Suriye dosyasını 'Arap Baharı' kaleydoskobundaki renklerden ayırmalısınız…
Suriye farklı.. Mısır’dan da, Tunus’tan da ve hele Libya’dan da.. Libya’da yaşananlar ne ülkedeki batılı menfaatleri ne de bölgeyi etkiledi!
(Bu açıdan bakınca Silvio Berlusconi’nin, “Bu bir halk ayaklanması değildi. Çünkü Kaddafi, halkı tarafından seviliyordu. Güçlü adamlar, Kaddafi’yi dışarıda bırakıp, Libya için yeni bir döneme hayat verdi” şeklindeki sözleri, sürekli ‘bunga bunga’ partileri yapan birinin aklına benzemiyor.)
Suriye'nin sonu iyi olmayacak.. Her seçenek birbirinden beter..
Ya Esad isyanı bastıracak.. Ya iktidardaki Aleviler, Dürziler ve Hıristiyanlar bir olup çoğunluktaki Sünnilerle kanlı bir savaşa tutuşacak.. Ya da.. Suriye parçalanacak.
Bir çok batı kaynaklı metin Türkiye'nin pozisyonuna bakınca; "Sünniler’e yönelik baskıya kızan seçmen kitlesini yatıştırmakla, Suriye’deki akrabalarının durumunu izleyen Türk Alevileri’nin reaksiyonlarını hesaplayan bir hükümet" görüyor... (AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in buram buram ‘feraset’ kokan açıklamasını da resmin neresinden rötuşlayacağınıza siz karar verin.)
Başbakan'ın 'iç meselemizdir' çıkışlarının altında da bu var zaten; iç savaşın yukarı süpüreceği iri bir göç dalgasından veya karşı yakadaki Kürtler’in durumunda bir sıkışıklık olursa, bu taraftaki Kürtlerle AKP iktidarı arasındaki stresin artmasından kaygılanıyor hükümet... (Esad’ın iktidarda kalmasından o kadar kaygılanıyor mu?. Veya kaygılanıyor muydu?)
Suriye’nin stratejik çözüm/bela doğurganlığının bir yönü, İran-Irak-Suriye-Filistin-Hamas-Hizbullah çizgisinin ABD’yi delirtmesiyse, öbür yönü de İsrail elbette...
(Amerika’yı burnundan solutan özel bir istihbaratı da paylaşayım: ABD’nin Irak hükümetine destek için akıttığı dolarların, Bağdat’taki İran etkisiyle Suriye ordusunun maaşlarına gittiğini biliyor musunuz?.. Türk diplomasinin acar muhabirleri ile köşe yazarları böyle haberlerden manşet devşiremezler ama Suriye iktidarını yıkmak için her türlü casusluk tezgahını dokuyan Riyad’ı zemzem suları ile paklarlar... Yoksa ‘vaftizlerler’ mi yazmalıydım?)
İsrail sorunu dediğimizde ise artık Türkiye konuşmaya başlıyoruz.. Tel Aviv’i yalnızlaştırma noktasında önemli bir adıma doğru koşuyoruz...
'Yalnızlaşma'yı da tarif edelim; Ürdün dışında tek "Allah kulu"nu yanında bulamayabilir İsrail.. Ve orası da sallanıyor, yakındır! Çok önce yazdım.
Soru şudur...
Bu stratejik bir değişim midir, yoksa.. Vadesi belli konvansiyonel bir 'ayarlama' mı?
Başbakan’ın Mısır gezisi kilittir.. Daha doğrusu Gazze’yi geçip geçemeyeceği…
Mısır ile Türkiye’nin yeni bir eksenle İsrail’i makaslayacağı kestirmeleri yapılırken ve hatta Başbakan kurmaylarının, "Gazze yoksa Mısır ziyareti olmayabilir" mealindeki cılız beyanları hatırlardayken..
Akdeniz’in mavi derinliği kulaç kulaç ölçülürken ve dahi Kahire-Ankara’nın stratejik ittifakı söz konusu iken..
Gazze’ye geçilemeyecek olmasının haberi nasıl müjdelenmeli Türkiye’ye? (Bu satırlar yazılırken Gazze ziyareti kesinleşmemişti ve dağınık bilgiler geliyordu. Genel hava olmayacağı şeklinde ise de güvenlik nedeniyle sürpriz de yapılabilir.)
İsrailli uzmanların 'tanrı gibi karşılanır' sözleri nasıl okundu ise Washington’da, yankısı Gazze’de yeni bir duvar oldu…
Gazze geçişini engelleyen Amerika’dır.. Aynı zamanda İsrail’dir.
Pek yakında Birleşmiş Milletler’de Filistin için 'hayır' oyu kullanacak ABD’nin de müjdecisidir!
Bu durumda, ABD’nin içindeki bir ABD’yi, İsrail’i yalnızlaştıran dinamiklerin aksamı olarak görenlerden biri olarak, çelişkiyi sorgulamak zorundayım?
"Neden" bir yandan İsrail’i sıkıştıran-aslında samimiyetle Netanyahu hükümetinin yıkılmasını da istiyen-O Amerika, Erdoğan’ın Gazze fethini engellemeye çalışıyor?.
Ve BM’de Filistin ilanını engelleyecek?
Amerika bunun karşılığında ne alacak?. O alacağı tahmin edin.. Ben de size bugünden 2012 seçimlerinin galibini söyleyeyim!
http://twitter.com/NedretErsanel
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle