Mehmet Altan
0 0 0000
Bu resmi de görüyor musunuz?
Sabahın erken saatlerinde yerli ve yabancı gazete tomarını da yanıma alarak İskandinavya’ya doğru yola çıktım. Uçak yolculuğu boyunca tüm gazeteleri hatmettim. ‘Töre davasında linç girişimi’ haberi çok da görmek istemediğimiz ürkütücü bir Türkiye resmi olarak zihnime kazındı.
***
İlk başta beni haberin başlığındaki ‘töre’ kelimesi huzursuz etti. Çünkü töre, ‘yazılı olmayan halk kanunları’ demek. Hala yazılı hukukun geçerliliği yok mu, diye düşündüm.
***
Haberi usul usul okumaya başladım...
‘Zorla evlendirildiği amcasının oğlu Metih Toprak’a boşanma davası açması üzerine ölümle tehdit edilen ve 2 çocuğu elinden alınan 27 yaşındaki Demet Toprak’tan çocukları mahkeme kararıyla almak için açılan davanın ilk duruşmasında olaylar çıktı’. ‘Zorla evlendirildiğini’ öğrenince, ne zaman zorla evlendirildiğini merak ettim. 14 yaşındayken rızası olmadan evlendirilmişti. Demek ki Demet binlerce ‘çocuk gelin’den biriydi. UNICEF, 18 yaşının altında yapılan evlilikleri ‘çocuk evliliği’ olarak adlandırmakta ve çocuk evlilikleri çocuk haklarının ihlali sayılmakta... Çünkü evlendirildikleri takdirde eğitim haklarını kaybeden çocuklar, gerek ekonomik gerek sosyal hayata katılımda dezavantajlı duruma düşmekte; dolayısıyla yoksulluk, sosyal dışlanma, aile içi şiddet gibi risklere daha açık hale gelmekteler.
***
15-19 yaş grubunda 259 bin evli kadın bulunmakta... Evli olan 259 bin kadından 100 bin kadın bir, 20 bin kadın ise iki ya da daha çok çocuk sahibi... Bu kadınların yüzde 90’ı en fazla ilköğretim mezunu ve sadece 34 bini işgücüne katılmakta; bunların çok büyük kısmı da ücretsiz aile işçisi olarak istihdam edilmekte...
***
Demet Toprak, 14 yaşındayken rızası olmadan evlendirildiği amcasının oğlu Metin Toprak’tan iki çocuk sahibi olmuş. Çift arasında şiddetli geçimsizlik olunca, Demet Toprak eşine boşanma davası açmış. İddiaya göre, Metin Toprak eşini tehdit ederek çocukların velayetini üzerine alıp, çocuklarını memleketindeki ailesinin yanına götürmüş. Anne ise boşanma davası açması nedeniyle eşinin ailesi tarafından ölümle tehdit edildiğini belirterek, evini terk edip İzmir’de tanıdığı bir ailenin yanına yerleşmiş. Eşinin peşinden İzmir’e giden Metin Toprak burada çalıştığı inşaattan düşerek yaşamını yitirmiş.
***
Demet Toprak, eşinin ölümünün ardından çocuklarını almak için girişimlerde bulunmuş, ancak aynı zamanda amcası olan kayınpederi çocukları vermemiş. ‘Aynı zamanda amcası olan kayınpederi’ tarifi de beni şaşırttı... Bu da büyük sosyal facialarımızdan biri olan ‘akraba evliliği’ kodlarının mesajıydı... Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’na çocuklarının kendisine verilmesi için karar aldıran Demet Toprak, yine de çocuklarına kavuşamamış... Dede Süleyman Toprak, Adilcevaz Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak ‘ahlaka aykırı yaşam sürdüğünü’ ileri sürüp, çocuklara tedbir kararı aldırmış...
***
Önceki gün...
Dede Toprak’ın torunlarının velayetini kendi üzerine almak için açtığı davanın ilk duruşması vardı. Demet Toprak, Bakan Fatma Şahin sayesinde polis korumasında getirilerek adliye binası içine alınırken, eşinin 20 yakını da adliye binası önünde toplandı. Demet Toprak adliye binasından polis nezaretinde çıkarken de saldırıya uğradı; eşinin akrabaları kendisini linç etmek istedi. Polis Demet Toprak’ı havaya ateş açarak güçlükle kurtardı. Yazılı hukuk yerine hala ‘töre’ geçerli olunca, manzara da bu oluyor...
***
Akraba evlilikleri...
Çocuk gelinler... Aşiretler...
Töreler... Çocuğuna kavuşmak isteyen annelere çamur atmalar, öldürmeye ant içmeler...
***
Demet Toprak’ın hikâyesi ve mahkemesi en çarpıcı Türkiye fotoğrafı olarak zihnime ve ruhuma kazındı. Herkes Türkiye için istediği fotoğrafı çekebilir... Ama Demet Toprak’ın ürkütücü hikâyesinin toplumsal koşullarını gösteren resmi de yok saymamak lazım.
Çünkü belki de en hakiki fotoğraf o...
star
Bu yazı 1,377 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
11 Ocak 2012
‘Tanırım, iyi çocuklar’
-
9 Ocak 2012
Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
-
6 Ocak 2012
Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
-
30 Aralık 2011
Bombalama emrini kim verdi?
-
24 Aralık 2011
Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
-
16 Aralık 2011
Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
-
14 Aralık 2011
Ergenekon büyürken uyuyamam...
-
4 Aralık 2011
Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
-
2 Aralık 2011
Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
-
30 Kasım 2011
Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
-
29 Kasım 2011
Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
-
23 Kasım 2011
Ergenekon’un farkında mısınız?
-
21 Kasım 2011
Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
-
14 Kasım 2011
Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
-
9 Kasım 2011
Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
-
3 Kasım 2011
Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
-
31 Ekim 2011
Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
-
26 Ekim 2011
Hırsızlar da kardeşiniz mi?
-
20 Ekim 2011
Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
-
19 Ekim 2011
Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?
Yorumlar
+ Yorum Ekle