2012 Terör sorunu ayrışıyor
    • 17 Ağustos 2012 Hem şiddet üreten, hem barış isteyen bir örgüt
    • 16 Ağustos 2012 'Paralel devlet'in iflası
    • 12 Ağustos 2012 Kürt, Türk, Alevî ve Sünni olmak
    • 10 Ağustos 2012 Yangını kim söndürecek?
    • 5 Ağustos 2012 Ordulaşan partiler ve partileşen ordular
    • 22 Temmuz 2012 Davutoğlu haklı çıkarsa?
    • 17 Temmuz 2012 'Hücre yenilenmesi'
    • 29 Haziran 2012 ÖYM'leri kaldırması için hükümete yetki verdiniz mi?
    • 24 Haziran 2012 Türkiye savaşa girer mi?
    • 21 Haziran 2012 Teröre teslim olmak
    • 19 Haziran 2012 Çözüme yakın mıyız?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,554 µs